YENER KARADENİZ / İSTANBUL
Son dönemde özellikle çoğu meyve sebzede yüksek fiyatlar nedeniyle hedef gösterilen gıda perakendecileri, eleştirilere yanıt verdi. Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, bazı temel ürünlerde çok sık yapılan karşılaştırmayı örnek göstererek, “Ürünün tarladan çıktığı ham fiyatıyla market reyonundaki fiyat karşılaştırılıp aradaki fark doğrudan marketin kârıymış gibi ifade edilerek bir algı oyunu oynuyor” dedi. 47 binden fazla perakende noktasını ve 465 bin çalışanı temsil eden Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) tarafından bu yıl 10’uncusu ‘Perakendenin Çoğaltan Etkisi’ ana teması ile düzenlenen “Ortak Gelişim Kongresi”nde konuşan Özpamukçu, “Arada oluşan maliyetleri görmezden gelerek market reyonundaki satış fiyatına göre yorum yapmak son derece yanlış. Sanki bu ürünlerin bahsedilen fiyatları sadece marketlerde yüksekken çarşı, pazarda tarla fiyatına satılıyormuş gibi bir algı oluşturuluyor. Bu ürün tarladan toplanıp market rafına gelene kadar yaptığı yolculuk ve burada üzerine eklenen katma değerler göz ardı ediliyor” açıklamasında bulundu.
“Gerçek sorunlara yönelik mücadeleyi zayıflatıyor”
Gıdada meydana gelen fireye ilişkin verileri paylaşan Özpamukçu, şöyle devam etti: “Sebze meyve ürünlerinde modern kanaldaki satış noktalarının büyük çoğunluğu kar etmeden veya cüzi karlarla bu operasyonu yürütüyor. Bu ürünlerdeki toplam pazar payımız yüzde 10’u geçmiyor. Bu algı yanıltmaları gerçek sorunumuz olan, maliyet artışı sorununa odaklanmanın önüne geçerek mücadeleyi zayıflatırken sorunun büyümesine sebep oluyor. Almanya ve İngiltere’de gıda kaybı ortalama 8-9 milyon ton ve 20 milyar dolar seviyelerinde. Bizde 18 milyon ton ve 43 milyar dolar gıda firesi var, bunun 15 milyar dolarlık kısmı meyve sebzeden oluşuyor. Burada çok büyük bir verimsizliğimiz var.”
Özpamukçu, verimlilik için tedarik zincirinde yer alan bütün oyuncuların mücadelesinin gerektiğini belirterek, “Üretimin desteklendiği, doğru planlamanın yapıldığı ve uygulandığı tedarik zincirindeki tüm paydaşların belirli bir plan çerçevesinde işlerini yürüttüğü bir ortamda fiyat dalgalanmalarının en aza ineceğini düşünüyoruz” dedi.
Gıda perakendesinin cirosu, 2,85 trilyon TL
Gıda, yiyecek, içecek ve temel ihtiyaç maddeleri harcamalarının hane halkı tüketiminin yüzde 50’sinden fazlasını oluşturduğunu kaydeden Özpamukçu, “2023 sonu itibarıyla ülkemizdeki toplam gıda perakendesi cirosu yüzde 80 artışla 2,85 trilyon TL seviyesine ulaştı. Bunun içinde organize kanalın büyüklüğü 1 trilyon TL seviyesinde. Oran olarak yüzde 35-37… Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 90’ların, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 70’lerin üzerine çıktı. Gidecek çok yolumuz var” dedi.
Sektörde en büyük payın 190 bin mağazayla geleneksel kanaldan oluştuğunu belirten Özpamukçu, organize perakende sektörünün gelişmesi ve büyümesi için önemli bir potansiyel bulunduğunu aktardı. Özpamukçu, şu bilgileri verdi: “Türkiye’de son 8 yılda gıda üreten işletme sayısı 39 binden 59 bine çıkmış. Bu sayının artmasında organize perakende önemli bir etken. İlk yarıda istihdam artışımız yüzde 8 oldu. 2025 sonunda 60 bin kişilik bir istihdam artışı öngörülüyor. Ancak gıda perakendesi çalışmak için çok tercih edilen bir sektör değil hala. Böyle bir algı var maalesef.”
Organize perakendenin ekonomiye en büyük katkısından birinin de ekonominin kayıt altına alınması olduğunu vurgulayan GPD Başkanı Özpamukçu, “Bir önemli gösterge çarpan etkisi. Perakende sektörünün çarpan etkisi, gıda perakendesinde 1,3. Yani perakendenin bir birim büyümesi, genel ülke ekonomisine 1,5 – 2 kat olarak yansıyor” şeklinde konuştu.
■ “Tüketici avcı gibi indirim takip ediyor”
GPD’nin Ortak gelişim Kongresi’nde NielsenIQ tarafından yapılan tüketici araştırmalarının sonuçları NielsenIQ +GFK Türkiye Genel Müdürü/EEMEA E-Ticaret Başkan Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan ve NielsenIQ +GFK Türkiye Perakende Hizmetleri Direktörü Serhat Sükan tarafından paylaşıldı. Araştırmaya göre 2025 için tüketicilerin en büyük endişesi yüzde 42 ile ekonomik durgunluk olarak ortaya çıkarken onu yüzde 33 ile artan gıda fiyatları takip etti. Fiyat indirimi yüzde 67 ile tüketicinin en çok beklediği/tercih ettiği promosyon türü olarak öne çıkarken bu avantajı yakalamak için 4 haftada ziyaret edilen market sayısı da 3,4’e yükseldi. Bu oran 2022 ve 2023’te 2,5 idi. Fiyat artışına tepki olarak tüketicilerin yüzde 73’ü “temel ihtiyaçları alırım, lüksü keserim” derken “indirimli ürünleri alırım” diyenlerin oranı yüzde 50. Nielsen Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan, “Artık tüketici avcı gibi promosyonları, indirimleri takip ediyor, daha fazla market geziyor” yorumunu yaptı.