HİLAL SÖNMEZ/NEVŞEHİR
Türkiye’nin en değerli kültürel miras alanlarından biri olan Kapadokya’nın mimari kimliğinde, Ürgüp önemli bir yer tutuyor. Bu kimliği yaşatmak ve geleceğe taşımak için 10 yılı aşkın süredir sahada olan mimar Fevzi Aysu, Ürgüp bölgeye hem estetik hem de ekonomik anlamda katkı sağlıyor.
Bölgedeki mimari dönüşümün yalnızca taşların üst üste konulmasından ibaret olmadığını; her yapının tarih ve toplumsal hafızayla yoğrulmuş birer kültürel miras olduğunu vurgulayan Aysu, “Bu yapılar bizim evlatlarımız gibi. Burada her taş tek tek yerine konuyor, her detay teker teker işleniyor” diyor. Ürgüp’teki bu mimari dönüşüm yalnızca yapıları ayağa kaldırmakla kalmıyor; aynı zamanda bölge halkına istihdam, yerli-yabancı yatırımcılara cazibe ve ülke ekonomisine döviz getirisi sağlıyor.
Mahalleler mirası yaşatıyor
Ürgüp’te restorasyon projelerinin yoğunlaştığı mahalleler arasında Esbelli, Duayeri, Musa Efendi, Süphanverdi, Dereler, Yunak ve Temenni Mahallesi olarak adlandırılan bölgeler öne çıkıyor. Bu mahallelerde sadece otel değil; restoran, kafe ve hatta sanat galerisi gibi farklı işlevlerde mekân dönüşümleri yapılıyor. Aysu, “Yüzde 90 oranında turizm amaçlı kullanılıyor bu yapılar. Ancak farklı ihtiyaçlara göre de esnek kullanımlar sağlıyor. Projeleri hayata geçirirken yapıların özgün ruhunu korumaya dikkat ediyoruz” diyor.
Rum işçiliği ve estetik dokunuşlar bir arada
Ürgüp ve özellikle Mustafapaşa gibi beldelerde Rum taş ustalarının izleri hâlâ gözle görülür düzeyde. Bu işçilik geleneği, günümüzde dahi bölgeye gelen turistleri büyülemeye devam ediyor. Aysu, taş süslemelerin ve kemerli yapıların özgünlüğünü vurgularken, “Bu izler sadece estetik değil, tarihin taşta can bulmuş hali” diyor. Fevzi Aysu, Ürgüp'te mimarlık yapmanın kendisi için sıradan bir meslekten çok daha fazlası olduğunu söylüyor. Restorasyon projelerinde sürenin uzunluğuyla birlikte her projeye kendi çocuğu gibi bağlandığını anlatan Aysu, “O projenin ayağa kalktığını görmek, konukların orada dinlenip mutlu olduğunu duymak ve bu güzelliğe şahit olmak paha biçilemez bir duygu. Bu, sadece mimarlık değil. Bu, doğduğun toprağa minnetle hizmet etmek” şeklinde konuşuyor.
Ürgüp’ün geleceği taşlarla inşa ediliyor
Kapadokya'nın artan turizm potansiyeliyle birlikte, butik otel konseptinin Ürgüp’te daha da yaygınlaştığını belirten Aysu, büyük yatırımların da devam ettiğini söylüyor. Ancak burada esas meselenin Ürgüp’ün sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da dönüşmesi olduğunu ifade eden Aysu, “Bu bir ekip işi. İşvereninden, ustasına, mimarından, belediyesine kadar herkesin aynı hedefe odaklanması gerekiyor. O zaman Ürgüp sadece Kapadokya'nın değil, Türkiye’nin turizm liderlerinden biri olabilir” ifadelerini kullanıyor.
Ürgüp, mimarların hünerli ellerinde yeniden inşa ediliyor
Kapadokya’nın tüf taşlarından oyulan ilk yerleşimlerden bu yana, bölgede; kaya oyma mekânlar, yarı oyma-yarı yığma karma yapılar ve tamamı yığma yapılar olarak üç tür yapılaşma ortaya çıkmış durumda. Zamanla terk edilen bu yapılar, bugün Aysu ve bölgede iş yapan diğer mimarların ellerinde butik otellere, turistik işletmelere ve özgün konaklama alanlarına dönüşüyor. Ancak bu dönüşüm sıradan bir renovasyondan ibaret değil. Süreç, rölöve çizimiyle başlıyor, ardından tescil durumuna göre restorasyon projelerinin hazırlanmasıyla ve resmî kurum onaylarıyla ilerliyor.