Gebze Ticaret Odası (GTO) Başkanı Abdurrahman Aslantaş, sanayi kenti Kocaeli’nin en temel sorununun nitelikli personel ihtiyacı olduğunun altını çizdi. EKONOMİ Gazetesi Kocaeli Temsilcisi Sabiha Toprak’a açıklamalarda bulunan Aslantaş, “Firmalarla sürekli iletişim halinde olduğumuz Kocaeli’de hangi üretim ya da hizmet kolu olursa olsun nitelikli personel ihtiyacı sorunu sürekli dile getiriliyor. Bugün iş dünyasında mimarlara, mühendislere, beyaz yaka çalışanlarına ihtiyaç duyulduğu kadar üretimde görev alacak nitelikli personele de ihtiyaç duyuluyor. Mavi yaka olarak da ifade edilen personellere duyulan ihtiyaç her geçen gün artarak devam ediyor. Şahsen bu sorunu bir beka sorunu olarak görüyorum ve çözümü noktasında oda olarak üzerimize düşenin fazlasını yapmamız gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Ziyaret ettikleri firmaların sorunlarını tespit etmek için sözlü ve yazılı anketler yaptıklarını söyleyen Aslantaş, “Bilişim, makine, kimya gibi sektörlerin sırasıyla personel ihtiyacı, enflasyon, belirsizlik ve finansa erişim sorunları bulunuyor. İlk 500’de olan ve 70’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiren firmalarımız bazı kalemlerde tekrar ithalata yöneldi. Yerli ara yan mamulleri aldığında Avrupa’da rekabet etme şansını kaybediyor” dedi.
Bazı sektörlerin dışarıdan eleman almak zorunda kalacağını vurgulayan Abdurrahman Aslantaş, “Sanayici eleman bulamıyor. 2053 yılı Net Sıfır Emisyon hedefliyorsak, sektörlerin ayakta kalması, çalışması lazım. AB desteklerinin göçmenlere harcandığının belgelendirilmesi, kayıt altına alınması ve sigorta girişlerinin takip edilmesi gerekiyor” diye konuştu. Aslantaş, “Özellikle son dönemde iş başvurularının yüzde 97’sini beyaz yaka, yüzde 3’ünü mavi yaka oluşturuyor. Böyle bir oranla bizim sanayimizi ilerletmemiz mümkün değil. Sahada çalışacak insana ihtiyaç var. Gebze Ticaret Odası olarak personel açığını gidermek amacıyla Meslek Edindirme ve Atölye Merkezi projesini hayata geçireceğiz. Dolayısıyla ailelerimize ve öğrencilerimize, meslek edinmenin ne kadar kıymetli olduğunu, ne kadar sürdürülebilir olduğunu anlatmamız lazım. Meslekler arası bir statü farkının olmadığını insanımıza doğru bir şekilde anlatmamız gerekiyor” ifadesini kullandı.
“SOSYAL ETKİ MERKEZİ TOPLUMSAL FARKINDALIĞI ARTIRACAK”
Abdurrahman Aslantaş, “Bölgemizdeki organize sanayi bölgeleri, kamu kurum kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle beraber işbirliği içindeyiz. Gebze Ticaret Odası, Gıda Kurtarma Derneği ve Fazla Gıda işbirliği ile kurulan Sosyal Etki Merkezi modelinin ilkimi, 2019 yılında Dilovası’nda açtık, hizmet vermeye devam ediyor. Darıca ilçesine de kazandırılan bu merkez modelinin diğer ilçelerde de yaygınlaşarak örnek teşkil etmesini bekliyoruz. Sosyal Etki Merkezi, yalnızca ihtiyaç sahiplerine hizmet sunmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı güçlendirecek ve gıda israfını önlemeye yönelik toplumsal farkındalığı artıracak. Proje, bireylerin ve kurumların atık yönetimi konusunda bilinçlenmesine de katkı sağlayacak. Ayrıca Dilovası Sosyal Etki Merkezi’nin odamıza maliyeti aylık 200 bin TL. Darıca Sosyal Etki Merkezi’mizin odamıza maliyeti olmayacak. Darıca Belediyesi ve Gıda Kurtarma Derneği ve Fazla Gıda Derneği karşılayacak” dedi
“Depreme dirençli kentler oluşturmak zorundayız”
Teknik ve mühendislik verileri ışığında depreme dirençli kentler oluşturmak zorunda olduğumuzu ifade eden Abdurrahman Aslantaş, şöyle devam etti: “Unutmayalım ki halkımız canla başla yardıma koşarken en büyük maddi destekte sanayicilerimizden, kobilerimizden ve işletmelerimizden geldi. Ülkemizin üretimine, istihdamına, ihracatına ve sosyal sorumluluklarına en büyük katkıyı sunan sanayiciler ve işletmelerimizdir. Odamız öncülüğünde Prof. Dr. Naci Görür’ün katılımıyla 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıldönümünde ‘Deprem Farkındalık ve Anma Programı’ düzenlemiştik. Programda depremin endüstriye ve sanayiye olan etkileri üzerine konuşuldu. Çünkü depremin ne zaman olacağı belli değil. Depreme dayanıklı kentler kurmalı ve 2000 yılı öncesi yapıları dönüştürmeliyiz. Binanın yıkılması durumunda ulaşım, lojistik ve tahliyelerin yapılması, yolların viyadüklerin ve köprülerin bütün altyapının da buna uygun olması gerekiyor.”