Nihat DELİBAŞI
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Mart ayı meclisinde gündem seçim öncesi iş dünyasının ekonomik ve siyasi beklentileri oldu. EBSO Başkan Yardımcısı Metin Aktaş, siyasi etik yasasının çıkarılması çağrısında bulundu. Depremler ve ardından deprem bölgesinde etkili olan sel felaketleri sonrası kimsenin sorumluluk almadığını ve istifa mekanizmasının işlemediğine dikkat çeken Akdaş, “En acı olan da ne biliyor musunuz? 50 bini aşkın canımızın yitip gittiği bu felakette tek bir kişi çıkıp da benim sorumluluğum var demedi. Kamu görevlilerinin ve siyasilerinin uymakla sorumlu olduğu Etik Yasası mutlaka çıkarılmalı ve Etik Suç’lar hukuk sistemimize girmelidir” dedi.
“Seçime kadar kredi bulursanız kullanın”
EBSO Meclis üyesi Mehmet Karahaliloğlu ise seçimlerin ardından döviz kurunda yukarı yönlü hareketlenme olacağını belirterek faizlerin yükseltilmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Karahaliloğlu, “Bu da kredi faizlerini yükseltecek. O nedenle seçime kadar kredi bulursanız kullanın” önerisinde bulundu. 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimlerden sonra iktidara kim gelirse gelsin ekonomide Ortodoks politikalara dönüleceğini söyleyen Karahaliloğlu, döviz kurlarının artışına izin verileceğini ancak kurların daha da yükselmemesi için faizlerin de artırılacağını ileri sürdü. Karahaliloğlu, “Amerikan Doları 24 TL olacak, mevduat faizleri de yüzde 40 civarına çıkarılacak. Bu durumda iş dünyasının kullandığı kredi faizleri de yükselecek. Bugünkü durumda hala enfl asyonun altında faizle kredi bulabiliyorsanız seçime kadar olan süreçte nereden bulursanız bulun, kullanın” tavsiyesinde bulundu.
“İstanbul Sözleşmesi’ne acilen geri dönülmeli”
EBSO Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu da, Kurumlar Vergisi mükellefi olan şirketlere geçmişe dönük yüzde 10 oranında ek vergi getirilmesini doğru ve adil bulmadıklarını dile getirdi. Gökçüoğlu ayrıca 6284 Sayılı Kadının ve Çocuğun Korunması Kanunu’nun siyasi pazarlık konusu edilmesini ve İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasını eleştirdi. Gökçüoğlu, “Sonuç, o günden bugüne, bine yakın kadın cinayeti yaşanırken, son 15 yılda 4 bini aşkın kadınımızın yaşam hakkı ellerinden alınmıştır. O nedenle, acilen sözleşmeye geri dönülmeli ve yaptırımları da uygulamalıdır. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı yasa kırmızı çizgimiz olarak kalmalıdır” dedi.
“Madenciler günah keçisi ilan ediliyor”
EBSO Madencilik ve Taş Ocakçılığı Sanayi Komite Başkanı ve EBSO Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, zeytin ağaçlarını arazi sahiplerinin kestiğini, madencinin günah keçisi ilan edildiğini savundu. Ürün, “Madenci ağaç kesme yetkisine sahip değil. Biz ormancıya haber veriyoruz ağaçları kendileri götürüyor. Kaç dönüm ise bunun bedelleri bizden alınıyor. Ardından rehabilitasyon projesi istiyorlar. Noterden taahhütname ve banka teminat mektubu işitiyorlar. Tüm bu işlemlerden sonra korkunç bir para ödüyoruz. Sonra sahaya giriyoruz. Madencilik yapılan alanlar ormancılık yapılan alanların binde dördü. Bu kanunun doğru uygulanması lazım. İmar izni gelince arazi sahipleri zeytinlerini kendi kesiyor. Madencilik olunca yaygara koparılıyor. Zengin toprakların fakir bekçisi olmayacaksak madenciliği yapmak zorundayız” dedi.
“Fabrika ayarlarına dönmek şart”
Toplantının konuğu olan İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci, Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunları aşmak için “fabrika ayarlarına dönmesi” gerektiğini söyledi. İnci, “İkinci yüzyılda güçlü kaslarımız hangi alanda var, buna odaklanmalı. Türkiye’nin kuruluş değerlerine ve fabrika ayarlarına geri dönülmesi gerektiğini düşünüyorum. Hepimiz, az veya çok iş ve varlık sahibiyiz kaçımızın net bir geleceğe devir planı var? Çoğumuzun olmadığı gibi STK’ların da bir devir planı yok. Ülkemizde birçok problem liyakatsizlikten kaynaklanıyor” diye konuştu.