LEVENT AKBAY
Çanakkale OSB’nin girişinde “Ekonominin lokomotifi sanayidir” yazıyor. Ana kapıda sizi, sağ tarafta bir iş makinası, sol tarafta bir itfaiye aracı karşılıyor. Hemen yanında bir otobüs durağı var. Biraz daha içeri yürüdükçe titiz bir elin kurguladığı düzen, intizam, göze çarpıyor. Çiçek tarhları, yollar, kaldırımlar, trafik işaretleri. Her şey yerli yerinde. Fabrikalar bile neredeyse sessiz çalışıyor. Sanki bir turizm beldesinde çok büyük bir yazlık site.
Çanakkale OSB Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Ersoy, çok değil 4 yıl önce iş başına geldiğinde 1997’de kurulan bölgenin ancak yüzde 60’ının dolu olduğunu anlatıyor. Şimdi yüzde 100’ü dolu ve ihracata dönük genişleme yatırımları planlanıyor. O zaman OSB yönetiminin bölge içinde yer alan TSO binasında 10 bin lira kirayla, kiracı olduğunu anlatan Ersoy, “OSB olarak kiradaydık. Üstelik sahibi olduğumuz toprakta kiracıydık. Su baskınları, sürekli kesilen elektrikler, para etmeyen parseller, yetersiz yollar, yatırım için güveni olmayan sanayiciler... Ne yemek yenecek, ne çay içilecek bir yer vardı” diye ekliyor.
Peki, Çanakkale OSB, bugün küresel bir Avrupa devi şirketin 33 milyon Euro tutarındaki yatırımını çekebilen cazibeye nasıl kavuştu? Çekirdekten yetişme iş insanı Fahrettin Ersoy şöyle anlatıyor: “Paramız yoktu, kaynağımız yoktu. Önce OSB’de süren inşaatlardan arda kalan tüm hurdaları topladık. Sattık, 89 bin TL para ile işe başladık. Toz çıkarmayan döner süpürge alıp bir traktörün arkasına monte ettik. O gün bu gündür haftada iki gün bölgedeki yollar süpürülüyor.
Orman ürünleri ağırlıklı fabrikalar vardı. Yağmur yağdığında tahta parçaları, talaş ve diğer atıklar mazgalları kapatır, bölgeyi su basardı. Mazgalları genişlettik, rögarları büyüttük, drenaj kanalları yaptık. Yolları temiz tuttuk. Su baskınlarını önledik.
Enerji kesintisi olduğunda tüm fabrikalarda aynı anda elektrikler gidiyordu. Güney Marmara Kalkınma Ajansı işbirliği ile SCADA sistemi kurduk. 9 trafo istasyonu otomasyona geçirildi. Plansız elektrik kesintileri, iletimde kayıplar önlendi. Kurulan enerji odasında 67 fabrikanın elektrik kalitesi izlenmeye, sayaçlar uzaktan okunmaya başlandı.
Bozuk olan iç yollar tamir edildi. Mescit yapıldı, çıraklık okulu kuruldu. Kargo ve bankacılık hizmetleri için PTT şubesi kuruldu. Mal taşıyan TIR’lar ve şoförleri için duş dahil sosyal hizmet verecek tesis kuruldu. TIR parkı alanı oluşturuldu.
İdari bina, sosyal tesis, konferans salonu… Hiçbir şey yoktu. Hepsi yapıldı.

OSB’lerde çok yangın olur, yanıcı maddeler vardır. Bu nedenle temin ettiğimiz bir itfaiye aracı kapımızda duruyor. Yangın oluyor, ilk müdahaleyi bizim itfaiye aracımız yapıyor. Bir de iş makinamız var, o da kapıda. Elektrikte arıza olur, su tesislerinde arıza olur, başka sorunlar ortaya çıkar. İş makinamız anında müdahale eder. Üyemizin bir işi olur, kanal kazacaktır, hafriyat taşıyacaktır. İskonto ile üyemiz yararlanır. Kapıda karanlıkta sabahları okula giden çocuklar otobüs beklerdi. Onlara da soğuktan korunacakları, aydınlatması olan bir durak yaptık.
Bugün bölgede elektrik dağıtımı, su temini, doğalgaz altyapısı, iletişim altyapısı, atık su deşarj hizmeti, atık su yönetim sistemi mevcut. Bin kişilik istihdamı bin 500’e çıkartmak istiyoruz.”
OSB’nin değeri arttı
Yaptığımız yatırımlarla OSB arazisinin metrekare fiyatını dört yılda 185 TL’den 5 bin 159 TL’ye çıkarttık. OSB’nin dolması, talep görmesiyle binaların kıymeti de yükseldi. Bu, sanayicilerin herhangi bir yatırım için banka kredisi alımında elinde sağlam teminatı olduğu anlamına geliyor. Aynı şekilde parsel satışlarından sağlanacak gelir de artıyor ve tekrar OSB yatırımları için harcanıyor. Dolayısıyla bir bütün olarak OSB’nin dolu bir şekilde çalışması istihdamdan katma değere, sermaye artışından kalitenin artırılmasına kadar etkilerde bulunuyor.”
Fahrettin Ersoy, çocuk yaşta Çanakkale pazarlarında yumurta satarak başlayan ticari deneyimi ve titizliği ile bugün bacasız sanayinin tercih edildiği OSB’nin çağdaş bir yatırım alanı olarak dolmasını sağladı. Çanakkale Köprüsü’nün devreye girmesinden sonra lojistik avantaj yakalayan OSB’nin genişlemesi için yönetimi ile birlikte düğmeye bastı. Son olarak OSB’yi uluslararası yatırımcılara açarak kalite çıtasını daha da yükseltti.
■ ÇANAKKALE AŞIĞI OLAN ERSOY: BENİM İSTANBUL’UM ÇANAKKALE…
Çan ilçesinin bir köyünden çiftlik sahibi bir ailenin oğlu olan Fahrettin Ersoy, çocuk yaşlarından itibaren o günlere kadar görmediği Çanakkale’de yaşamanın ve ticaret yapmanın hayalini kurdu. Bir tepedeki köyünden Çan’dan Çanakkale’ye giden otobüslerin ardından bakarak o günleri düşledi. Bir köy çocuğunun ticaret deneyimi Çanakkale pazarlarında yumurta satışıyla başladı. Özgür olabilmek için mahkemeye başvurarak yaşını büyüttü. Böylelikle ehliyet alabildi. Pazarlardaki ticareti 1988’de açılan bir marketle resmileşti. Yetmeyince kurumsallaştı. Daha sonra şirketleşerek süt, peynir, gıda ürünleri ticareti yaptı, soğuk hava depoları zinciri kurdu ve çeşitli gıda ürünlerinde bölgesel güç oldu. Çanakkale’de uzun yıllar Borsa başkanlığı, TSO’da yönetim kurulu ve meclis başkan vekilliği görevlerinde bulundu. “Kendi tesisimi çok zor şartlarda yaptım. Tam bitirdim pandemi patladı. 15 ay büyük sıkıntılar yaşadım. O dönemler yerler para yapmıyordu” diyen Fahrettin Ersoy misyonunu; “Benim işim güler yüzlü şeffaf bir yönetimle yatırımcının işini kolaylaştırmak” olarak tarif ediyor. Her büyüyen şirket gibi İstanbul’a açılma hayalini sorduğumuzda, “Benim İstanbul’um Çanakkale. Ben burayı seviyor, buraya hizmet etmek istiyorum” diye yanıtlıyor.
Alman-Belçika ortaklığı, 33 milyon € yatırım yapıyor Küresel yatırımcılara, yabancı sermayeye önem verdiklerini dile getiren Fahrettin Ersoy, devamında şunları söyledi: “Çanakkale OSB’de 33 milyon Euro yatırımla, Belçika-Alman ortaklığı ile 20 bin metrekare alanda orkide üretimi yapacak laboratuvar kuruluyor. Bu yatırımın bölgemizde gerçekleşmesi için çok çaba harcadık. Başlangıçta yatırım için dört OSB adayı vardı. Sonunda bizi seçtiler. 300 kadar kadına istihdam sağlayacak bir proje bu. Bütünüyle ihracat yapacak, TSO üyesi olarak vergisini burada ödeyecek. Hem istihdam açısından önemsiyoruz, hem Ar-Ge çalışmalarının gerçekleştirilebileceği teknoparka sahip olan bölgemizin kalitesini yükseltmesi bakımından. OSB’nin genişlemesi ile birlikte yeni yabancı sermaye yatırımları çekmeye yönelik çalışmalara odaklanmak istiyoruz.
1915 Köprüsü cazibe yarattı.
Çanakkale eskiden ulaşılamayan bir ildi. Şimdi İzmir tarafına tüneller yapıldı. Kuzey Otoyolu bağlantısı da büyük katkı sağlayacak. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün faaliyete geçmesi lojistik avantajımızı artırdı. İstanbul ve İzmir’e gidiş Çanakkale’den olacak. Bu avantajı değerlendirmek istiyoruz. Çanakkale OSB’nin genişleme izni çıktı. 500 dönüm ilave ile halen bin 100 dönüm olan bölgemiz, bin 600 dönüme çıkacak. Biraz da kamulaştırılacak bazı alanlar eklenebilir. Genişleme bölgesinde atıl arazi kalmayacak şekilde parselasyon yapacağız. Burada ağırlıklı olarak ihracata dönük üretim yapacak firmalara ağırlık vermek istiyoruz.”