SADİ ÖZDEMİR
Uluslararası Yünlü Tekstiller Örgütü IWTO’nun 2024 yılı Yuvarlak Masa Toplantısı 27-28 Kasım’da Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS) evsahipliğinde İstanbul’da gerçekleşti. Tüm dünyadan çiftçilerden markalara kadar, yün elyafı ve yünlü tekstil üreticilerini bir araya getiren toplantıda, halen küresel elyaf tüketimindeki payı çok düşük olan yünün doğal elyaf olarak kıymetinin tekrar anlaşılmaya başlandığı vurgulandı. TTSİS, 1977 yılından bu yana IWTO İcra Komitesi’nde ülkemizi temsil ediyor.
Daha önce 1993’te IWTO Yıllık Kongresi ve 2015’te de Yuvarlak Masa Toplantısı ülkemizde gerçekleşmişti. Son toplantıda 26 ülkeden 80’den fazla yün sanayii lideri ve uzman, yünün tekstil üretiminde sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler üretmedeki potansiyelini konuşmak için buluştu.
Toplantıda Bahariye Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı ve TTSİS Başkanı Ahmet Hamdi Topbaş, IWTO İcra Komitesi Üyesi Şansal Çetin, Nevodis’ten Buğra Çelik, Yünsa’dan Engin Sarıbüyük, Altınyıldız’dan Fatma Atay, İstanbul Moda Akademisi’nden Gülin Girişmen, Kaplanlar Tekstil’den Kemal Erdem, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gürsel Dellal, Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız ve Hereke Han Halı’dan Erhan Ör tarafından yapılan sunumlarla Türk yün sektörü uluslararası paydaşlara anlatıldı.
İnsan sağlığı ve çevre için faydalı elyaf
Dünyanın bilinen en eski elyaflarından yünün, tekstil, hazır giyim ve ev tekstilinde kullanım payı yıllar içinde geriledi. Tüm dünyada tekstil üretiminde kullanılan yaklaşık 115 milyon ton elyafın sadece yüzde 1’i seviyesine indi. Ancak yün, insan sağlığına olumlu etkisi nedeniyle tüketici nezdinde değerini hep korudu, bu nedenle kullanımı azaldıkça değeri daha da arttı.
IWTO, hem insan sağlığı, hem hayvan refahı, hem de çevresel etkiler bakımından yünün faydalarını tüm dünyaya anlatıyor, geçmişteki altın günlerine dönmesi için çaba harcıyor. İngiltere Kralı III. Charles’in himayesinde yürütülen ‘The Wool Campaign’ başta olmak üzere, halkla ilişkiler çalışmaları ve bilimsel araştırmalarla IWTO, yünü tekstil dünyasında tekrar hak ettiği yere getirmeye çalışıyor.
IWTO Başkanı Klaus Steger “Şu anda bir paradigma kayması yaşıyoruz. Boyama, apre ve dokumadaki çığır açan gelişmelerden Woolmark’ın öncü Nature+ girişimine, sadece çevresel ayak izimizi küçültmekle kalmıyor, aynı zamanda gezegenimizi iyileştirmeye aktif olarak katkıda bulunuyoruz. Sanayi uzmanları, çiftliklerin neden olduğu karbon salınımı konusundaki yanlış düşünceleri düzeltmek için çalışıyor. IWTO olarak hazırlamakta olduğumuz Yeşil Kitap, yünün sürdürülebilirlik performansının çerçevesini bilim temelli verilerle yeniden çiziyor. Bu kaynak, dünyanın yün ve diğer elyaflara bakışını değiştirecek” dedi.
IWTO’nun da içinde bulunduğu doğal elyafl arla ilgili uluslararası paydaşlar, ‘Make The Label Count Kampanyası’ etrafında birleşerek, materyallerin sürdürülebilirliğinin ölçümünde ve tüketiciye sunulmasında ön yargılı yaklaşımlarla mücadele ediyor. Moda dünyasınde ise Prada, Woolmark Company’nin desteğiyle, yünü 2026’da astronot giysileriyle uzaya taşımaya hazırlanıyor.
Türkiye için yeni fırsatlar var
Ülkemizde temiz yün üretimi, geçmişe göre düşmüş olsa da, 2000’lerin başından bu yana yeniden artma eğiliminde. Türkiye’de ancak yarısına yakını ‘temiz yün’ olmak üzere yılda yaklaşık 86 bin ton yün üretiliyor ve bu rakamla ülkemiz, küresel yün üretiminde Avustralya, Çin ve Yeni Zelanda’dan sonra dünyanın en büyük 4’üncü ülkesi konumunda bulunuyor. Bir hazır giyim ülkesi olarak Türkiye’de, kamgarn kumaş kullanımı da 10 milyon metre civarında. Türkiye, 2024 yılı Haziran ayı verilerine göre 53 milyon 965 bin küçükbaş hayvan nüfusu (43,4 milyonu koyun) ile de Avrupa’nın en büyük, dünyanın 7’inci büyük ülkesi konumunda. Bu nedenlerle yün üretiminde yeni stratejiler geliştirilebilirse hayvancılık yapan çiftçilerimiz, tekstil ve hazır giyim sektörümüz ve genel ekonomimiz yeni kazançlar elde edebilir, yeni fırsatlar yakalayabilir.
Yeni projelerle üretim güçlenecek
Geleneksel üretimimiz olan Ankara Tiftik Keçisi ve bu yünü tekrar canlandırmak için resmi çabalar devam ediyor. 1960’larda ülkemizde yaklaşık 6 milyon Ankara Tiftik Keçisi varken, bu rakam 60 binlere kadar düştü, Tarım ve Orman Bakanlığının 2000’li yılların başından itibaren verdiği desteklerle günümüzde tekrar 300 binli rakamlara kadar yükseldi. Ankara Üniversitesi bünyesindeki Ankara Keçisi ve Tiftik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde Prof. Gürsel Dellal liderliğinde önemli akademik çalışmalar yapılıyor. Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız’ın başlattığı bir proje ile de Ankara Tiftik Keçisinin yününden üretilen geleneksel kumaş ‘sof’ özellikle yöre kadınlarına verilen eğitimlerle ‘ev tezgahlarında’ yeniden hayata döndürüldü.
■ John Roberts: Çevreci çözümlerin önemli parçası
Yün konusunda küresel otorite The Woolmark Company Direktörü John Roberts, sürdürülebilirlik girişimi Woolmark+ hakkında bilgi verdi. Roberts şöyle konuştu: “Biz Woolmark’ta ‘Net Sıfır’ın ötesine geçiyor ve ‘doğa pozitif’e bakıyoruz. Küresel retorikte daha fazla kullanılan bu kavramın, tüm sektörlerden uluslararası ekonomik aktörler tarafından aksiyon alınabilir hedeflerle eşleştirildiğini görüyoruz. Çevresel öncelikler ‘net sıfır’ hedeflerinin önüne geçerken, ‘doğa pozitif’ bir yaklaşım bize fark yaratan avantajlar sağlıyor. Pek çok moda ve tekstil markası emisyon azaltımı hedefleri belirleyedursun, doğayı iyileştirmeyi ve biyoçeşitliliği arttırmayı amaçlayan çok daha büyük bir hareket hakkında da küresel düzeyde bir farkındalık oluşuyor. ‘Doğa pozitif’ bir geleceğe katkı sağlayan, tüketicinin özgünlük ve şeffaflık taleplerini karşılayan, markaların uzun vadeli hedeflerine ve yasal düzenlemelere uyumlarına destek olan doğal elyafları, moda ve tekstil tedarik zincirinin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Yün, bu çözümün oldukça elverişli bir parçası olarak karşımızda duruyor.
■ Altınyıldız, Bahariye işbirliği yeni sinerjilere yol alacak
Avrupa’nın en büyük entegre yünlü kumaş üreticilerinden Altınyıldız ile Bahariye Mensucat anlaşma yaptı. Anlaşma tüm kumaş üretim ve satış süreçlerini kapsıyor. Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cem Boyner, “Bahariye Mensucat gibi sektörün köklü ve saygın bir kuruluşu ile güçlerimizi birleştirmek, Altınyıldız’ın Türkiye’de ve uluslararası arenada daha güçlü konuma ulaşmasına önemli katkı sağlayacak. Bahariye Mensucat ile hikayemiz aslında çok daha eskilere dayanıyor. Altınyıldız’ın bugün Bahariye Mensucat’la yaptığı bu iş birliğini ‘yuvaya dönüş’ olarak görüyorum. Bahariye Mensucat’ın bilgi birikimi ve müşteri güveni de bizim için büyük avantaj olacak. Ülkemizin tekstil endüstrisindeki rekabet gücünü artırmak, kaliteyi ve çeşitliliği ileriye taşımak en büyük hedefl erimiz arasında. Yurt dışı pazarlarda önemli bir ivme kazanacağımıza inanıyoruz” dedi.
Altınyıldız CEO’su Yavuz Sökün ise “Şirketimizin yıllık 35 milyon dolara ulaşan ihracat rakamı var. Sektörün en güçlü oyuncularından Bahariye ile ihracatta vites yükselteceğiz” dedi.
Bahariye Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Topbaş da şunları söyledi: “74 yıllık derin bilgi ve birikimimiz ve kaliteli ürünlerimizle uluslararası pazarlara hizmet ediyoruz. Altınyıldız gibi yenilikçi, vizyoner ve köklü bir yapının Bahariye Mensucat’ın hikayesini daha da ileriye taşıyacak olması, bizim için gurur verici."
■ Çetin: Yün her zaman el üstünde tutulur
Bahariye Mensucat Kalite Güvence ve Planlama Müdürü ve IWTO İcra Komitesi TTSİS Temsilcisi Şansal Çetin, IWTO’nun 1930’da kurulduğunu ve uzun yıllardan beri yün tekstil endüstrisindeki standartlar için küresel otorite olarak hizmet ettiğini belirterek şu bilgileri aktardı: “27 ülkede 38 üyesi bulunan IWTO, yün tedarik zincirinin çiftlikten tüketiciye kadar tüm aşamalarında küresel yün ticaretinin ortak çıkarlarını temsil ediyor. Araştırma, eğitim ve bilgi paylaşımı yoluyla, yün için sürdürülebilir bir gelecek sağlıyor. Her yıl dünyanın değişik merkezlerinde bir kongre ve bir de yuvarlak masa toplantısı düzenliyoruz. İstanbul’daki yuvarlak masa toplantımıza, 60’dan fazlası uluslararası olmak üzere 100’ün üzerinde katılım oldu. Böylece Türk yünlü ürün üreticileri uluslararası paydaşları ile bir araya geldi. Yün kullanımı dünyada yüzde 1 seviyesine kadar düşmesine rağmen doğal özelliklerinden dolayı her zaman el üstünde tutulur. Türkiye’de koyun üretimine ek olarak, dünyada Angora olarak bilinen Ankara keçisinin yetiştiriciliğinde yapılan çalışmalar ve Milli Saraylar Başkanlığı'na bağlı müze olmasının yanında üretime devam eden Hereke ipek ve yün halı üretim tesisi ve müzesi ziyareti katılımcıların beğenisini kazandı. Avrupa Birliği bünyesinde elyafların sürdürülebilirlik açısından sınıflandırılması üzerine yürütülen çalışmanın, doğal elyaflar yönünden daha adil bir şekilde yapılabilmesi için hazırlanan Green Book taslak çalışması da İstanbul’da yapılmış oldu. Bu kitap, 20-22 Mayıs’ta Fransa’nın Lille şehrinde yapılacak Yün Kongresinde yayınlanacak.”
■ Üretimimizin yüzde 50’si ihracata gidiyor
Yünsa Operasyon Direktörü Engin Sarıbüyük, Yünsa’nın Avrupa’nın tek çatı altında entegre en büyük yünlü kumaş üreticisi olduğunu belirterek, “Türkiye yünlü kumaş ihracatının yüzde 45-50’sini biz gerçekleştiriyoruz. Senede 10 milyon metre kumaş üretim kapasitemiz ve yaklaşık 800 kişilik çalışanımız var. Takım elbiselik dokuma kumaş üretiyoruz” dedi.
Sarıbüyük şöyle konuştu: “Yünsa’nın yüzde 40’ı halka açık ve hisselerimiz Borsa İstanbul’da işlem görüyor. Kurumsal yönetim endeksindeyiz, yıldız pazardayız, sürdürülebilirlik endeksine girmeyi de hedefliyoruz. Üretimimizin yüzde 50’si ihracata gidiyor. 400’den fazla marka ile çalışmış oluyoruz. Yün, doğal elyaf olduğu için ayrıca değerlidir. Çünkü bütün dünyada tüketiciler, sentetik ve petrol bazlı elyaflardan doğal elyaflara kayıyor. Yün, doğada çözünür ve 90 günde toprak olur. Türkiye yün üretiminde dünyanın en büyük ülkeleri arasında ancak üretimin büyük bölümü kaba. Kaba yün takım elbiselik (katma değeri yüksek olan) kumaş üretiminde kullanılamıyor. Kumaşlar, 100s, 120s olursa değerlidir ki bu rakam ne kadar yüksekse o kadar ince elyaftan üretilmiş ve değerli oluyor. Bizim 1 kilogram ihracatımızın değeri de ortalama 36 dolara geliyor. Yün dört mevsim giyilebilir çünkü yazın serinletme, kışın ısı yalıtımı özelliği vardır. 2010’dan beri TÜBİTAK destekli Ar-Ge merkezimiz var. Leke tutmayan, kırışmayan, su itici, zor tutuşur kumaşlar üretiyoruz. Uçaklardaki koltuk kumaşları yündür, çünkü deriye göre çok daha sağlıklıdır. TOGG otomobillere, THY’ye koltuk kumaşları üretiyoruz. Ordumuza üniformalık kumaşlar yapıyoruz. ABD ordusunun da ‘ABD dışındaki’ ilk yün kumaş tedarikçisiyiz."
■ Koyunculuk büyük ölçekli ve verimsiz arazilerde yapılmalı
G. Modiano Yün Ticaret A.Y,Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Roni Danon, “Dünya genelinde yün tedariki yapıyoruz. Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika’da kendi alım şirketlerimiz var. Toplayıcılardan tüccarlardan alıyoruz. Yılına göre 15 bin 20 bin ton arası yün tedarik ediyoruz. Türkiye’ye de yün tedarik ediyoruz” dedi. “Türkiye’nin yünleri değerlendirilir mi” diye araştırdıklarını ancak uygun yün bulamadıklarını söyleyen Modiano, “Balıkesir yünleri uygun göründü ama orada da çiftçi koyunlarını işaretlemek için sürekli katran kullanıyor. Bunun bile standartı var. Çiftçiler, suyla deterjan ile çıkacak boyalar kullanmalı” dedi.
Modiano, Türkiye’de uluslararası ticarete konu olacak kaliteli yün üretimi için de şunları önerdi. “Öncelikle koyunculuk büyük ölçekli çiftliklerde ve büyük sürülerle yapılmalı. Ayrıca yün kalitesine uygun ırk olmalı. Mesela Merinos yaygınlaşmalı. Ankara Tiftik Keçisi de uygun ama onun da dünya ticaretinde talebi azaldı” dedi. Modiano, dünya genelinde koyun sayısının 30 sene öncesine göre yarıya düştüğünü ve bunda çevreci tartışmaların etkili olduğunu vurguladı. Modiano, “Maalesef, sentetik elyafçılar doğal elyafı baltalıyor. Güçlü lobileri ve AB’de çok etkililer. Biz de buna karşı koymaya çalışıyoruz. Yünü, pamuğu, kaşmiri ekolojik olmayan elyaflar olarak göstermeye çalışıyorlar” dedi.