FİKRİ CİNOKUR / BURDUR
Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, düzenlediği toplantıda 2024 yılını değerlendirirken 2025 hedeflerini de açıkladı. 2025 yılında ‘Tohum Tescili ve Sertifikasyonu’ ve ‘Yerel Gıda Enflasyonu’ çalışmalarına başlayacaklarını söyleyen Gündüzalp, 2024’ü ekonomik zorluklar ve kuraklıkla geçen bir yıl olduğunu belirtti.
Coğrafi işaretli ürün sayısı artacak
Burdur Ticaret Borsasında 2024’de 283 farklı üründe 11 milyar 652 milyon TL değerinde tescil gerçekleştirdiğini belirten Gündüzalp, şunları kaydetti: “2024’de tarım ve hayvancılık sektörümüzün sorunlarını daha çok gündeme getirdik, şehrimizde sektörümüzün güçlenmesi için çalıştık. Ürünlerimize AB Coğrafi İşaret Belgesi almak istiyoruz. Borsamız tarafından haşhaş helvası için Coğrafi İşaret Belgesi alındı. 14’üncü tescilli ürünümüz olan haşhaş helvasının pazarını ve ham madde üretimini artıracak çalışmalara hız kesmeden başladık. Söğüt Domatesi ve Kızılkaya Çörekotu ile ilgili çalışmalarımız da sürüyor. Şehrimizin bir ürününe de AB Coğrafi İşaret Belgesi almak istiyoruz.”
“Ağır bir yılı geride bıraktık”
2024’ün ekonomik ve meteorolojik olarak ağır başlayıp ağır tamamlandığına dikkat çeken Gündüzalp, “Dünya Meteoroloji Örgütü, 2023’ü dünyanın en sıcak yılı ilan etmişti ve bunu güncelledi. 2024 dünyanın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçti. Bundan nasibimizi biz de aldık. 2024 kuraklığı en çok hissettiğimiz yıllardan biri oldu. Yazın en az 15 köyümüz içme suyuna bile erişimde büyük sorun yaşadı ve tarımsal sulama yapamadı” dedi.
Kuraklıkla birlikte rekolte kaybı ve artan tarımsal girdi maliyetlerine karşı ayakta kalma mücadelesi verdiklerini anlatan Gündüzalp, devamında şunları kaydetti: “2024 özetle kuraklıkla hem de ekonomik zorluklarla mücadele ettiğimiz bir yıl oldu. Kuraklık sonucu 2023’te 85 bin ton olan arpa tescili 45 bin tona, 106 bin ton buğday tescili 72 bin tona düştü. Buna karşın hayvan satış tescillerimiz arttı. Bunun en önemli etkisi yem bitkileri ve yem fiyatlarının artışı oldu. Yine de umutsuzluğa düşmeden üretmeye, yetiştirmeye gayret eden çiftçilerimizin sesi olmaya, onlarla birlikte olmaya gayret ettik. Kuraklığa karşı çalışmalarımızda vites yükselttik. 2024’te Kemer ilçemizde az su isteyen yem bitkilerine yönelimi artırmak için ücretsiz Yem Şalgamı tohumu dağıttık. Yeni yem bitkileri ile ilgili araştırmalarımızı ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’ye örnek olmayı hedefliyoruz.”
“Keçileri kaçırdık”
Burdur’da tarımsal üretim çeşitliliğinin azaldığına dikkat çeken Gündüzalp, “Teke yöresi küçükbaş hayvan yetiştiriciliği azalıyor. Burdur’da keçileri kaçırdık. Küçükbaş hayvan varlığımız 1983’te 626 bin, 2009’da 155 bine kadar geriledi. 2017’de 400 bine çıktı. Ancak 2023’te 355 bine düştü. Büyükbaş havyan varlığımız da 2018’e kadar artış yaşanırken, son 5 yılda ortalama 17 bini sağmal olmak üzere 30 bin azaldı. Son 40 yılda nohut üretimi 24 bin tondan bin 300 tona, anason 17 bin tondan bin 600 tona, elma üretimi 54 bin tondan 12 bin tona düştü. Yusufça havucu 45 bin tondan 216 tona, karpuz 25 bin tondan 6 bin tona, kavun ise 50 bin tondan 3 bin tona düştü.” şeklinde konuştu.
Burdur’da 40 yılda yem bitkisi üretilen tarım arazisinin 54 bin dekardan 400 bin dekara yükseldiğini kaydeden Gündüzalp, “Yem bitkisi için kullanılan tarım arazisinin büyük bölümünde mısır yetiştiriyoruz. Bu da su sorununa yol açıyor. Yem bitkilerinde yeni bir üretim kültürüne ihtiyaç var. Burdur’da tarım ve hayvancılıkla birlikte yaşamı sürdürmek istiyorsak, yem bitkilerinde az su isteyen ürünlere yönelmeliyiz. Yoksa bu şehirde, ne üretebilir ne de yaşayabiliriz” dedi.
“Gıda israfının azaltılması gerekiyor”
Üretim kadar tüketimin de kontrol edilmesi gerektiğini anlatan, gıda israfının azaltılması gerektiğini söyledi. Gündüzalp, şöyle devam etti: “Gıda sektöründe diğer sorunlar kadar gündeme gelmese de en önemli sorunlarımızdan birisi israftır. Ülkemizde yıllık sebze ve meyve üretimi ortalama 60 milyon ton. Gıda israfı ise 20 milyon tonu geçiyor. Her yıl 2 milyar adet ekmek israfımız var. Bu da yaklaşık 420 bin ton buğdaya eşit. Yaklaşık 900 bin dekar buğdayı her yıl çöpe atıyoruz. Su kaynaklarımızı iyi yönetme çabasına girerken, tarımsal kaynaklarımızı da aynı özenle korumalıyız.”