AYSEL YÜCEL/İSTANBUL
Küresel ekonomideki yavaşlama, jeopolitik riskler ve yeni ticaret tarifeleri, konteyner taşımacılığında belirsizlikleri artırdı. Talepteki daralmaya karşın gemi kapasitesindeki genişlemenin sürmesi, navlundaki düşüşü hızlandırdı. Sektör uzmanları, 2025’te yatırımlarda temkinli hareket ederken, değişen koşullara uyum sağlayabilmek için “esnek stratejiler” geliştiriyor. Firmalar, bu yılı en az hasarla atlatabilmek amacıyla Hindistan gibi alternatif rotalara yönelirken, diğer yandan operasyonel verimlilik ve maliyet optimizasyonuna odaklandı.
Navlundaki düşüş sürecek
Küresel deniz ticaretinin öncü göstergelerinden Drewry Dünya Bileşik Konteyner Endeksi’nde (WCI) düşüş sürüyor. Endeks, geçen hafta yüzde 7 düşerek, 40’lık konteyner başına 2.368 dolara geriledi. Yıllık bazda yüzde 25 kaybın yaşandığı WCI, Ocak 2024’ten bu yana en düşük seviyeye geriledi. Geçen hafta navlunda en büyük düşüş Çin-Avrupa hattında gerçekleşti. Şanghay'dan Cenova'ya navlun yüzde 11 düşerek 40’lık konteyner başına 3.333 dolara geriledi. Şanghay'dan Los Angeles'a navlun oranları da yüzde 8 düşerek, 40’lık konteyner başına 2.906 dolar seviyesine geldi. Filoya yeni gemi girişi de devam ediyor. Drewry uzmanları, artan nakliye kapasitesi nedeniyle önümüzdeki haftalarda da navlundaki düşüşün devam edeceğini öngörüyor.
KPMG: Tedarik zincirinde baskı artıyor
Diğer yandan, danışmanlık şirketi KPMG’nin geçen hafta yayımladığı “Altyapı ve Taşımacılıkta Öne Çıkan Trendler” raporu da sektördeki zorluklara dikkat çekiyor. Rapora göre, ticaret savaşları ve kritik pazarlarda devreye giren yeni gümrük vergileriyle düzenlemeler, tedarik zincirleri üzerinde ciddi baskı yaratacak. Raporda, ekonomilerin yeniden şekillendiği, tedarik zincirlerinin ve finansman modellerinin dönüştüğü bir ortamda dijital entegrasyonun ve sürdürülebilirlik odaklı yeni stratejilerin sektörü nasıl değiştirebileceğine dikkat çekiliyor. KPMG’nin raporuna göre de şirketler yeni tarife riskleri ve maliyetlerini yönetmek için değer zincirlerini yeniden yapılandırıyor. Bazı şirketler en büyük müşteri tabanlarına yakınlaşmayı tercih ederken, diğerleri yeni ihracat pazarlarına yönelebilir. Sürdürülebilirliğin müşterilerin gündeminde üst sıralarda kalması beklenirken, belirsizlikler ve marj dalgalanmaları, birçok deniz taşımacılığı şirketini yatırım stratejilerini gözden geçirmeye zorlayacak. EKONOMİ’ye konuşan sektör temsilcileri de firmaların Hindistan ve ABD gibi yeni pazarlara yöneldiklerini belirtiyor.
ABD’nin ek ücret kararı en çok konteyneri vuracak
Küresel uzmanlara göre, ABD’nin Çin'de inşa edilen gemilerden limanlarda 1,5 milyon dolara varan ek ücret alma planı, birden fazla limana uğramaları nedeniyle en fazla konteyner taşımacılığını etkileyecek.
Danışmanlık ve analiz şirketi Jefferies‘e göre, ABD'ye uğrayan ortalama 10.000 TEU'luk bir gemiye uygulanacak 1,5 milyon dolarlık bir ücret, navlunda 40’lık konteyner başına 300 dolar artış anlamına geliyor. Clarksons Research, geçen yıl ABD limanlarına uğrayan ve Çin'le olan bağlantıları nedeniyle 1,5 milyon dolarlık maksimum ücretle karşı karşıya kalabilecek gemilerin sayısını yaklaşık 37 bin olarak hesaplandı. Bu rakam konteyner gemilerinin uğraklarının yüzde 83'üne, tankerlerin uğraklarının ise yalnızca yüzde 30'una denk geliyor. Ek ücret hazırlığı, filosunda Çin’de inşa edilen gemi sayısı yüzde 50’yi aşan Türk armatörleri de endişelendiriyor.