Hüseyin GÖKÇE
Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından düzenlenen sohbet toplantısına katılan Türkiye Ürün İhtisas Borsası Genel Müdürü Ali Kırali, lisanslı depoculuğun gıda güvenliği alanında son yıllarda geliştirilen en önemli proje olduğunu, sistemin en kritik parçasının ise Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) olduğunu ifade etti.
İlk gongun 2019 yılı Temmuz ayında vurulduğu TÜRİB’de yüzde 51 hissenin odalarla birlikte TOBB’da olduğunu, ayrıca TMO, BIST ve 3 kamu bankasının da payları bulunduğunu anlattı.
Hâlen 163 bine ulaşan katılımcı sayısını 200 binin üzerine çıkarmayı hedeflediklerini kaydeden Ali Kırali, çiftçi, tüccar ve sanayicilerin doğal üye olduğunu, ancak başka kesimlerin de üyeliğinin önünde engel bulunmadığını söyledi. Kırali, Türkiye’nin dört bir yanında üretilen hububat, bakliyat, yağlı tohum ve diğer türlerdeki 17 farklı ürünün yatırım amaçlı alınıp satılabildiğine dikkat çekti.
2023’te 100 milyar lira işlem hacmi bekliyoruz İklim krizinin ürünleri altın değerine getirdiğini söyleyen Kırali, tarım ürünlerinin doğası gereği bir sonraki hasat dönemine kadar depoda tutulması gerektiğini, bu nedenle lisanslı depoya ürün koymanın ‘stokçuluk’ olmadığını aktardı. Kırali, bir soru üzerine avukat ve doktor gibi meslek grupları dahil herkesin bu piyasaya girmesini istediklerini belirtirken, sektör dışında olup da burada alım satım yapanların toplam katılımcı içindeki payının yüzde 1 olduğu bilgisini verdi.
Faaliyete geçtikleri 2019 yılı ikinci yarısından bu yana TÜRİB’de işlem hacminin 100 milyar lirayı bulduğunu ifade eden Kırali, 28 milyon ton ürünün el değiştirdiğini söyledi. Türkiye genelinde 163 lisanslı depo işletmesi bulunduğunu anlatan Ali Kırali, rekoltenin yüzde 25’inin TÜRİB’de işleme konu edilebilir durumda olduğunu belirtti. Kırali, Cumhuriyetin 100. yılında 100 milyar liralık işlem hacmine ulaşmayı hedeflediklerine de değindi.
“Gıda güvenliği açısından elzem” Lisanslı depoların devletin denetim ve gözetimi altında özel sektörün işlettiği şeffaf yapılar olduğunu dile getiren Kırali, “Ürünler kimin elinde, kim alıyor-satıyor her şey kayıt altında ve anlık olarak izlenebiliyor. Altın kadar değerli hale gelen ürünlerimizi bu lisanslı depolarda mı saklamak istiyoruz yoksa opak ve gözetimi olmayan depolarda mı? Bu nedenle ürünlerin lisanslı depolarda korunması ülkemiz gıda güvenliği açısından elzemdir” ifadelerini kullandı.
Fiyatın TÜRİB gibi şeffaf bir piyasada belirlenmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Ali Kırali; savaş, kuraklık, iklim krizi ve bulaşıcı hastalık gibi dönemlerde hububat fiyatları manipülasyona açık hale geldiğini anlattı. Kırali, TÜRİB olarak piyasadaki işlemleri yakından takip ettiklerini de söyledi.
Finansmana erişimi en güç kesim olan çiftçilerin, ellerindeki Elektronik Ürün Senetleri (ELÜS) sayesinde banka kredilerine çok rahat ulaşabildiğini ifade eden Kırali, “Böylece girdi maliyetlerinden kaynaklanan borcunu kapatıp hasat sonrası 4-5 aylık dönemdeki dalgalı piyasada ürününü ederine satma olanağına kavuşup, üründeki hasat sonrası değer artışından faydalanabiliyor çiftçilerimiz. Bu çiftçilerimizin finansal sürdürülebilirliği açısından oyun değiştirici, devrim niteliğinde bir gelişme” şeklinde konuştu.
“İleri tarihli fiyat oluşumunu da istiyoruz”
TÜRİB’in tarım piyasasındaki rolünün artırılması amacıyla teknolojik dönüşüm çalışmalarına başladıklarını söyleyen Ali Kırali, 2021 yılında borsadaki işlemlere aracı kurumların aracılık edeceği bir proje üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Kırali, ileri tarihli fiyat oluşumu için de önemli bir fonksiyonu daha yerine getirmiş olacaklarını aktardı.