TUBA CANPOLAT
Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Meclis Başkanı ve Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, iş hayatında yenilikleri takip etmeyenlerin rekabetten kopacağının altını çizerek, “Rahmetli babamızın bize çok önemli bir öğüdü vardı. ‘İşletmesini yenilemeyenin, işletmesi sahibini yeniler’ derdi.
Sürdürülebilirlik iş hayatında çok önemli, gerekli yenilikleri sağlayamaz işlerinizi buna göre dizayn edemezseniz yarışın gerisinde kalırsınız” dedi. QNB Finansbank, EKONOMİ Gazetesi ve Bloomberg HT tarafından düzenlenen “Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları” Gaziantep’te yapıldı. “Ticaretin Dijitalleşmesi” konusunun ele alındığı toplantı Gaziantep Divan Otel’de gerçekleştirildi. Panele iş dünyası yoğun katılım sağlarken, QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan ve Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu programda konuşmacı olarak yer aldı. EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ile Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen panele soruları ve değerlendirmeleri ile katkı sağlarken, Bloomberg HT program sunucularından Dr. Pelin Yantur toplantıyı yönetti.
İş hayatında yenilikleri takip etmenin, rekabet açısından en elzem kural olduğunu belirten GSO Meclis Başkanı ve Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, yeniliğe ayak uyduramayanların oyunun gerisinde kalacağını söyledi. Babasının “İşletmesini yenileyemeyenin, işletmesi sahibini yeniler” şeklinde bir sözü olduğunu aktaran Konukoğlu, iş hayatında sürdürülebilirliğe dikkat çekerek, şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik iş hayatında çok önemli, gerekli yenilikleri sağlayamaz işlerinizi buna göre dizayn edemezseniz yarışın gerisinde kalırsınız. Dünya çok hızlı değişiyor, yapay zeka diye bir kavram var artık hayatımızda. Biz şu anda yapay zekaya dair okyanusta bir damlayı biliyoruz sadece ancak her geçen gün büyüyor, hayatımızın içine yerleşiyor. Bizim kendi şirketlerimizde son 10 yılda teknolojiye harcadığımız paranın haddi hesabı yok. Ve halen de yatırımlarımızı yeterli görmüyorum. Avrupa gümrüklerde karbon ayak izi için 2026’ya işaret etti.
Çimento tesisleri karbon bedeli ödemek zorunda. Bizim gibi şirketlerin durma şansı yok. Yeşil dönüşüm ile ilgili yatırımlar yapıyoruz. GSO olarak da bu yılı ikiz dönüşüm yılı ilan ettik, hem dijital hem yeşil dönüşüme dikkat çekmek için. Şirketlerimiz 2024 bütçelerinde ikiz dönüşüme pay ayırmalı, Ar-Ge için pay ayırmadık, ülke olarak ne kadar zorlandığımızı gördük. Yeşil dönüşümde de aynı sorunu yaşamayalım.”
GÜMRÜK BİRLİĞİ YEŞİL MUTABAKAT ÜZERİNDEN GÜNCELLENMELİ
Ülke ekonomisine dair öngörülerini paylaşan EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ para politikalarının seyrini değerlendirerek, 2024 yılının ikinci yarısında yurt içinde ve yurt dışı iyileşmeler beklediklerini kaydetti. Asgari ücret gündemini de değerlendiren Güldağ, işletmelerin talep-maliyet ve kur eksenine sıkıştığını söyledi. Güldağ, Gümrük Birliği güncellemesinin Yeşil Mutabakat üzerinden olması gerektiğine de dikkat çekti.
İşletmelerin Ar-Ge yatırımları noktasında henüz gerekli bilince erişmediğini ifade eden Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen, “Dijitalleşmenin zeminini ülke ekonomisi sağlamıyor çünkü yeterli kaynak yok. O kaynağı üreterek arttırma çabası içindeyiz. Ülkede var olan kaynağı verimli kullanmak elzem. Sermayeyi katma değere katmamız lazım. Dijitalleşme daha verimli çalışma ve daha çok katma değer sağlıyor. Ülkemizin belirli bir teknolojik altyapısı var. 5G teknolojisinin gelmesiyle başka bir ortam oluşacak, ikiz dönüşüm işletmeler için çok daha önemli olacak. Burada sürdürülebilirlik kriterini yerini getirmek çok önemli olacak. Entelektüel tatmin üzerinden konuşulan yeşil dönüşüm, karbon ayak izi, karbon salınımı artık zorunluluk olacak. Bu şartları yerine getirmeyenler 2026 yılında Avrupa’yla çalışırken sorunlar yaşayacak” değerlendirmesinde bulundu.
“2024’te kredi büyümesi yüzde 35-40 arasında gerçekleşir”
QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, toplantı kapsamında ülke ve dünya ekonomisini değerlendirirken, sektördeki gelişmeleri aktardı ve bankalarının uygulamaları hakkında bilgiler verdi. Tan’dan satır başları şöyle:
■ Salgın dönemi sonrası küresel ekonomide para politikası başta olmak üzere ekonomi politikalarını belirleyen ana faktör enflasyondaki görünümdü. Bu nedenle başta gelişmiş ülke merkez bankaları olmak üzere merkez bankaları faiz artırımı sürecine girdi. Akabinde artan fonlama maliyetleri talebi baskıladı. Bu da enflasyondaki görünümü iyileştirirken, küresel ekonomide resesyon riski yarattı. Ancak faiz artırım süreçlerinin büyük oranda tamamlandığını görüyoruz.
■ Artan jeopolitik riskler de bir başka dikkat çekici konu. Bu sebeple enerji ve emtia fiyatlarında artış görülüyor.
■ Gelecek yıl için küresel ekonomide büyüme yavaşlayacaktır. Küresel büyümenin 2024’te yüzde 2-3 aralığında gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz. İyileşen koşullarla küresel risk iştahı da toparlanacaktır. Bu sayede asıl normalleşmeyi ve büyüme trendinde artışı 2025’te görebileceğiz.
■ 2023 ülkemiz için çok hareketli bir yıl oldu. Yılın başında deprem felaketini yaşadık, ardından uzun soluklu bir seçim süreci oldu. Ekonomi yönetimindeki değişim ise yıla en çok damga vuran gelişmeydi. Ekonomik görünüm çerçevesinde hızla aksiyon alındı, faiz artırımı sürecine girdik, makro ihtiyati tedbirler açıklandı ve sadeleşme adımları atıldı. Şu an öngörülebilir bir ekonomik görünüm var.
■ Bankacılık sektörüne 2022’de damgasını vuran konu regülasyonlardı. Bu yıl ise regülasyonlar sadeleştirildi, faizler kademeli olarak artırıldı. Kısa vadede sıkılaştırma adımları fonlama maliyetlerinin artması sebebiyle bankaların gelir tablosu açısından olumsuz etkiye sebep olsa da orta ve uzun vadede olumlu buluyoruz.
■ 2024 beklentilerimiz atılan sıkılaştırıcı adımlarla birlikte iç talebin azalmasıyla enflasyonda kalıcı düşüş safhasına geçilmesi, ülke içerisinde TL cinsinden araçların yatırım aracı olarak görülmesiyle dolarizasyonun azalması, verimli ekonomik büyüme ve ihracatın da teşviki ile cari açığın azalması. 2024’te iyileşen ekonomik göstergelerle birlikte ekonomiye güvenin artacağını ve küresel koşullara bağlı olarak sermaye akımlarının başladığını görebiliriz.
■ Halihazırda sterilizasyon amacıyla KKM hesaplarına yönelik olarak uygulanan zorunlu karşılıklara nema verilmemesi yüksek tutarlı bakiyeler üzerinden faiz gelirinden mahrum kalınmasına ve net faiz marjlarının gerilemesine sebep oluyor.
■ 2024’te Türk bankacılık sektöründe, halihazırdaki para politikasının uygulandığı ve alınan aksiyonlar devam ettiği sürece enflasyon beklentileri paralelinde bir oranda kredi büyümesi görebiliriz. Enfl asyon beklentilerine de uygun olarak gelecek sene kredi büyümesinin yüzde 35-40 arasında gerçekleşebileceğini tahmin edebiliriz.
■ Artan faizlerle birlikte TL mevduata talep daha fazla. Önümüzdeki yılda da bu trendin devam edeceğini ve ekonomi yönetiminin hedefi dahilinde liralaşma stratejisinin karşılığının daha fazla alınabileceğini düşünüyorum. Burada önemli olan şart ise mevcut para politikasının devam etmesi olacak. Bu çerçevede TL cinsinden mevduatların yüzde 40 civarında büyüyeceğini öngörebiliriz.
■ TL mevduat faizinde 1-3 ay arası vadelerde oran %50 seviyelerinde.
■ Son birkaç ayda ticari kredilerde bir miktar hızlanma olduğunu söylemek mümkün. 1 Aralık itibarıyla mevsimsellik ve kur etkisinden arındırılmış olarak bakılırsa 13 haftalık yıllıklandırılmış büyüme, ticari kredilerde yüzde 20’nin üzerine çıktı. Bankaların da kredi verme iştahının arttığını görüyoruz.
■ Bankamız 2023’te de başarılı performans gösterdi. Karlı ve sürdürülebilir büyümemize devam ettik. 3. çeyrek sonu itibarıyla toplam aktiflerimiz yılın başına göre yüzde 43 artışla 862 milyar liraya, net kredilerimiz yüzde 46 artışla 502 milyar liraya, müşteri mevduatlarımız da %41 artışla 542 milyar liraya ulaştı.
■ İlk 9 ayda net karımız 24,6 milyar lira olurken, ortalama öz kaynak karlılığımız yüzde 61›in üzerinde gerçekleşti. Batık kredi oranımız yüzde 1,6 seviyesine düşerek özel bankaların ortalamasının altında gerçekleşti.
“Dijital Köprü’nün 230 binin üzerinde kullanıcısı var”
Tüm işletmelerimiz dijitalleşmek istiyor ama nereden başlayacağını kestiremiyor. Biz de, ‘nasıl destek olabiliriz’ diye dönüp kendimize sorduk ve Dijital Köprü fikri böyle doğdu. Dijital Köprü uygulamamızın 230 binin üzerinde kullanıcısı var. 100 binin üzerinde şirket ise uygulamayı kullanarak Dijital Köprü avantajlarından yararlanıyor. Tek platform içerinde 20 uygulamanın hizmete konulduğu Dijital Köprü’de e-Fatura, İnsan Kaynakları, Muhasebe işlemleri için hizmet sunuluyor. Her geçen gün uygulamayı zenginleştiriyoruz. Banka olarak yarının ihtiyaçlarını gündeme alıyoruz. Her dönemin ihtiyacı ilk olarak finansman. Dijitalleşmeye uyumda dünyanın en iyileri arasındayız. Dijitalleşme, işletmeler için maliyetin azalması demek. Pratik zekada dijital dönüşümü yakaladık ancak yeşil dönüşüm trenini kaçırmamamız lazım. Dünya Ekonomik Forumu’nda dünyayı bekleyen 10 riskten ikisi iklim krizi ile ilgili. Yeşil dönüşüme ‘çiçek-böcek’ mantığıyla bakarsak kaybederiz. İhracatçılar sıfır karbon dönüşümüne adapte olmazlarsa, sıkıntılar daha da büyür. Bu süreçte müşterilerimizi desteklemek için inovatif ürünler de Bankamızın, 68 ilde 436 şubeleri var. Bugün bankacılık işlemlerinin büyük bir çoğunluğu dijital kanallar üzerinden yapılıyor. Bu nedenle şube ağı verimli yönetilmeli. Bankacılık sektöründe şube adedinin de yatay kalma veya azalma trendinde olduğu düşünüldüğünde şube ağında önümüzdeki sene yatay bir duruş gerçekleşecektir. İstihdam açısından da iştiraklerimizle birlikte 13 bini aşkın personelimiz var. İstihdama katkı sağlamaya devam ediyoruz.
“Yeni ekonomi yönetimi ile istişare halindeyiz”
Yeni ekonomi yönetimi ile sık sık bir araya geliyoruz. Toplantılarda tek taraflı görüş aktarma değil, karşılıklı fi kir alışverişleri var. KKM yavaş yavaş azalıyor. Müşteriler artan TL mevduat faizine paralel olarak vade dönüşlerinde standart TL mevduatı daha çok tercih ediyorlar. Ayrıca, regülasyonlar da TL mevduata dönüş açısından bankaları teşvik ediyor. 2024’te KKM’deki erime devam eder.