Yener KARADENİZ
Rakip ülkelerle rekabette zorlanmaya başlayan tekstil ve giyim sanayii, bu yıl daha fazla hissedilmesi beklenen durgunluk nedeni ile çözüm arayışına girdi. Geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Nebati ile bir araya gelen sektör temsilcileri, ihracatçı için “özel kur” koruması talep etti.
Yüksek enerji maliyeti ve artan asgari ücret nedeniyle rakip ülkelerle rekabette zorlanmaya başlayan Türkiye hazır giyim ve tekstil sektörü, bu yıl etkisi daha da artması beklenen durgunluk nedeni ile çözüm arayışına girdi. Bu kapsamda geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Nebati ile bir araya gelen her iki sektörden önemli temsilciler, EYT düzenlemesi, asgari ücret ve enerji maliyetleri ile ilgili sorunlar ve çözüm önerilerini bakanlık yetkilileriyle paylaştı. Görüşmede gündeme gelen konulardan biri de “özel kur uygulaması” teklifi oldu. Söz konusu teklife göre firmaların ihracat gelirlerinin işçilik ve enerji maliyetlerine denk gelen yüzde 50’lik kısmının yüksek kurdan faydalanması şeklinde olacak. Bakanlığın bu konuda çalışma yapacağı dile getirildi. Konuyla ilgili gelişmeleri sorduğumuz bakanlık yetkilileri ise yorum yapmak istemedi.
“Enerji maliyetimiz rakiplerin 3 katı”
Toplantıya katılan isimlerden biri İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz idi. Geçen yılın son haftasında yapılan enerji indirimlerinin az da olsa sektör için moral olduğunu anlatan Öksüz, “Son indirim ile bizde 20 cent’e gerileyen enerji fiyatı, rakip ülkelerde hala 7 cent civarında. Artan asgari ücret ve EYT düzenlemesi de maliyetlerimizi önemli ölçüde artıran diğer gelişmeler. Çalışan başına maliyet yemek ve servis ile birlikte 700 doları geçti. Türkiye genelde 500 doların üstü maliyeti kaldıramıyor. Tek çare kurların yukarı doğru hareket etmesi ya da ihracatçıya özel kur uygulanması. Bizim böyle de bir önerimiz oldu. Hazine ve Maliye Bakanımıza ilettik” açıklamasını yaptı. En azından ihracatçının işçilik ve enerji gideri ne kadarsa bunun karşılığında özel kur uygulanması gerektiğini ifade eden Öksüz, “Üst sınırlar koyalım. Hammadde zaten global fiyatı olan bir emtia. Bizim rekabet gücümüzü yitirdiğimiz alan işçilik ve enerji giderleri. Bu konuda bir hareket bekliyoruz. Enfl asyonu kontrol altına almak için dövizi bu seviyede tutma konusunda haklı olabilirler elbette ama ihracatçıyı da yaşatmak lazım. Verimli bir görüşme oldu, değerlendireceklerini, çalışacaklarını söylediler” dedi.
Öte yandan navlunun düşmesi ile Uzakdoğu’nun yeniden rekabetçi hale geldiğini anlatan Öksüz, “Bizim yakın coğrafya avantajımız var ama o da bir yere kadar. Daha yüksek fiyata satabiliyoruz ama bunun da bir sınırı var. Bu süreçte işçi çıkarma bir miktar daha artabilir. Bu noktada enerji maliyetlerindeki düşüşün devam etmesi önemli” şeklinde konuştu. Verilen bilgilere göre halihazırda enerji ve işçiliğin maliyetleri içinde yüzde 50 pay aldığı Türkiye tekstil sektörünün rakipleri arasında yer alan Mısır’da asgari ücret 150, Özbekistan ve Türkmenistan’da 100 dolar ve Pakistan, Hindistan ve Vietnam’da ise 200-250 dolar civarında seyrediyor.
Miktarda yüzde 20, değerde yüzde 10 daralma bekleniyor
Toplantıya katılan isimler arasında yer alan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı (TGSD) Ramazan Kaya, artan asgari ücretin getirdiği yükün az da olsa hafifl emesi adına işçi başına verilen 250 TL’lik desteğin en az 1 yıl süreyle 500-750 TL arasında belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Önümüzdeki dönemi zorlu bir viraj olarak tanımlayan Kaya, “Bu yıl işlerin daralması nedeniyle işten çıkarmaların artmaması için kısa çalışma ödeneğinin devreye alınmasını talep ettik. EYT düzenlemesi hayata geçti ve çoğu firma buna karşılık ayırmamıştı. Devlet bunla ilgili bir fon sağlasa da sonuçta firmanın sermayesinden, kasasından çıkacak bir para bu. Şirketler için yük getiriyor. Çalışan yaş ortalamasına bakıldığında EYT kapsamına girenler en değerli, verimli çalışan yaş aralığı” dedi.
Gündeme gelen bir diğer konunun da baskılanan kur olduğunu anlatan Kaya, şöyle devam etti: “Dövizde bir hareket beklemeyin mesajını verdiler. Bu konuda ‘özel kur’ teklifi konuşuldu. Enerji ve işçilik maliyeti kadar, yapılan ihracat tutarını da geçmeyecek şekilde bir özel kur belirleyelim teklifi sunuldu. Çalışalım dediler. Herhangi bir önlem alınmaması halinde bu yıl miktarda yüzde 20, değerde yüzde 10 daralma bekliyoruz. Gelişmelere bağlı olarak istihdamda ise yüzde 10 düşüş kaçınılmaz olacak.”
200 BİN EYT’Lİ İÇİN 20 MİLYAR TL’LİK KIDEM YÜKÜ
Ramazan Kaya, EYT düzenlemesinin sektörü zorlayacağı yorumunda bulundu. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerinde çalışan 1,3 milyonluk istihdamın yüzde 10-15’inin EYT’li olduğunu dile getiren Kaya, şöyle devam etti: “En az 200 bin EYT’li var. İşlerin daraldığı, ciroların gerilediği, kârlılığın düştüğü bir noktada EYT düzenlemesi kapsamında tekrar sermayede bir çıkış olması fi rmaları daha da zorlayacak. 200 bin çalışanın asgari ücretle aynı kurumda 10 yıl çalıştığı düşünülürse, 200 bin çalışanın sektöre kıdem tazminat yükü en az 20 milyar TL’yi buluyor. Ek ödemelere ve maaşa göre bu rakam çok daha yüksek seviyelere çıkabiliyor. Toplam maliyet içinde yüzde 35 paya sahip olan işçilik maliyetinin son zam ile birlikte yüzde 50 arttığı düşünülürse bu da rakip ülkelere göre fi yatların yüzde 15 pahalı kalması anlamına geliyor. Bu fi yatı kabul etmeyen dev alıcılar da alımlarını rakip ülkelere yönlendiriyor.”
EN BÜYÜK SIKINTI KARSIZLIK
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, 2022’yi yüzde 5’e yakın ihracat artışı ile kapatan hazır giyim sektöründe asıl sıkıntının kârsızlık olduğuna dikkat çekti. Son çeyrekte zararına satışların yaşandığını belirten Fayat, “Bizim maliyetimizin 10 birim olduğunu varsayarsak bunun yüzde 35’ine yani işçilik maliyetimize yeni yıl ile birlikte yüzde 55 zam geldi. Biz zaten bir birim kâr sağlayabilen bir sektörüz. Dolayısıyla kur artmayacağı ve fi yatları da değiştiremeyeceğimiz için bu zam bizim zarar etmemizi garanti hale getirdi. Onun için bu yıla kötü bir başlangıç yapacağız. Bir önceki yıla göre baz etkisi ile rekor kırdığımız 2021’in ilk 3 ayına göre bu çeyrekte yüzde 10-15’e varan oranlarda eksi ihracat yazacağız” dedi. Bununla birlikte kârsızlığın daha büyük bir sorun olduğunu dile getiren Fayat, “Enerjiye indirim gelmesi iyi ama yüzde 423 zammın olduğu son bir yılda yapılan indirim çok anlamlı değil. Dünyanın kullandığı elektriğin 3 katı pahalıya enerji kullanıyoruz. Pakistan, Vietnam Hindistan’da ortalama 8 cent olan fi yat, bizde 23-24 cent’i buldu. Şu an 20’ye düşmüştür. Hane halkı doğalgaz kullanım sübvansiyonu da sanayiye yıkılmış durumda. Kurda bir hareketlilik olmadığı takdirde sektör ihracatında yüzde 10’dan aşağı bir daralma beklemiyorum. Kur sadece emek yoğun sektörleri de değil orta ve yüksek teknoloji şirketlerini de vurmaya başladı” ifadelerini kullandı.
ÖZEL KUR UYGULAMASI NEDİR?
Henüz fikir aşamasında olan özel kur uygulaması, verilen bilgiye göre şöyle işleyecek: Bir şirket 1 milyon dolar ihracat yapıyorsa tavanı 1 milyon dolar olmak üzere en az işçilik ve enerji maliyeti kadar kısım olan yüzde 50’lik kısım spot kur olan 19,7 TL’den değil de 22-23 TL’den bozdurulabilecek.