İMAM GÜNEŞ/İSTANBUL
Züccaciye sektöründe seçim hazırlığı başladı. Züccaciyeciler Derneği’nin (ZÜCDER) 9 Nisan’da yapılacak Olağan Seçimli Genel Kurulu için mevcut başkan Mesut Öksüz’ün ardından ikinci aday da Burak Önder oldu. Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Kurucu Başkanı olan ve hâlihazırda Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nda (PAGEV) başkan yardımcılığı görevini yürüten Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, yönetimiyle birlikte düzenlediği basın toplantısıyla adaylığını açıkladı.
Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) önemine vurgu yapan Önder, “Çoğu sivil toplum kuruluşu hem içinde bulunduğu sektör hem de toplum için istenen değeri üretemiyor. Biz bu değeri oluşturmak ve herkesin kazanabileceği bir gündem oluşturmak için buraya adayız. Örneğin dijital dönüşüm, sanayi dönüşümü ve yeşil dönüşüm ile ilgili gündem oluşturup, bilgi üreteceğiz. Sadece ulusal değil uluslararası kongreler yapacağız. Hem içeride hem dışarıda bilgi, kavram, değer üreten, sektörel gelişmeleri değerlendiren ve üyelerle paylaşan bir sivil toplum örgütü olmayı hedefliyoruz” dedi.
“Sorunları sadece kura indirgemiyoruz”
Türk sanayicisinin rekabetçilik sorunu yaşadığının altını çizen Önder, kur-faiz-enflasyonun bir sorun olduğunu ancak bunun yanında sanayicinin de öz eleştiri yaparak yapısal çözümler üretilmesine katkı sunması gerektiğini ifade etti.
Türkiye sanayisinin hâlâ endüstrisi 2.5’te olduğuna değinen Önder, şöyle devam etti: “Elektriği bulduk ama hala otomasyona geçemedik. Yapacak çok fazla işimiz var. Türkiye’nin ihracatını artırabilmesi için iş dünyasının, özel sektörün ve kamunun yapması gerekenler var. Türkiye’deki kurun seviyesi kısa vadede bizim rekabetçiliğimiz açısından ciddi bir dezavantaj yaratıyor. Ancak sorunları sadece kur faiz enflasyona indirgemiyoruz. Sanayici olarak da üzerimize düşeni yapmalı, kamuoyu oluşturmamız gerektiğine inanıyorum. Bunun yanında rekabetçiliğimizi artırabilmek için özel sektörün üzerine düşen en önemli görevlerden birisi dönüşüm. STK’lar olarak atacak çok fazla kurşunumuz yok, bizim attığımızı vurmamız gerekiyor. Kısıtlı kaynakları iyi değerlendirip, diğer paydaş STK’larla ortak projeler üretmeliyiz.”
“Cebe dokunan projeler yapacağız”
Birbiriyle yarışan değil, dünya ile yarışan bir organizasyon kümesi oluşturmak istediklerini vurgulayan Önder, “İş dünyası derneklerinin, köy derneklerinden bir farkının olması gerektiğini düşünüyorum. İş dünyası sivil toplum örgütlerinin ‘cebe dokunan’ yani yaptığı projelerle üyelerine katkıda bulunan işler yapması gerektiğine inanıyoruz. KOBİ’leri ihracata hazırlayacağız ve destekleyeceğiz. Bütün alt sektörleri ve şehirleri içine alan bir yapımız olacak. Çünkü Türkiye sadece İstanbul’dan ibaret değil, Anadolu’nun farklı şehirlerini de içine alan homojen bir yapı kurguluyoruz. İkinci ve üçüncü kuşakların sektörde işlerine devam etmesi için gençlik komitesi kuracağız. Biz bunları yapmaya talibiz” diye konuştu.
Sanayici re-export’un artmasını istiyor
İSTOÇ’u plastik ve züccaciye sektörünün kalbinin attığı yer olarak tanımlayan Burak Önder, buranın çok önemli bir merkez olduğunu kaydetti. İSTOÇ’u aynı zamanda bir re-export merkezi haline getirmek için de çalışacaklarını dile getiren Önder, “Türkiye’nin sadece mal ihracatıyla 300 milyar dolara ulaşması çok mümkün değil, bu yüzden re-export kasımızı güçlendirmek zorundayız. Bununla ilgili çok ciddi projelerimiz olacak. 58 ülkeye 4 saat uçuş mesafesindeyiz ve lojistik olarak çok avantajlı bir konumdayız. Çok güçlü ithalatçı firmalara da sahibiz. Direkt ihracatın yanında re-export da yapabiliriz. Bugün Hollanda üretmediği malı dünyanın her yerine satıyor. İyi tüccarlarımızın olması önemli ancak hukuksal altyapımızın da sağlam olması gerekiyor. Ayrıca THY gibi bir başarı hikâyesinin lojistikte de yazılması lazım” diye konuştu.