EVRİM KÜÇÜK
Tırmanan ticari gerilimler, küresel ekonomik büyümeye ilişkin endişeler ve zayıflayan dolar ons altına rekorlar kırdırmaya devam ediyor. Ons altın önemli bir bariyer olan 3.300 doların da üzerine çıkıp tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Uzmanlara göre piyasalardaki tüm koşullar altının lehine işliyor ve dönem dönem yaşanabilecek geri çekilmelere karşın altın fiyatlarında yükseliş sürecek.
Yılbaşından bu yana %26 yükseldi
Jeopolitik ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde yatırımcının tercihi olarak öne çıkan altının onsu dün öğle saatlerinde 3.314 doları test etti. Fiyatlar son 1 ayda yüzde 10, yılbaşından bu yana ise yüzde 26 yükseldi. ABD-Çin ticaret gerginliği ve Nvidia’nın değer düşüşü uyarısı, ABD ekonomisine ilişkin artan belirsizlik ortamında dolar endeksinin dün yüzde 0.5 gerilemesi gibi faktörlerin bir araya gelmesi altına omuz verdi.
Teknolojinin devlerini geride bıraktı
Altın Bank of America’nın küresel fon yöneticilerine yönelik son anketine göre en popüler yatırım aracı haline geldi. İki yıldır ilk kez, ABD›li mega piyasa değerine sahip teknoloji hisselerine yönelik işlem hacmi altının gerisinde kaldı. Bank of America’nın anketi, yatırımcıların ticaret savaşı tırmanırken stratejilerini değiştirdiğini ortaya koydu. Küresel yatırımcılar, ABD hisse senetlerindeki varlıklarını azaltırken, büyük teknoloji hisseleri, 24 aydır ilk kez en kalabalık/kitle işlem hacmini kaybetti. Mega teknoloji şirketlerini deviren ise altın oldu. BofA katılımcılarının neredeyse yüzde 50’si artık kıymetli metali en kalabalık yani popüler pozisyon olarak gösteriyor. Kalabalık işlem, aynı veya oldukça benzer stratejiyi izleyen, uygulayan veya yürüten çok sayıda piyasa katılımcısının en popüler yatırımı anlamına geliyor.
Ayrıca ankete katılanların yüzde 61’i ABD Doları’nın önümüzdeki 12 ayda düşmesini bekliyor. Bu ortamda altın yatırımlarının artacağını düşünülüyor.
Altın ETF varlıkları rekor seviyeye çıktı
Altının yükseliş eğilimi altın destekli borsa yatırım fonlarında kendini gösteriyor. Altın ETF varlıkları yükseliyor. Londra Metal Borsası verileri, küresel fiziksel destekli altın ETF’lerinin yalnızca Mart ayında 8.6 milyar dolar aldığını ve 1. çeyrek için toplamda 226 tona denk gelen 21 milyar dolar olduğunu ortaya koyuyor. Fiyatlar yükseldikçe, yönetim altındaki altın ETF varlıkları rekor seviye olan 345 milyar doları ulaştı. Toplam varlıklar Mart ayı sonunda 3.445 tona yükseldi.
BÜYÜK BANKALARIN TAVRI DEĞİŞTİ!
■ Bank of America 2025 yılı için altın fiyat tahminini 3.400 dolar olarak açıkladı.
■ Singapur merkezli GoldSilver Central’dan Brian Lan, “Belirsizlik olduğu sürece altın güçlü olmaya devam edecek” dedi.
■ ANZ analistleri, “Altın için riskten kaçış alımlarının henüz artmadığına inanıyoruz” dedi ve bankanın yılsonu altın fiyatı tahminini 3.600 dolara yükselttiler.
■ Goldman Sachs, 2025 sonu altın fiyatı tahminini ons başına 3.300 dolardan 3.700 dolara yükseltti. Goldman Sachs, işlem aralığını 3650-3950 dolar olarak öngördü.
■ UBS 2025 altın tahminini daha önce 3.200 dolar olan ons başına 3.500 dolara yükseltti.
DEĞERLİ METALLERE DESTEK SAĞLAYAN FAKTÖRLER
■ ABD Fed faiz oranı beklentileri: Vadeli işlemler piyasası yıl sonundan önce 75-100 baz puanlık bir faiz oranı indirimi olasılığını fiyatlıyor. Daha düşük faiz oranları, altın tutmanın maliyetini düşürerek fiyatı destekliyor.
■ ETF’ler aracılığıyla altına yönelik talep: ETF’lere yatırım yapanlar için önemli bir faktör, altın gibi getiri sağlamayan varlıkları tutmanın maliyetidir ve daha düşük fonlama maliyeti beklentisi talebi artırır.
■ Yükselen ABD enflasyon beklentileri: Yatırımcılar genellikle enflasyona karşı bir korunma aracı olarak altına yönelir. Gelecekteki enflasyon konusunda artan endişeler var.
■ Jeopolitik riskler: Savunma amaçlı hisseleri ile altın arasındaki yakın tarihli bir korelasyon; çatışmalar, savaşlar veya diplomatik gerginlikler gibi jeopolitik gerginlikler arttıkça yatırımcıların altının sağladığı güvenliği aradığını ve fiyatını desteklediğini gösteriyor.
■ Merkez bankası talebi; Giderek artan sayıda merkez bankası rezervlerini ABD dolarından uzaklaştırarak, genellikle nötr rezerv varlığı olarak altına yöneliyor. Özellikle Çin, Hindistan, Türkiye ve Rusya bu eğilime öncülük ediyor.