Barış SEDEF
Rusların, Ukrayna işgali sonrasında gündeme gelen yaptırımlara “enerji kartı” ile cevap verme hevesi, yenilenebilir enerji yatırımlarında bumerang etkisi vadediyor.
Almanya, bir yıldan daha kısa bir sürede yenilenebilir enerjiye dair tüm yönetmelik ve kanunlarını yenilerken, atıl veya verimliliği tartışılan santrallerinde de kapasite artırmanın yollarını arıyor. Bu adımlar, Avrupa Birliği’nin barometresi olarak yakından izlenecek.
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl’ün bir önerisi var: Türkiye’de rüzgar enerjisi kurulu gücünün 11 bin megawatt seviyelerinde olduğunu hatırlatan Bayçöl, “10 yaşın üzerindeki santral sayılarında ciddi bir artış var. Yenilenebilir enerji kapasitelerini artırabilmek için bu parkurlarda yeni projeler hayata geçirilmeli. Mevcut, yaşlı santrallerde de daha üst kapasiteli türbinlere geçişi desteklemeliyiz. Çoğunun, YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) süresi dolmuş ve 2 megavatın altında türbinleri var. Bunları yasal düzenlemelerle kolayca 6 megavata çıkarabilir, mevcut sahalardan daha fazla değer yaratabiliriz” diyor.
Üretim kapasitesi 10 katına kadar çıkarılabilir
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Arif Günyar, “İki yıl içinde YEKDEM süresi dolmuş ve kullanım ömürlerinin tamamlamış rüzgar santrallerinin sayısında büyük bir artış olacak. Bu konuda re-powering konusunun gündeme alınması ve yasal mevzuatların düzenlemesi gerekiyor. Ülkemizde üretim lisansları 25 ila 30 yıllık süreleri kapsıyor, sonrasında o türbinle ilgili parçaların tedarikinde sıkıntılar yaşanabiliyor. Yapılacak yasal düzenlemeyle var olan projeleri devam ettirip aynı zamanda çevreyi de koruyabiliriz. Var olan projelerde üretim kapasitesini 10 katına kadar çıkarabilir, verimi artırabiliriz” diye konuştu.
2-5 milyon Euro tasarruf sağlanır
Önümüzdeki beş yılda tüm pazarın yüzde 9’u kadar re-powering potansiyeli bulunacağını dile getiren Mature Capital Genel Müdürü Habib Babacan, “20 yaşını geçmiş santrallerin kümelendiği iller Balıkesir, Manisa, Osmaniye, İzmir, İstanbul, Çanakkale olarak sıralanabilir. Eğer iletim hattı ve şalt tesisi korunabiliyorsa, 30-50 MW’lık santralin yatırım maliyetinde, 2 ila 5 milyon Euro arasında bir tasarruf sağlanabilir” dedi.
Yenilenebilir enerji projeleri enerji maliyetlerini aşağıya çekiyor
Yenilenebilir enerji alanındaki projelerin finanse edilebilmesini sağlayan politikalara ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Akbank Yatırım Bankacılığı Bölüm Başkanı Serkan Duruduygu, “2021 Haziran ayına kadar devam eden dolar bazlı YEKDEM sayesinde, Türkiye yenilenebilir enerjide önemli bir oyuncu haline geldi. Bunun bir politikaya dönüştürülmesi gerekiyor. Dolar bazlı YEKDEM’in sistem üzerinde bir yük oluşturduğuna ilişkin eleştirilerde öne çıkıyor ancak doğru bir hesaplama yapıldığında yenilenebilir enerji projeleri sonrasında piyasadaki enerji maliyetlerini aşağıya çeken bir etkiye sahip” dedi. Rüzgar enerjisinde getiri elde edebilmek adına mevcut yatırımın en az yüzde 50 ila 40’ının yatırımı yapan kurum tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini ileten Duruduygu, “Orta düzeydeki yatırımcıların finansa erişimi yapılacak çalışmalar sektörün gelişimi için önemli bir yere sahip” değerlendirmesinde bulundu. Duruduygu, atıl hale gelmesi beklene türbinlerin yeniden ekonomiye kazandırılması konusunda yasal zeminin oluşmasına bağlı olarak banka nezdinde kendilerinin de finansman sağlama hususunda çalışma yapabileceklerini söyledi.