Ünlü bilgin Mechael Faraday’dan bugüne gelen jeneratör mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren bir araçtır. Ne kadar gelişmiş olursa olsun, donanımı ne kadar iyi planlanırsa planlansın kesintisiz elektrik enerjisi sağlamak her zaman, her koşulda mümkün değildir. Öncelikle büyük güç kaynaklarından dağıtımı yapılan elektrik enerjisi kesintilerinde işlerin aksamasını önleyen jeneratörlerin günlük yaşamın parçası haline getiren başka işlevleri de vardır. Jeneratörler taşınabilir olmaları nedeniyle insanların ulaşabildiği her yere götürülebilir. Jeneratörler fayda ve maliyet analizine göre kullanılabildiği gibi kârlılık açısından da ölçeklendirebilir. Benzinli, dizel, gaz, bio-dizel, HVO yakıtları ile çalışabilen jeneratörler olduğu gibi, jeneratör ile beraber enerji depolama, hatta güneş enerjisi de eklenebilecek şekilde hibrit çözümler de mevcuttur.
Jeneratör Sanayicileri ve Güç Sistemleri Derneği (JENDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Özer’e ziyaret ediyoruz. Değişik kaynaklarda, ülkemizde üretim bilgisi ve rekabet edebilme potansiyeli vurgulanan sektörün değer yaratma zincirinde yerini, önemini ve gelecekle ilgili potansiyellerini öğrenmek istiyoruz.
JENDER Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Özer’den, jeneratör ve güç sistemleri üretiminin ülkemiz özelinde tarihsel gelişmesini özetle paylaşmasını istiyoruz. Gelişme süreçlerini anlatıyor:
■ 1990’lı yıllarda özellikle tekstil ve inşaat sektörlerindeki gelişmeler, jeneratör ve güç sistemlerine olan talebi artırmış, bu talep doğrultusunda sektördeki yatırımlar hız kazanmıştır.
■ Devam eden süreçte tüm sanayi işletmelerindeki büyüme, jeneratör ve güç sistemlerine yönelik talebi daha da güçlendirmiş; bu alana önemli kuruluşların ilgisi artmış ve yatırım eğilimi yoğunlaşmıştır.
■ Başlangıçta “her üretilen satılır” yaklaşımıyla sektöre çok sayıda yeni firma giriş yapmıştır. Giriş yapan firmalar için o dönem sertifikasyon zorunluluğu bulunmadığından, küçük ölçekli işletmeler sektörde hızla çoğalmış; 1980’lerin dışa açılma politikalarıyla birlikte sektörde konsolidasyon süreci başlamıştır.
■ Sektörün belirli bir strateji doğrultusunda yönlendirilmesi yerine, talebi gören firmalar yatırımlarını yapmış, zamanla sektör, hem yurtiçi talebi karşılayacak kapasiteye ulaşmış hem de ihracata başlamıştır.
■ Günümüzde yurtiçi pazarda yaşanan daralmanın etkileri, küresel pazardaki artan taleple dengelenmektedir. Küresel pazardaki büyüme trendi ve yerli üreticilerin birikimi göz önüne alındığında, jeneratör ve güç sistemleri üretiminde Türkiye’nin karşılaştırmalı bir üstünlük yakalayabileceği öngörülmektedir.
■ Jeneratör sektöründe “fiyat odaklı rekabet”in yoğunlaşması, planlı bir konsolidasyon sürecinden ziyade piyasanın doğal mekanizmalarına bırakılmış durumdadır.
■ Türkiye’nin stratejik coğrafi konumu, dört saatlik mesafede birçok pazara ulaşım imkânı sağlamaktadır. Sektör etkili bir stratejiyle desteklenir ve yönlendirilirse, ülkemiz, sınırlı döviz kaynaklarını artırabilecek sürdürülebilir bir alan elde edebilir.
Küresel ölçekte durum ne?
JENDER Yönetim Kurulu Başkanı’na küresel pazarda durumun ne olduğunu soruyoruz. Ülkemiz için “rekabet edilebilir alan” olarak değerlendiren sektörde hedef pazarda toplam satışlar hakkında bilgi vermesini öneriyoruz. Diyor ki,
■ Küresel jeneratör pazarının yıllık büyüklüğü yaklaşık 15 milyar dolara ulaşmışken, Türkiye pazarının büyüklüğü yıllık yaklaşık 200 milyon dolar seviyesindedir.2023 ‘de Jeneratör sektörü toplam ihracatımızın yaklaşık % 3’ünü temsil etmektedir.
■ Ülkemizde yaşanan konsolidasyon, firma ölçeklerini büyütmüş; ancak ticarette rekabet ile uyuşmayan ticari etik dışı uygulamalar tamamen ortadan kalkmamıştır. Kalite standartlarının korunması adına TSE testlerinin eksiksiz uygulanması gereklidir.
■ JENDER, kendi imkânlarıyla kurduğu akredite test merkezi sayesinde, iç pazar ve küresel pazarlar için ortak bir teknik dil oluşturma aşamasındadır.
■ Ülkemizin sektördeki birikimleri dikkate alınarak kalite standartlarına ve müşteri beklentilerine uymayan ürünlerin ithalat artışının nedenleri analiz edilmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bu noktada sektörde dernekleşmiş firmalar, serbest piyasa koşullarında adil rekabet talep etmekte, herhangi bir özel imtiyaz istememektedir.
■ Karbon ayak izinin düşürülmesi ve sürdürülebilirlik kapsamında derneğimizin birçok girişimi mevcuttur. Siyasi irade, bürokrasi, iş dünyası ve kamuoyunu ortak strateji doğrultusunda bir araya getirerek bu konudaki farkındalığın oluşması ve gerekli aksiyonların alınması için dernek olarak üstümüze düşen görevleri ifa etmekteyiz.
■ Küresel ölçekte standartları belirleyen organizasyonlarda etkin şekilde yer almak, bu platformlarda alınan kararlara ve regülasyonlara müdahil olmak, ülkemizin genel çıkarları için atılması gereken bir adımdır.
■ Ülkemizin jeneratör ve güç sistemleri sektöründe de yüksek nitelikli mühendis ve teknik eleman ihtiyacı oldukça fazladır. Bu ihtiyacın hızla karşılanması için bir eğitimde seferberlik anlayışı ile hareket edilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.
■ Beyaz eşya sektörümüzden sonra, jeneratör sektörünün de 200’ü aşkın ülkeye ihracat yapabilme kabiliyeti göz önüne alındığında, sektörün sürdürülebilirliğini güvence altına almak adına ivedilikle tedbirler alınması gerekmektedir.
■ Türkiye genelinde jeneratör sektöründe yan sanayiler dahil 100’ün üzerinde imalatçı firma bulunmaktadır. Jeneratör üretimini %20’sini oluştururken, kalan %80 ise yan sanayi işlevi görmektedir. Jeneratör üretimi yapmakta olan ve sektörün toplam hacminin %75’ini oluşturan kurumsallaşmış firmalar olarak 7 şirketimiz JENDER’e üyedir.
■ JENDER, EUROPGEN üyesi olup yönetim kurulunda temsil edilmektedir. Bu üyelik sayesinde, AB ülkelerindeki gelişmeleri yakından takip etme ve Türkiye’ye olası etkilerini değerlendirme imkânı sağlanmaktadır.
■ JENDER’in öncelikli gündemi, laboratuvar altyapısını kurarak ölçüm ve analizlerde ortak teknik dil kullanımını sağlamaktır. Bu bağlamda, karbon ayak izi önlemlerinde art niyetli engellerin önüne geçilmesi, ortak eğitim ve yatırımlarla maliyetlerin kontrol altına alınması ve teşvik sistemlerinin sektörün gelişimini destekleyici şekilde yapılandırılması JENDER’in değer verdiği konular arasındadır.
“Çin faktörü”
“Çin faktörü” bütün imalat sanayi ilgililerine sorduğumuz bir soru. JENDER Yönetim Kurulu Başkanı’na da sorduk. Yaptığı değerlendirmeleri paylaşalım:
■ 75-375 kVA segmentinde Çin’in liderliği
Çin, 75-375 kVA jeneratör segmentinde global pazarda ilk sırada yer almakta olup, Türkiye bu segmentte ikinci sıradaki konumunu korumakta.
■ Çin ürünlerinde kalite sorunları
Çin menşeli jeneratörlerde kalite sorunları tam anlamıyla çözülmüş değildir. Türkiye’deki üreticiler kalite standartları bakımından Çinli rakiplerine göre daha ileri bir konumda bulunmaktadır.
■ Çin ürünlerinin itibar sorunu
Çin’de üretilen ürünlerin itibar konusunda hala bazı eksiklikleri olduğu gözlemlenmektedir. Çin hızlı bir gelişim kaydediyor olsa da doğru stratejik adımlar atıldığında, Türkiye’nin bu alanda avantajlı konumunu güçlendirmesi mümkündür.
■ Çin’de işletme yapısının değerlendirilmesi
Çin’deki işletmelerin yarı-özel, yarı-devlet güdümlü yapısının sektör açısından stratejik olarak doğru analiz edilmesi önem arz etmektedir.
■ Strateji ve ürünün arkasında durma sorumluluğu
Stratejik planlama önem taşısa da, üretilen ürünlerin kalitesi ve güvenilirliği konusunda güçlü bir duruş sergilemek daha da kritik bir öneme sahiptir.
■ Rekabetin yakından takibi ve alternatif senaryolar
Çin ve diğer rakip ülkelerin durumunu yakından izleyerek, sektörü geliştirmek amacıyla alternatif senaryolar oluşturmak, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır. Bu sayede hem firmalarımız hem de ülkemiz rekabetten kazanç sağlayabilir.
Kalite ve maliyet standardı belirlenmeli
Sektörlerin geleceğini daha sağlıklı bir zemin üzerinde kurabilmek için, değerlendirmelerini istediğimiz ilgililere soruyoruz: Siz tam yetkili olsanız, sektörle ilgili hangi önlemlere öncelik verirdiniz? Aldığımız yanıtları da özetleyerek okuyucuyla paylaşıyoruz:
■ Teknolojik gelişmelerin takibi ve Ar-Ge’nin güçlendirilmesi
Jeneratör ve güç sistemleri üretiminde teknolojik gelişmeleri yakından izlemek ve uygulamak için sürekli Ar-Ge çalışmaları yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Ar-Ge, tasarım ve inovasyona öncelik vererek, teknolojik açıdan küresel rakiplerle rekabet edebilir düzeyde ürünlerin geliştirilmesine katkı sağlar ve ülkemizin global pazardaki konumunu güçlendirmesi için çok önemli bir faktördür.
■ Kalite ve maliyet standartlarının belirlenmesi
Sektöre giriş kadar, kalite ve maliyet standartları da doğru ölçeklendirmelerle belirlenmelidir. Sıkı bir gözetim ve denetim sistemi kurularak haksız rekabetin önüne geçilmeli; Türkiye’nin sektör imajını olgunlaştırıp yayacak, Türk malı imajını zedeleyebilecek uygulamalara fırsat verilmemelidir.
■ Mesleki örgütlerin güçlendirilmesi ve marka imajının oluşturulması
Mesleki örgütlerin gücünü artırarak sektör iç denetimi sıkı tutulmalı; gelişmiş pazarlarda “marka ve imaj oluşturma” süreçleri titizlikle izlenmeli ve belirlenen inisiyatifler etkin bir şekilde hayata geçirilmelidir.
■ Enerji depolama alanında konumlanma
Sektörün sürdürülebilirliği açısından enerji depolama alanındaki gelişmeleri dikkatle değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda, sektörün enerji depolama konusunda uygun bir konumlandırma yaparak özelllikle yerli yazılım ve hücre üretimi konusunda kaslarını güçlendirecek aksiyonların alınması gerekmektedir.