BARIŞ SEDEF/ADNAN AÇIKGÖZ
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün güncel verilerine göre dünyada 94 milyon ton bakliyat üretildi. Yaklaşık 24 milyon tonu ülkeler arasında ticarete konu edildi ve 17 milyar dolarlık işlem hacmine imza atıldı. Üretilip ticareti yapılan 20’ye yakın bakliyat çeşidi bulunmasına karşın nohut, mercimek, kuru fasulye ve kuru bezelye gibi ürünler toplam üretimin yüzde 70’ini oluşturuyor. 94 milyon tonluk dünya bakliyat üretiminin yüzde 26’sını Hindistan tek başına yapıyor. Avustralya ve Kanada ile birlikte, bu üç ülke toplam bakliyat üretiminin yüzde 38’ini gerçekleştiriyor. Dünya Bakliyat Konfederasyonu’nun verilerine göre global bakliyat pazarında yüzde 11’lik büyüme olduğu görülüyor. FAO tarafından yayınlanan “Tarımsal Görünüm” raporuna göre de son 30 yılda dünya genelinde bakliyat ekili alanları yüzde 35, bakliyat üretimi ise yüzde 59 artış gösterdi.
Türkiye ise 80’li yıllarda 2 milyon tonu aşkın üretim gücüne sahipti. Bu rakamın 1.3 milyon tonu ihracat pazarlarına gönderiliyordu. Bugün üretim ve ihracata dönük durum şöyle tarif edilebilir. TÜİK verilerine göre 2024 yılında 1 milyon 345 bin ton bakliyat üretildi. Bu rakamın 575 bin tonunu nohut, 405 bin tonunu kırmızı mercimek ve 279 bin tonunu kuru fasulye oluşturdu. Kalan yüzde 6’lık bölümü ise çoğunluğu yeşil mercimek olmak üzere diğer ürünlerden oluştu. Dış Ticaret Verileri Genel Ticaret Sistemi istatistiklerine göre 2024 yılında 1 milyon 390 bin ton bakliyat ihracatı karşılığında 1,3 milyar dolar gelir elde ederken, 1 milyon 350 bin ton bakliyat ithalatı için 993 milyon dolar giderimiz oldu.
Neresinden bakarsanız bakın, bakliyatta 1980’li yıllardan bu yana Türkiye’de geriye doğru gidişatın olduğu bir gerçek. Türkiye, bu alanın anavatanı ülkelerinin başında geliyor. Büyük bir üretim potansiyeli var ve yakın döneme kadar bu gücünü kullanmasını bildi. 80’li yıllardan bu yana tarımsal endüstriye gönül veren, dev yatırımlar gerçekleştiren özel sektör müteşebbisi, bereketli topraklarında üretim yapan çiftçisi ve kamu kuruluşlarının varlığı en önemli potansiyelini oluşturuyor.
Bakliyatta tanıtım faaliyetleri meyvelerini verirken ihracatta daha etkin bir yapı ortaya koymak adına STA’ların artırılması önem taşıyor. ABD Başkanı Trump’ın ilave gümrük vergileriyle küresel ticaret üzerinde baskı oluşturduğu bir dönemde, tarife engellerini en aza indirmeyi amaçlayan Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın (STA) önemi daha da artıyor. TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, ülkeler arasında işbirlikleri ve stratejik ortaklıkların önemine dikkat çekiyor.
STA’ların artırılmasını çok değerli buluyoruz
Bakliyatta Kanada, Hindistan, Çin, Türkiye, Avustralya ve Pakistan başı çekiyor. Ülkemiz, bakliyatın gen merkezi olarak kabul edilen Güneyde Arabistan Çölü ile kuzeyde Doğu Anadolu Bölgesi dağlık bölgesi arasında yer alan verimli hilalin en önemli merkezi konumunda yer alıyor. Bu açıdan dünyada tüketimi artan bakliyatta Türkiye’nin payını artırabilmesi için üretimin artırılmasına ihtiyaç var. Türkiye’nin tarımsal potansiyelini ve özel sektörün yüksek kapasitesini yakından takip eden ağırlıklı Orta Doğu merkezli grupların, şirket evlilikleri için son dönemde Türk şirketlerinin kapısını çaldığını da bu noktada belirtmemiz gerekiyor. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Kazım Taycı, Suudi Arabistan, İrlanda ve BAE'nin Türkiye ile yakından ilgilendiğini ifade ediyor.