SEHER KARATAŞ
Gayrimenkul alanında 2005 yılından bu yana değerleme hizmeti sunan Denge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık AŞ’nin Genel Müdür Yardımcısı Korhan Can, OSB’lerle ilgili yaptıkları çalışmaların sonuçlarını EKONOMİ ile paylaştı. Türkiye genelindeki en avantajlı 10 il ve OSB’lerle ilgili bilgi veren Can, “Organize Sanayi Bölgesi Üst Kuruluşu (OSBÜK) verilerine göre planlama aşamasında ve altyapı çalışmaları devam edenlerle birlikte toplam 410 adet OSB mevcut. Marmara Bölgesi’nde İstanbul, Kocaeli ve Bursa illeri yüzde 100 doluluk oranlarına yakın olması nedeniyle Tekirdağ bölgesi ve Çanakkale Köprüsü sonrası lojistik ve fiyat açısından cazip hale gelen Çanakkale bölgesi öne çıkıyor” diye konuştu.
Depremin yaralarını Akdeniz Bölgesi sarıyor
Akdeniz Bölgesi’nde Adana, Hatay ve Mersin’in arazi yapısı ve tüm ulaşım imkânlarına yakınlığı sebebiyle 6 Şubat depreminden sonra yaraları sararak bölgenin sanayi açısından en tercih edilir yeri olduğunun görüldüğünü söyleyen Korhan Can, şunları söyledi: “Bu bölgede özellikle yeni havaalanı ile birlikte Çukurova OSB öne çıkıyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerek ulaşım koşulları gerekse iklimi sebebiyle hava koşulları yönünden zor olsa da Malatya ve Erzurum’un büyükşehir olmalarından da kaynaklı olarak sanayi açısından tercih edilirliği yüksek iller olduğu görülüyor. Ege Bölgesi’nde İzmir dünyanın belki de en eski liman kentlerinden biri olması sebebiyle her zaman zirvede yerini alır ancak son dönemde özellikle arsa arzının kısıtlılığından dolayı arsa maliyetlerinin yüksek olması sanayicileri alternatif olarak, Manisa, Denizli ve hatta bu illere nazaran daha düşük arsa fiyatlarından dolayı Kütahya, Afyon ve Uşak illerinde fabrikalar kurmaya yönelttiğini görüyoruz.”
Korhan Can, diğer bölgelerle ilgili şöyle devam etti: “Güneydoğu Anadolu Bölgesi için Gaziantep ve Şanlıurfa bölgenin lokomotifi. Ancak Ortadoğu, Arap coğrafyası ve Orta Asya Türk devletleri ile ticarette Güneydoğu Anadolu sanayisinin daha da gelişeceğini tahmin ediyorum. Bu bölgede tekstilden boşalan alanı inşaat ve gıda sektörü dolduracaktır. İç Anadolu Bölgesi’nde başkent Ankara sanayi açısından da bölgenin dinamosu. Başkenti takiben gerek düz arazi yapısı gerek de Akdeniz limanlarına yakınlığından Konya da cazip hale gelmiştir. Karadeniz Bölgesi hem coğrafi yapısı hem de diğer denizlere ulaşım mesafesi ve süresi açısından zor bir coğrafya. Bu da talebin nispeten daha düşük olmasına sebep oluyor. Bölgede Samsun, OSB’ler açısından zirvedeyken iç kısımlarda da arazi yapısının daha elverişli olması ve yurtiçi kara ulaşımının daha kolay olmasından dolayı Kastamonu ve Çorum’un gelişim gösterdiği görülüyor.”
OSB’lerde kentsel dönüşüm hareketliliği ne durumda?
Organize bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmaları konusunda da bilgi veren Korhan Can, şunları söyledi: “İstanbul’da sanayi yapılarının yoğun olduğu Kartal-Tuzla D100 karayolu aksında olan sanayi yapılarının OSB’lere taşınarak bölgenin yaşam alanına dönüştürülmesi çalışmaları devam ediyor. Buradaki sanayi kuruluşlarının Yalova, Bandırma, Çanakkale, Tekirdağ gibi alternatif bölgelerde arsa alarak fabrikalarını taşıma çalışmaları başladı. Dudullu ve İkitelli bölgelerinin de şehir merkezinde kalması nedeniyle ilerleyen süreçte farklı alternatif bölgelere taşınması gündemde olacak. Özellikle İkitelli sanayi bölgesinin Tekirdağ’a taşınması sıklıkla gündeme geliyor. Benzer şekilde Bursa, Kayseri, Adana ve İzmir’de şehir içinde kalmış eski sanayi yapılarının dönüştürülmesi çalışmaları devam ediyor. Gaziantep’te tekstil sektörüne ait binaların farklı sektörlere dönüştürülmesi, şehrin ekonomik ve kültürel gelişimi için önemli bir fırsat. Bu dönüşüm; planlama, yatırım ve toplumsal katılım gerektiren çok yönlü bir süreç.”
OSB’lerde hangi sektörlerin yatırımları artıyor/azalıyor?
ARTAN SEKTÖRLER
● Teknoloji donanımları: Elektronik bileşenler, bilgisayar donanımları ve telekomünikasyon ekipmanları üretimi için yatırımlar artıyor.
● Gıda ve içecek üretimi: Modern gıda işleme ve paketleme tesislerine yönelik yatırımlar artıyor.
● İlaç ve medikal ekipman üretimi: COVID-19 salgını sonrası ilaç, aşı ve medikal ekipman üretimi için yeni yatırımlar hızlandı.
● Savunma sanayisi: Yerli ve milli savunma sanayisi hamlesine bağlı olarak Ankara, İzmir ve Eskişehir gibi illerdeki OSB’lerde bu alandaki yatırımlar artıyor.
● Elektrikli araç ve batarya üretimi: Özellikle Bursa, Kocaeli, Manisa gibi illerdeki OSB’lerde elektrikli araç, batarya ve ilgili bileşenlerin üretimi için yatırımlar artıyor.
● Yenilenebilir enerji ekipmanları: Güneş paneli, rüzgâr türbini bileşenleri ve enerji depolama sistemleri üretimine yönelik yatırımlar artıyor. Son dönemde özellikle “yeşil dönüşüm” kapsamında sürdürülebilir üretim yapan tesislere ve ihracat potansiyeli yüksek sektörlere yönelik yatırımlarda artış gözlemleniyor.
AZALAN SEKTÖRLER
● Geleneksel tekstil üretimi: Özellikle düşük katma değerli, emek yoğun tekstil üretimi yapan tesislerin yatırımları azalıyor, bu alandaki üretim kısmen Uzakdoğu, Orta Asya ülkeleri ve Mısır’a kayıyor.
● Düşük katma değerli metal işleme: Yüksek enerji maliyetleri nedeniyle düşük katma değerli metal işleme tesislerinde yeni yatırımlar sınırlı kalıyor.
● Geleneksel mobilya imalatı: Küçük ölçekli, düşük teknolojili mobilya üretim tesislerinde yatırımlar azalıyor.
■ “Merkezdeki yapılar, deprem riskine karşın OSB’lere taşınıyor”
OSB’lerdeki kentsel dönüşüm çalışmalarında deprem riskinin ne derece göz önünde bulundurulduğu konusunda da bilgi veren Korhan Can, “Kentsel dönüşüm uygulamaları, kent merkezlerinde sıklıkla uygulanıyor. Bu uygulamalar özellikle deprem kuşağında yer alan ülkemizdeki riskli yapı stokunun güncellenmesi için hayati bir öneme sahip. Bununla birlikte tasarım ve kullanım ömürlerini tamamlamış sanayi yapıları, kent merkezinden organize sanayi alanlarına taşınarak modern üretime mekân sağlayacak, teknik özellikleri ihtiva edecek ve günümüz teknolojisi ile depreme dayanıklı olacak şekilde inşa ediliyor. Ayrıca özellikle 6 Şubat 2023 depremleri sonrası, tüm OSB’lerde deprem riski değerlendirmeleri çok daha ciddi şekilde ele alınıyor ve kentsel dönüşüm çalışmalarında öncelikli kriter olarak değerlendiriliyor. Firmaların da binalarının deprem dayanıklılığı ile ilgili testler yaptırarak bu konuya daha çok önem verdiklerini gözlemliyoruz” ifadelerini kullanıyor.