MURAT KÜÇÜK
Ham maddeye ulaşmanın giderek daha zor ve maliyetli bir hale gelmesi, geri dönüşüm ve atık yönetimi konusunu tüm dünyada kritik bir alan haline getiriyor. Bugün, gelişmiş olarak nitelendirilen birçok ülke, ham madde ve yarı mamul ihtiyacının önemli bir kısmını ithal ederek sanayisini ayakta tutuyor. Aynı zamanda dünyanın en büyük tüketim pazarları da olan gelişmiş ülkeler, yüksek miktarda atık üretimine de neden oluyor. Avrupa Birliği’nin öncülüğünde başlatılan karbonsuzlaşma, yeşil ve sürdürülebilir üretim anlayışına dair hamleler, döngüsel ekonomi ile başta ham madde olmak üzere, enerji ve insan kaynağının verimli kullanılmasını amaçlıyor. En önemlisi de döngüsel ekonomi ve sürdürülebilir üretim ile ellenmemiş kaynakların korunması, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir gezegen bırakılması hedefleniyor. Bu gerekçelerden ötürü Avrupa’da her türlü atığın üretim ekosistemine kazandırılması için kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Atıkların ilk kaynaktan ayrıştırılması, doğru şekilde toplanması ve sanayiye kazandırılması için hayata geçirilen depozito iade sistemi ile vatandaşlar da sürece dahil ediliyor. AB Atık Sevkiyatı Mevzuatı ile atıkların ihracatı zorlaştırılarak ham madde olarak kullanılması yönünde ilgili sektörlerin üreticileri teşvik ediliyor. Piyasaya ürün arz eden firmaların yarattığı atıktan sorumlu tutulması da bu konuda firmaları aktif bir politika gütmeye zorluyor.
Türkiye için atık yönetimi enerji tasarrufu anlamına da geliyor
Bir sanayi ülkesi olan Türkiye de ihtiyaç duyduğu ham maddenin önemli bir kısmını ithal ediyor. İthalata bağımlı olmanın getirdi dönemsel tedarik sorunları, Türk sanayisinin problemleri arasında gösterilebilir. İnşa edilecek güçlü bir geri dönüşüm ve atık yönetimi sistemi, Türk sanayisinin ham maddeye erişim sorununa çözüm olabilir. Ortaya çıkan tonlarca cam, kâğıt, metal, plastik, tekstil, ahşap, elektronik ve organik atıkların geri dönüşüm ile tekrar sisteme kazandırılması, düşük maliyetli ham madde anlamına da geliyor. Keza, çevresel etkilerin azaltılması ve enerji tasarrufu da diğer getiriler olarak sıralanabilir. Demir çelik sektöründen bir örnek vermek gerekirse, cevherden üretim yapmak hurdadan üretime göre 5 kat fazla enerji tüketimine neden oluyor. Keza hurdadan çelik üretimi karbon emisyonu bakımından da 10 kat daha temiz. Bu durum plastik, alüminyum ve daha birçok sektör için farklı şekilde sıralanabilir. Geri dönüştürülmüş malzeme, yeni ham madde üretimine göre çok daha avantajlı.
Türkiye’de atık yönetiminin doğru işleyememesinin en önemli nedeni olarak kaynaktan ayrıştıramamayı gösterebiliriz. Katı atıkların kişi ve kurumlarca doğru tasnifi ile ilgili toplama kutusuna atılması, hem atık yönetiminde başarı oranını artırıyor hem de maliyetleri azaltıyor. Bu tıpkı ilk düğmenin doğru iliklenmesi gibi görülebilir. Vatandaşların geri dönüşüm ve atık yönetimine katılması için hayata geçirilmesi planlanan depozito iade sisteminin sürece katkı sağlayacağı aşikar. Yurttaşların yaptıkları çalışma karşılığında maddi kazanımlar elde etmesi geri dönüşüm ve atık yönetiminin güçlü bir ayağı olacak.
İşçi sorunu için bir değişiklik gerekiyor
Geri dönüşüm ve atık yönetimi tesislerinde çalışacak personel bulmak giderek zorlaşıyor. Sektör temsilcileri, özellikle de kurumsal firmalar uygunsuz şekilde yabancı çalıştırmaktan yana olmadığından personel bulmakta güçlük çekiyor. Türk gençleri için sektörün bu kısmında çalışmak tercih edilir bir seçenek değil. Bu nedenle sektör temsilcileri yabancı uyruklu işçi çalıştırmanın yasal bir zemine oturtulması gerektiğini dile getiriyor ve bu yönde ilgili makamlardan bir beklentileri de var.
Avrupa’dan ithalat zorlaşacağından atığımıza sahip çıkmalıyız
Avrupa Birliği’nin 1 yıl erteleyerek 2026 yılında yürürlüğe sokacağı AB Atık Sevkiyatı Mevzuatı, Türkiye’yi doğrudan ilgilendiriyor. Mevzuat ile Avrupa Birliği atık ihracatına kısıtlama getiriyor ve atıkların ortaya çıktığı yerde dönüştürülmesi gerektiğini savunuyor. Avrupa’nın en büyük atık ithalatçısı Türkiye, 2022 yılında 12,4 milyon ton ile AB’nin atık ihracatından yüzde 39 pay alarak AB’nin en çok atık ihraç ettiği ülke oldu. Avrupa’dan ithal ettiği atığı işleyen, bunu dönüştürerek hem kendi sanayisinde kullanan hem de ihraç eden Türkiye, bu karardan doğal olarak etkilenecek. AB Atık Sevkiyatı Mevzuatı da Türkiye’nin güçlü bir geri dönüşüm ve atık yönetimi kurgulaması gerektiğine işaret ediyor.