Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, haftanın sohbetinde, Donald Trump’ın zaferiyle sonuçlanan ABD seçimlerinin piyasalara etkisini tartıştı. Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte “birçok alanda ciddi türbülanslar yaşanacağı” görüşünü dile getiren Ali Ağaoğlu, bunun emtia ve değerli metallerde sert hareketlere yol açabileceğini söyledi. Ağaoğlu, Çin’in ABD’nin ilave gümrük vergilerine karşı olası yanıtına dair ise, “Önümüzdeki yılın Kara Kuğusu Çin’de bir devalüasyon tartışmasıdır” yorumunu yaptı. Hakan Güldağ da ABD’nin Çin ile açık kavgaya tutuşmasını “Trump için biçilmiş kaftan” olarak niteledi. Güldağ, bu dönemde hesaplanabilir riskler kadar hesaplanması güç belirsizliklerin de yönetilmesi gerekeceğine işaret etti.
Güldağ: Trump’ın ABD seçimlerini kazanmasıyla birlikte ilk etkilerden birini Euro/dolar paritesinde gördük. Geçen hafta 1,06’lara inmesini bekliyorum demiştin, 1,05’lere geldik. 1,03 bekleyenler de var.
Ağaoğlu: Trump’la ilgili iki ana konu önemli bence. Biri atayacağı anlaşılan kabine, İran ve Çin ile ilişkilerde hatta İsrail-Ortadoğu ilişkilerine Marco Rubio gibi oldukça sert bakan isimlerin olduğu bir kabine. Yeni Trump dönemi daha sert geçecek.
Güldağ: Dışişleri Bakanlığı için adı geçen Marco Rubio Türkiye için de bir pek yumuşak isim sayılmaz. Bu Floridalı Cumhuriyetçi Senatör, Türkiye’nin sınır dışı operasyonlarına en sert tepki verendi. Keza, Türkiye’yi hep Rusya, Çin, Venezüela ile birlikte ‘demokrasi dışı’ bir ülke olarak değerlendiren isimlerin başındaydı. Hakeza, Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’na getirdiği Mike Waltz, PYD-YPG için, “Ortadoğu’da İsrail’den sonra en önemli müttefikimiz” diyordu. Neyse, biraz da Fed’in ne yapacağını konuşalım.
Ağaoğlu: Amerika’da faiz oranları düşmüyor. Tersine Amerikan 10 yıllıkları çok kritik olan 4,45 seviyesinde ve faiz farkları nedeniyle Euro dahil, doların karşısındaki hemen hemen her para birimi değer kaybetti.
Güldağ: TL hariç diyelim… Fed Başkanı, faiz indirimleri konusunda “acele etmeyeceğiz” diyor.
Ağaoğlu: Powell öyle dedi, aralık ayında faiz indirim ihtimali yüzde 90’dan 60’a indi. Önümüzdeki yıl “acaba 2 indirim mi yapar, 3 mü” tartışması başladı.
Güldağ: Çünkü Trump bol bol harcayacak bu da enflasyona neden olacak diye düşünülüyor.
Ağaoğlu: Powell da ‘bu faiz indirimlerini ard arda sıralı yapmamıza gerek yok, biraz baka baka yapalım diyecek. Trump’ın ‘harcayacağım’ sözü eşittir hızlı bir borçlanma. Bu Amerikan tahvilleri üzerinde bir risk primi oluşturur, faizler yukarı gider. Harcamalarla, enflasyonun yeniden yükselmesi riski güçlenir. Bir de Çin vergilerini eklediğimizde…
Güldağ: Çin’e yüzde 60 diyor…
Ağaoğlu: İşte o düzeyde gümrük vergisi Çin tarafında farklı bir baskı yaratabilir. Önümüzdeki yılın kara kuğusu, Çin’de bir devalüasyon tartışmasıdır.
Güldağ: Vergi hamlesine yuanı devalüe ederek karşılık verebilir…
Ağaoğlu: Geçen sefer parasını devalüe ederek karşılık vermişti. Bu sefer de benzeri bir hamle yapabilir. O durumda Amerika vergilerden dolayı bir enflasyon ithal etmiyor olabilir.
Güldağ: Yine kur savaşları mı?
Ağaoğlu: ABD’de genel faiz seviyesi yüksek kalmaya devam edecek beklentisi oluşmaya başladı. Bu da ister istemez parite tarafını etkiliyor. 1,0390-1,0425 bölgesine doğru giden bir Euro ile karşı karşıyayız görünüyor. Şu sıralarda 106,58’lerde olan dolar endeksinin de 107,5, hatta 108’e gitmesini bekliyorum.
Güldağ: Euro’nun zayıflayıp, doların güçlendiği ortam bize yaramıyor. Hani Trump ‘zayıf dolar’ istiyordu.
Ağaoğlu: İstese de, izlediği politikalar nedeniyle dolar öyle çok da zayıflayacak gibi görünmüyor.
Güldağ: Bu arada bizde de konut satışlarında bir canlanma var içeride. Kasımda kimse beklemiyor ama aralıkta faiz indirimi beklentisi arttı.
Ağaoğlu: Halkımızın cebi ile ilgili kararlarının genelde sağduyulu olduğunu düşünüyorum. Bu faiz ortamında satılan gerek ipotekli gerekse ikinci el konut satışları ilginç. Ya faize duyarsız hale geldik ki, bu kötü bir haberdir. Ya da nominal olarak artmaya devam etse de, konut fiyatlarında yüzde 14-15’e varan reel kayıp, ihtiyacı olan kesimlerin gecikmiş talebini harekete geçirdi.
Güldağ: Vatandaşın altın bozdurup konuta yöneldiğini gördük.
Ağaoğlu: Altın tasarrufçusu bir ülkeyiz. ‘Hazır altın yükselmişken altınımı satayım ihtiyaç duyduğum konutu alayım’ diyen bir talep olduğunu varsayıyorum. Ayrıca, faiz indirimleri artık yavaş yavaş gündeme geliyor. Tam bir tahterevallidir, faiz oranlarıyla konut fiyatları. Faiz oranları artınca konut fiyatları reel olarak düşer. Faiz oranları düşünce de konut fiyatları hem reel, hem nominal olarak yükselir. O döneme yaklaşıyoruz diye bir talep oluştu.
Güldağ: Kriptodaki hareket de etkili olabilir altın fiyatında.
Ağaoğlu: Bitcoin furyası, özellikle Trump ve kabinesinde çok sayıda kripto taraftarı var. Senato ve temsilciler meclisinde de…Ciddi bir fiyat artışı yaşandı. Bitcoin 93.265 doları gördü. Fakat, altın ve gümüş ondan önce hareket etti. Trump’ın savaşları bitireceği beklentisi etkili oldu. Son bir haber de Elon Musk’ın İran büyükelçisiyle gizli bir görüşme yaptığı yönünde.
Güldağ: Bir yandan da giderayak Biden yönetiminde ABD’nin İran’a yönelik operasyonlarında hareketlenme var. Suriye ve Yemen’de İran’ın desteklediği güçlere Amerikan uçakları operasyon düzenliyor. Lübnan’da Hizbullah tarafından ciddi yaralandı. Rusya, İran ve belki de bir sonraki hamle Çin. Doğrusu ABD, Çin’le açık kavgaya tutuşacaksa, Trump biçilmiş kaftan.
Ağaoğlu: Trump başa geldikten sonra çok alanda ciddi türbülanslar yaşayacağız. Gerçekten büyük hareketler. Ani ve çok hızlı günlük hareketler olabilecek. Özellikle petrol, altın, gümüş ve kripto tarafında… Sadece ‘oynaklık artacak’ demiyorum, türbülansvari sert hareketler gelecek. Şimdiye kadar tanık olmadığımız çok büyük sürprizler olacak. Dünyanın sık sık karşı karşıya kalmadığı türden sürprizler.
Güldağ: Riskten çok belirsizliklerden bahsediyorsun anlaşılan. Risk olasılıktır. Hesaplanabilir. Belirsizlik ise hesaplanamaz. Yine de yöneticilerin işi belirsizlikleri mümkün olduğunca riske çevirip yönetmek. Geçen döneminde Trump’ın hesapları çarşıya pek uymadı. Yaptırımlar, Çin’in ABD’ye ihracatını yüzde 3 düşürdü ama Amerika’nın Çin’e ihracatı da yüzde 8 düştü. Bakalım bu dönem ne yapacak? Rahmetli Demirel’in bir sözü vardı; “Sandıktan neyin çıkacağını bilemezsin ama sandıktan çıkanı değiştirebilirsin” mealinde. Göreceğiz…
Altın ve gümüşte enerji kaybı sürecek
Güldağ: Altındaki geri çekilme devam eder mi? 3.000 doları görür diyordun…
Ağaoğlu: Bu yıl değil ama 3.000 doları önümüzdeki yıl içinde görmesini bekliyorum. Muhtemelen ikinci yarıda.
Güldağ: Nasıl bir seyir bekliyorsun?
Ağaoğlu: Bugünkü düzeltmenin devam edeceğini düşünüyorum. Ama tek yönlü devam etmeyecek. Aşırı satım bölgesine yaklaştı hem altın hem gümüş. Bunların bir düzeltmesi tekrar olacak.
Güldağ: Nereye kadar?
Ağaoğlu: Burayı dip görmüyorum. Altında dip olarak biraz daha gideceğimiz yer var. Gördüğümüz en düşük yer 2.536 dolar. Belki bir 2.500-2.525 bölgesine geliriz ama ondan sonra bir toparlanma.
Güldağ: O toparlanma nereye kadar?
Ağaoğlu: Toparlanma da çok fazla yukarıya gitmeyecek, gidemeyecek. Çünkü 2.650’lerde 50 günlük hareketli ortalaması var. Onun üzerine çıkabilecek bir güç ben şu anda görmüyorum altın tarafında.
Güldağ: Ya 3000 seviyesi. Hayal mi oldu?
Ağaoğlu: Önümüzdeki yıl 3000’li seviyeleri tekrar konuşuruz. Farklı jeopolitik sebeplerle. Gümüşteki rakam biraz daha hızlı geldi. Gümüşte 200 günlük hareketli ortalaması 28,50-28,60’larda. Hem bir trende denk geliyor, hem de düzeltmeler vesaire. Gümüş için 28,5 seviyesi biraz daha korunur. Eğer korunamazsa onun 200 günlük hareketli ortalamanın altına gitmesi artık gümüşte uzun vadeli bir zirve görüldü anlamına gelecek. Onu da beklemiyorum. 28 dolara kadar gelirse tekrar toparlanma olabilir. Gümüşte de 39-40 bölgesine gidecek bir yeni enerji şu anda yok. 31,50-32’lere kadar tekrar toparlanırsa toparlanır. Sonrasına bakacağız.
Petrol yükselmekten çok düşmeye aday
Güldağ: Uluslararası Enerji Ajansı petrolde talebin artacağını söyledi. Ne diyorsun?
Ağaoğlu: Çin’de halen aylık deflasyonların geldiği bir dönemde ve dünyanın en büyük tüketicisinde böyle bir sıkıntı varken…
Güldağ: Çin’de sanayi üretimi biraz arttı. Çin talebi artırınca, emtia tarafında, petrol tarafında fi yatlarda yukarı hareket oluyor.
Ağaoğlu: Olmayacak. Bakın, Çin’in bazukalarıyla yukarıya zıplayan bakır fiyatı başladığı yere geri döndü. Kısa vadeli önemli hareketler piyasalarda oluyor ama orta vadede petrol fiyatıyla ilgili resim çok değişmiyor. Trump ne diyor? “Deleceğiz deleceğiz deleceğiz, deleceğiz” diyor. Her yeri deleceğiz, bütün petrolü çıkaracağız diyor. Çevre mevre de tanımayacağım diyor.
Güldağ: Peki ya Enerji Ajansı’nın açıklaması..
Ağaoğlu: Ajansın düzeltmelerini çok izlemeyiz. Aynı iyimser tahmini OPEC de yapıyor. Sonra ‘Pardon, yeni bir gelişme oldu, o yüzden üretim fazlası var’ derler.
Güldağ: Sorun nerede o zaman?
Ağaoğlu: Sorun talebin artması değil, üretimin talepten çok artması. Talep yüzde 1- 2 artarken üretim yüzde 10-15 artıyorsa… Emin olun, pazar payı kavgasının olduğu bir petrol piyasasına doğru gidiyoruz. Öyle olunca da petrol fiyatları yükselmekten çok düşmeye aday. Kaldı ki, şu anda uzun vadeli petrol fiyatlarına baktığımızda, uzun vadeli petrolün fiyatı yakın vadeden düşük. Bu değişmediği sürece, radikal olarak piyasadaki yapısal bir değişiklik olmadığı sürece, petroldeki yükselişler kısa süreli jeopolitik etkilerle olur.
Güldağ: Buna uygun bir ortam da var…
Ağaoğlu: Ufak çatışmadan bahsetmiyorum. Bugün petrolde beklentileri değiştirebilecek tek konu Trump döneminde İran’la İsrail’in gerçekten büyük bir savaşa girip Hürmüz Boğazı’nı kapatması olur. Böyle bir şey olursa zaten dünyada başka bir denklemden konuşuruz. Hayatın normal akışı içinde önümüzdeki yıl 60 dolar ve altını görürüz diye düşünüyorum Brent petrolde.
Güldağ: Hatta 40 dolar diyenler de var.
Ağaoğlu: Evet ama bence abartılı…
Güldağ: Bizim Merkez Bankası 81 dolar olarak dikkate almıştı son raporunda…
Ağaoğlu: Evet benim de dikkatimi çekti o. Çok yüksek buldum.