YENER KARADENİZ/İZMİR
Ekonomide son yıllarda yaşanan yapısal değişim, lüks tüketim alanlarına da doğrudan yansıdı. Bu değişimin en net görüldüğü alanlardan biri de tekne ve yat sektörü oldu. Son yıllarda orta gelir grubuna yaşanan daralmanın etkisi ile bu sınıfa hitap eden 5-15 metre tekne satışlarında sert daralma yaşanırken, üst gelir grubuna hitap eden 25 metre üstü tekne satışlarında ise artış görüldü. Söz konusu gelişmede bir diğer etken ise tekne bağlama ücretleri oldu. Sektör temsilcilerinin verdiği bilgilere göre en küçük boy teknede yıllık bağlama maliyeti 500 bin TL’yi aşarken, 40 fit teknelerde ise 3-4 yıl önce 5 bin Euro olan yıllık ücret 20-25 bin Euro’lara geldi. İlginç olanı ise bu fiyatlara rağmen kapasite hala yeterli değil…
İzmir Boat Show Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı, 23 Nisan’da kapılarını açtı. 5 gün boyunca sürecek ve 20 bini aşkın ziyaretçinin katılması beklenen fuara 150’den fazla şirket katıldı ve 400’e yakın tekne sergilendi. İZFAŞ ve ED Fuarcılık’ın daveti ile katıldığımız fuarda bir araya geldiğimiz İzmir Tekne İmalatçıları ve Tedarikçileri Dayanışma Derneği (TEKİMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akduman, sektöre yönelik önemli bilgiler verdi. İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk, İZFAŞ Genel Müdür Yardımcısı Onur Fatih Gökçedağ, ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Dilek Soydan ve ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Emel Yılmaz’ın da katıldığı toplantıda konuşan Akduman, salgın sonrası hareketlenen sektörde son dönemde sıkıntılı bir sürecin yaşandığını belirtti. Ekonomide yaşanan gelişmelere paralel olarak belirli sınıflarda satışların önemli oranda düştüğünü anlatan Akduman, “Orta gelirin çekilmesi ile 5-10 metrelik teknelerde alıcı kalmadı. Bunları orta sınıf, taksit imkanı, leasing ve kart kullanarak alırdı. Şimdi kimse yüzde 60 faiz ile tekne almak istemiyor. Özellikle lüks teknelerde, fiyatlar artmasına rağmen satışlar devam ediyor. Türkiye’de 25 metre üzeri teknelere olan talep globalde de artmış durumda. Bu sınıfta en hareketli kısım ise 1 milyon Euro ve üstündeki sınıf. Bu trendin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Bu segmentte, fiyatlar artmasına rağmen satışlar devam ediyor” dedi.
En düşük yıllık bağlama ücreti 500 bin TL
Söz konusu alanda yaşanan gerilemenin bir diğer nedeninin ise sektörde artık kangren haline gelen bağlama sorunu olduğunu dile getiren Hüseyin Akduman, “Türkiye’de yeterli sayıda marina, bağlama alanı ve kara park sahası olmadığı için, 5-10 metre arası tekne alan kullanıcılar teknelerini bağlayacak yer bulamıyor. 10 metrelik bir tekne için yıllık bağlama maliyeti 500 bin TL” şeklinde konuştu.
Türkiye ticaret savaşlarında köprü olabilir
Sektöre umut olacak gelişmeler de yaşanmıyor değil. Örneğin Avustralya’dan ABD’ye ve Hollanda’ya kadar birçok ülkeden firma Türkiye’de üretime başlamış. Akduman, bu şirketler arasında Damenn, North Island ve Greenline gibi bir çok uluslararası firma bulunduğunu belirtti. Akduman, son yıllarda Avrupa ile eşitlenen maliyetlere rağmen bu firmaların Türkiye’de üretime devam etmelerinin motivasyonunu ise şu sözlerle açıkladı: “Türkiye’de işçilik hala çok iyi. Bu konuda Avrupa’dan öndeyiz. İkincisi ana pazarlara yakınız. Avustralyalı şirket Asya’da üretip Avrupa’ya sattığında Avrupalı beğenmiyor. Bir diğer etken ise Serbest Bölge avantajları. Yanı sıra ticaret savaşları yaşanıyor. Artık Çinliler ABD’ye, ABD’liler de Çinlilere mal satmak için Türkiye’ye uğramak zorunda. Ticaret savaşlarında köprü ülke olma konumundayız” dedi.
■ İhracatta yüzde 25 düşüş bekleniyor
Gemi ve yat sektörü, geçen yılı 1 milyar 912 milyon dolar ihracat ile kapatmıştı. Bu da bir önceki yıla göre yüzde 1,43 düşüş anlamına geliyor. TEKİMDER Başkanı Akduman, bu yıl yüzde 25 düşüş ile 1,5 milyar dolar civarında bir ihracat geliri beklediklerini dile getirdi. Akduman, bunun nedenleri konusunda ise şu ifadeleri kullandı: “Gemi inşa sanayimiz ihalelerde fiyat olarak Polonya, Finlandiya gibi ülkeler ile yarışmıyor. Avrupa Birliği kendi işlerini artık birlik içinde çözüyor. Fiyat anlamında biz daha pahalı kalıyoruz onlar için. Bizdeki maliyet artışları rekabetçiliğimizi negatif etkiledi. Hammaddeye ulaşmamız da zorlaşıyor. Hammadde tarifelere takılarak geliyor, yurtiçinde ise anti-damping soruşturmaları nedeni pahalı almak durumunda kalıyoruz. Tüm bunlar etken olmaya başladı.”