BARIŞ SEDEF
TÜRKİYE’DE bin 300’ün üzerinde Ar-Ge ve 335’in üzerinde de tasarım merkezi bulunuyor. Hem tasarım hem de Ar-Ge merkezleri konusunda son dönemde ciddi atılımların gerçekleştiğini görüyoruz. Buna karşın tasarım ve Ar-Ge tarafında inovasyon ve ticarileşmeye giden yolun yeteri kadar taçlanmadığını görmek mümkün.
Her yıl hatta her ay artan Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısına paralele olarak patent ve faydalı model başvurularında aynı başarının görülemediğini rakamlar bize söylüyor. 2024 Ocak-Eylül arası dönemde 4 bin 986 patent başvurusu gerçekleştirilirken, 2023’ün aynı döneminde ise 4 bin 758 başvuru yapılmış durumda. Toplamda yüzde 4,8’lik artış kaydedilirken her geçen yıl çift haneli büyüme gösteren Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde ticarileşebilecek daha fazla buluşa imza atılması gerekiyor.
Patent başvurularındaki yüzde 5’lik artış Türkiye’deki Ar-Ge ve tasarım merkezleri varlığı düşünüldüğünde oldukça sembolik kalıyor. Tasarım tarafında ise 2023’ün Ocak-Eylül döneminde 40 bin 169 başvuru yapılırken, 2024’ün aynı döneminde bu sayı 30 bin 78 olarak gerçekleşti. Toplamda bakıldığında yüzde 25’lik gerileme söz konusu. Gerilemenin nedenlerine indiğimizde ise birçok firmanın ekonomik belirsizliklerden dolayı bekleme sürecine geçtiğini görüyoruz.
AR-GE, İNOVASYON VE PATENT ÜÇLÜ BİR SACAYAĞI OLUŞTURUYOR
İşin sanayi boyutunu ele aldığımızda ise karşımıza, ‘ihtiyaçlarımıza ve taleplerimize uygun ürünleri bulamıyoruz’, üniversitelerden görüş aldığımızda ise ‘sanayiciler bizleri yeteri kadar desteklemiyor’ yaklaşımları karşımıza çıkıyor. Bu döngüyü bir sinerjiye dönüştürmenin yolu ise üniversite sanayi işbirliklerinden geçiyor.
Bunu dışardan hizmet alımı yoluyla yapan sanayicilerde kronikleşen başka bir sorun ortaya çıkıyor. ‘Buluş ve ürün geliştirme süreçleri çok uzun zaman alıyor. Bana şimdi lazım!’ maalesef KOBİ’lerimizin önemli bir kısmı üniversite sanayi iş birliğiyle yola çıktığında projenin henüz senesi dolmadan bu tip taleplerde bulunurken, sonrasında yaşanan süreç tıkanıklıkları Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin kronikleşmiş sorunları arasında yer almaya başlıyor.
Bunu aşan firmalar ise genelde teknoparklara yerleşke kurarak bu alandaki çalışmalarını daha sistemli bir yapıya kavuşturuyor. Öyle ki bu yapıda ilerleyen şirketler gramı bin 300 dolar olan ürünler geliştiriyor.
Dinamo sektörler özelinde Ar-Ge çalışmalarında son durum
Fosil yakıt kullanımına yönelik sınırlamaların en hızlı dönüştürdüğü sektörlerin başında otomotiv geliyor. Bu alandaki batarya teknolojilerinde ciddi ilerlemeler var. Şu anki çalışmaları kapalı kapılar ardında ilerlese de mevcut batarya menzillerinin 500 kilometreden 2 bin 500- 3 bin kilometrelere çıkmasını sağlayacak teknolojiler üzerinde çalışılıyor.
Kimya tarafında ise gramı bin 300 dolar süper grafen, stratejik sektörlerin yoğun ilgi gösterdiği ürünler arasında başı çekiyor. Gıda güvenliği tarafında ise ambalajlama teknolojilerindeki gelişmeler dikkat çekici. Son tüketim tarihi gelen ürünlerin uyarı vermesini sağlayacak çalışmalar var.