- Uzun yıllardır kurumsal şirketlerde İnsan Kaynakları yöneticiliği yaptınız. İşe alım ve sonrasındaki süreçler hepimizin başını ağrıtan bir konu. Ono'yla çalışmaya başladıktan sonra bu süreçlerde fark ettiğiniz değişimler neler?
Hem buradaki kendi ekibime hem de genç İnsan Kaynakları profesyonellerine şunu söylüyorum: Hanginiz faksı gördü? Faksla CV'nin peşinde koşmak ya da dosyalarda CV'leri numaralandırarak takip etmek gibi süreçlerden gelmiş, sonrasında işe alım ve ilan siteleriyle biraz daha güncellenmiş halimizden yapay zeka kısmına gelince gördüğüm ve yakındığım kısım operasyon oldu. Aslında teknoloji kullanımıyla insan enerjisiyle yapılabilecek hata oranı aynı bile olsa o iş yükü yerine yapay zekanın yapmasını tercih ederim.
- İK süreçleri ve adaylar tarafında insanlar Ono'ya gerçekten güveniyor mu?
İki insanin dünyaya bakışları bile farklı olabilir. Şu anda o kadar çok firmayla ve İnsan Kaynakları ve İK'nın teknolojik dönüşümünü yapan ekiplerle görüşmeler yaptığımız için çok farklı görüşler alıyoruz. Genç adaylar ve bu süreçleri yürüten genç İK profesyonelleri buna daha sıcak bakıyor. Çünkü onlar için zaman kaybı olacak süreçlerdense bu teknolojiyi kullanmaya daha eğilimliler. Son dönemlerde büyük şirketlerin uzun dönem staj programları için yapay zekayı kullanan modüllerimizle çözüm sunuyoruz. Burada gözlemimiz şu: Adaylara cevap verme oranı %75. İnsan gücüyle mülakata davet ettiğimiz ve mülakat saatine katılmama oranı bile %20 civarında. Genç jenerasyonun bize kıyasla çabuk cevap almak ile ilgili beklentileri olduğu için bu süreç yapay zekayla hem hızlı hem de kendilerinin dilediği zaman, kendilerini en iyi anda bir mülakat gerçekleştirebilme seçenekleri var. Ancak jenerasyon farkıyla bunlar biraz daha zaman alacak gibi görünüyor. Çünkü eski alışkanlıklardan yeni alışkanlıklara geçmekte zorlanmalar olabiliyor. Ben zamanla onun da aşılabileceğini düşünüyorum.
"Önemli olan sürecinizi iyi tanımlamanız"
- Ono'da bir işe alım süreci nasıl başlıyor?
Her şirket kendine göre bir işe alım sürecine sahip. Bizim platformumuzda bunlar müşteriyle birlikte şekillendiriliyor. Aslında bir ana hattı var ancak müşterinin özelliklerine göre değişebilme esnekliğine sahip olduğu için yapay zeka da her müşteriyle çalıştığında o müşterinin davranışlarına göre hayatına devam ediyor. Biz işe alım asistanı olarak gelen başvuruları entegre ediyoruz. Entegrasyon sürecinden sonra ilan ve CV'ler otomatik olarak eşleniyor ve bir skorlama ile işe alım uzmanına bu pozisyona uygun başvuru sıralaması olarak gidiyor. Sonrasında eğer sürecinde bir envanter gönderimi varsa onu entegre ederek otomatize ediyoruz ve aday oradaki süreçte de bir başarı oranı alıyor. Daha sonra ön mülakat aşamasına geldiğinde, ön mülakatın değerlendirme sonuçlarıyla birlikte sürecini İK uzmanı ya da fonksiyon yöneticisine kadar gidecek şekilde organize ediyor ve tüm bu görüşme takvimini yapay zekayla birlikte yapabiliyoruz. Yani CV'nin işlenmesinden kişinin görev teklifinin yapılıp, evrak teminini hazırlattırıp, doğru evrak kontrolünü yapıp bir İK sistemine personel kartı açışa kadar süreci ilerletebiliyoruz. Önemli olan sürecinizi başta iyi tanımlamanız.
"Yapay zekanın hayatı kolaylaştırması adına İnsan Kaynaklarında kullanılması taraftarıyız"
- Sizce İnsan Kaynakları artık Veri Kaynakları mı oldu, siz ne düşünüyorsunuz?
Biz hala ürünü insanı odağımızdan çıkarmadan geliştirmeye özen gösteriyoruz. Çünkü yapay zekanın insanı ortadan kaldırması değil, ortadaki insan gücünün operasyon yükünün altından çıkmasına destek olabileceğini düşünüyoruz. O yükün altında ezilmektense insan kaynağını yönetenler olarak elde edeceğiniz vakti gerçekten yeteneği tutundurma ya da yeteneği değerlendirme kısmıyla geçiriyor olmak çok kıymetli. İnsan kaynağı olmadan da bir süreci yürütmüyoruz. Sadece yıllardır gördüğümüz o operatif yükleri minimize edecek alanlarda yapay zekayı devreye alıyoruz. Bizim yapay zekaya bakış açımız iyi ellerde iyi süreçlere dokunması yönünde. Yönetim olarak bütün vizyonumuz ve misyonumuz bu noktada ilerliyor, yapay zekanın hayatı kolaylaştırması adına İnsan Kaynaklarında kullanılması taraftarıyız.
- Geleceği şekillendiren bir şirkette yönetici ortaksınız. "Yapay zeka işe alım süreçleri ile ben..." diye başlayan bir cümleyi nasıl bitirirdiniz?
Çalıştığım organizasyonlar zorluydu. Ya büyüme, ya değişim, ya küçülme vardı ve hepsi farklı örneklerle deneyim getirdi. Ben bazı dönemlerde düşünüp, hayal edip gerçekleştiremediğim şeyleri bugün yapay zekayla yapabiliyorum. Çok insan gücüyle ve gayretle; değişime, yeniliğe, süreçleri geliştirmeye o kadar çok vakit harcadım ki bugün 'Keşke yapay zeka daha önceden olsaydı' diyorum.
"Ürünü satmaktan çok onu geliştirmeye odaklanıyoruz"
- Ono'nun tam olarak verdiği servis nedir?
İşe alım önceliğimiz olan konuydu ama biliyorsunuz İnsan Kaynaklarında yolculuğa girince birçok ürün var. Ekip de benzer deneyime sahip kişilerden oluşunca bakış açımız da ürünü satmaktan çok ürünü geliştirmeye yönelik oluyor. Yolculuğa işe alımla başlamış olsak da süreçlerimizi üç ana fonksiyon olarak yapılandırdık ve ürünlerimizi bu çerçevede geliştiriyoruz. İlki yeteneği çekme ürünleri: CV analizi, YZ eşleştirici, YZ doküman doğrulayıcı gibi kısımları tamamen yeteneği çekme ürünleri olarak kullanıyoruz. Yeteneği çektikten sonra onu tutundurma kısmı maliyet olarak da çok yüksek. Biz o yüzden; performans, işe alım, yan haklar gibi ürünleri de yeteneği tutundurma ürünleri olarak servis etmeye başladık. Üçüncü ise yeteneği değerli kılma ürünlerimiz. Bunların içinde de kariyer, LMS, koçluk gibi süreçler olacak. Amacımız önce hizmet etmek.
"Sağlanan zaman tasarrufu çok kıymetli"
- Bütçe anlamında Ono nasıl bir kazanç sağlıyor?
Biz de ürünü kullandıran taraf olarak bu durumu ölçümlemeye gayret ediyoruz. Şu anda %25 oranında bir yatırım dönüşü (ROI) olduğunu söyleyebilirim. Fakat ben kurumların zaman tasarrufu sağlamalarının da maliyet açısından çok önemli bir geri dönüş olduğunu düşünüyorum. Çünkü Excel'i doldurmak, raporları gecelere kadar yapmanın dışında sağlanan zaman tasarrufu çok kıymetli. Bunlar görünmeyen kalemler ancak onları göstermek de biz İK profesyonellerinin işi.
"YZ Süreçlerimizle 8.5 Milyon İnsana Dokunduk"
- Ono nasıl ortaya çıktı, bundan bahseder misiniz?
Uzun yıllardır kurumsal şirketlerde İnsan Kaynaklarında çeşitli yapılarla çalışarak devam eden bir profesyonelim. İnsan Kaynaklarındaki bu çalışma düzeninde yeni ürün geliştirme ve şirketin ihtiyacını karşılama yönünde birçok projede bulundum. Türkiye konjöktüründeki bu yolculuklarda ana işimiz her zaman 'İnsan Kaynaklarının bütçesini minimum seviyede nasıl yönetiriz ve yenilikleri kaçırmadan nasıl hayatımıza devam ederiz?' bakış açısıyla oldu. Ben de çok farklı sektörlerde bunu deneyimledim, deneyimlerken de Ono hayatıma girdi. Ono'nun kurucusu Tunç Erman, kendisi uzun yıllardır hem Türkiye'de hem yurt dışında işe alım danışmanlığı yapmış biri olarak daha çok adayı daha kısa sürede görmekle ilgili başlayan bir yolculukta 2019'da, Türkiye'de henüz yapay zekanın konuşulmadığı bir döngüde küçük bir ekiple başladı ve sonrasında 2021'de şirketi kurarak bugünkü haline getirdi.
Biz artık HR Tech sektöründeyiz. Yönettiğimiz büyüklük ve ürünlerle de bu alanda Türkiye'nin lider konumuna gelmiş durumdayız. Şirket 4 sene içinde 8 ülkede 22 dili destekleyen global bir İK teknolojisine dönüştü. Yapay zeka süreçlerimizle dokunduğumuz insan sayısı yaklaşık 8.5 milyon adaya ulaştı.