ADNAN AÇIKGÖZ/MERSİN
Özel bir televizyon kanalının canlı yayın konuğu olan Anamur-Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, bölgenin en önemli gelir kaynaklarından muz üretimindeki sorunları dile getirip çözüm önerilerini aktardı. Tarımsal üründeki arz ve talebin zincir marketler tarafından oluşturulduğunu söyleyen Gümüş, en büyük kazancı da yine zincir marketlerin sağladığına dikkat çekti. Çiftçinin bugün 23-25 liraya mal ettiği muzu 28-30 liraya sattığını bildiren Gümüş, “Ürünün fiyatı zincir market raflarında 60-70 TL’ye çıkıyor. Buna rağmen bu enflasyon yükü, üretim mücadelesi veren çiftçilerin sırtına yükleniyor. Çiftçi, gıda enflasyonunun günah keçisi ilan edilmesin. Başta üretici olmak üzere tarımın her unsuru, zincir marketlerin etkisi altında yok olma tehlikesi yaşıyor. Asgari ücret zammı belirlenmeden marketlerde etiket değiştirme telaşı başladı. Zincir marketler kontrol altına alınmadığı müddetçe gıdadaki enflasyon düşmez. Mağduriyetlerin büyümemesi için ya serbest piyasa ekonomisinden vazgeçilmeli ya da piyasa kontrol altına alınmalı. Şuan üretici hak ettiği parayı kazanamıyor, tüketici ucuz ürün alamıyor. Çiftçinin girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve zincir marketlerdeki fiyat denetimlerinin artırılması, gıdadaki enflasyonu ciddi manada düşürecektir” diye konuştu.
“Tarım, 85 milyonun meselesidir”
Tarımın kesinlikle bir siyasi konu olmadığının altını çizen Gümüş, “Tarım, ülkemizdeki 85 milyon insanın meselesidir. Çünkü üretmezsek yok oluruz. Biz bu düşünceyle sürdürülebilir üretimin yollarını ararken, zincir marketlerin üretimle ilgili en küçük endişesi bulunmuyor. ‘Üretilmezse ithal ederiz’ düşüncesindeler. Bizi ithal ürüne mahkûm etmek istiyorlar. 2021 yılında 883 bin ton olan muz üretimi, 2022’de 997 bin tona yükseldi, 2023’te 930 bin tona geriledi. Üretimin bu yıl 850 bin tona düşmesinden endişe ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Destekler sermaye şirketlerine gitti”
Çilek, domates, patlıcan ve salatalık gibi ürünler için verilen bakım ve işletme kredilerinin artırılmasına karşın, muzdaki kredi miktarının 3 yıldır 25-30 lira bandında seyrettiğini anlatan Gümüş, seraların modernizasyon kredisinin de kesildiğini kaydederek, “Geçmiş yıllardaki sübvansiyonlu krediler sermaye şirketlerine verildi. Bu işletmeler bedava sera yaptı. Sübvansiyonlu krediler ve hibeler, küçük aile işletmelerine verilmeli. Bu krediler biran önce yeniden kullanıma sunulmalı” şeklinde konuştu.
“Tarım sektörü ölüm-kalım mücadelesi veriyor”
Çiftçinin yüksek girdi maliyetleri karşısında evini, arabasını satarak ya da yüksek faizle borçlanarak ayakta kalmaya çalıştığını belirten Ahmet Şeref Gümüş, sözlerini şöyle tamamladı: “Çiftçi zarar ediyor. Maliyetler her geçen gün yükseliyor. Tüm imkânların seferber edilmesine rağmen, tarım sektörü 60’a dayanan yüksek yaş ortalamasıyla ölüm-kalım mücadelesi veriyor. Tarımda çalışan gençlerin BAĞ-KUR primleri, en az 30-35 yaşına kadar devlet tarafından ödenmeli. Muzun sağlıklı şekilde sevk edilmesi için frigorifik araç desteği verilmeli. Yoksa ülke tarımı bitecek.”