BARIŞ SEDEF
Yerli un sanayi üçte ikilik kapasite fazlasıyla üretimlerine devam ederken, ihracat tarafında da global üstünlüğünü sürdürüyor. Yıllık 32 milyon ton buğday işleme kapasitesi bulunan un sektöründe 508 un fabrikasıyla Türkiye globalde 11 yıldır ihracat üstünlüğünü koruyor. Türkiye'nin küresel un ticaretinden almış olduğu pay ise yüzde 23 seviyelerinde yer alıyor. Türkiye’de yıllık olarak ortalama 15 milyon ton un üretimi yapıldığını kaydeden Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliğinden (IAOM) Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy, geçen yıl buğday ithalatına uygulanan kota nedeniyle un ihracatında dalgalanma yaşansa da 2025'i dış satımda artışla kapatacaklarını söylüyor. 2024 yılını 3 milyon tonu aşkın un ihracatıyla kapattıklarını belirten Ulusoy “Bu yıl da un ihracatında 3 milyon tonu aşacağız ve küresel un ihracatında dünya şampiyonluğu unvanımızı sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.
Türk un sektörüne haksız rekabet davaları açıldı
2025 yılında un ihracatının 3 milyon 600 bin ile 4 milyon ton arasında gerçekleşmesini öngördüklerini açıklayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Haluk Tezcan, sadece kendi ürettiğimiz buğday ile ihracatta rekabeti korumanın mümkün olmadığını vurguladı. Tezcan, ya ithal ham maddeye izin verilmesi ya da Toprak Mahsulleri Ofisi’nden dünya fiyatlarıyla ham madde sağlanmasını talep ettiklerini söyledi. Toplam 190 ülkeye ihracat yaptıklarını 4-5 ülkenin ağırlık kazandığına işaret eden Tezcan, en temel sıkıntılarının ihracat yaptıkları ülkelerin kendi fabrikalarını kurup, Türk ununa karşı tedbirler uygulaması olduğunu ifade etti. Amerikalı un üretici derneklerinin girişimiyle Türk un sektörüne karşı Dünya Ticaret Örgütü'ne haksız rekabet davaları açıldığını bildiren Tezcan, “Un sanayicisi olarak davaları kazandık ve haksız rekabet yapmadığımızı kanıtladık. Sıfır vergiyle un ihracatı gerçekleştirme fırsatı yakalamışken bu sefer de dış kaynak desteğiyle un fabrikaları kuruldu” diye konuştu.
“Rusya-Ukrayna savaşının sonlanması ticaretimizi olumlu yönde etkileyebilir”
Dünya tahıl üretiminin merkezi haline gelen Karadeniz bölgesindeki gelişmelerin Türkiye’nin tarımsal ticaretinde önemli olduğunu belirten TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, şunları ifade etti: ”Rusya-Ukrayna savaşının daha çabuk sonuca ulaşması ve diplomatik ilişkilerdeki yumuşamaya bağlı olarak gıda ticaretinin olumlu etkilenmesi bekleniyor. Dünya hububat ihracatı içinde toplamda yüzde 24 payı bulunan bu iki ülke dış piyasalara açılma yönünde, geçiş güzergahı olarak iş birliğimize ihtiyaç duyuyor. Savaşın sonlanmasıyla birlikte Karadeniz ve Azak Denizi’nde bulunan Odessa, Mariupol ve Sivastopol gibi önemli limanlar yeniden faal hale gelecektir. Savaş döneminde alternatif rotalara kayan bu bölgedeki ürünlerin ticaretinde, gözler yeniden ülkemize çevrilecektir. Türkiye artan lojistik yatırımları, Orta Doğu ve Afrika ile ticaretteki merkezi konumuyla bölgesel ticarette daha da öne çıkacaktır. AB ve ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının savaş koşullarına bağlı olarak gevşemeye başladığı durumda, bu ülkedeki talebe en hızlı yanıt verenlerden biri olacağımızı düşünüyoruz. Geçtiğimiz yıl Rusya’da başlayan bulgur tanıtım projemiz devam ediyor, iletişim alanında yaptığımız yatırımların geri dönüşünün yüksek olacağına inanıyoruz.”