EVRİM KÜÇÜK
ABD, Çin’le olan ticaret gerilimini artırarak Çin ürünlerine bir kez daha gümrük vergisi getirmesi piyasaların tadını iyice kaçırdı. Trump’ın yüzde 10’dan daha yüksek olan ve yaklaşık 60 ülkeye karşılıklı gümrük vergileri devreye alınırken, Çin’in misilleme vergilerini kaldırmaması üzerine bu ülkeye vergi oranı yüzde 104’e çıktı. Çin da misilleme olarak ABD’den ithal edilen ürünlere yönelik vergiyi yüzde 84’e çıkardı. Resesyon korkusunu tetikleyen bu hamle ABD varlıklarının ve doların değer kaybetmesine neden oldu. Önünü görmekte zorlanan yatırımcının nakitte kalmayı tercih ettiği ve güvenli liman olarak dolardan uzaklaştığı dikkat çekti. Dolardan çıkış altın için alım fırsatına dönüştü.
‘Amerika’yı sat’ senaryosu gündemde
Küresel piyasalar dün Çin’e ağırlaştırılmış vergilerinin yürürlüğe girmesiyle sarsıldı. ABD tahvillerinde sert satış dalgası, yabancı fonların ABD varlıklarından kaçtığı yönündeki korkuları tetikledi. ABD Hazine tahvilleri kayıplarını sürdürdü. Güvenli liman olarak dolar reddedildi ve Amerikan parası önemli para birimlerine karşı zayıfladı.
ABD doları dün öğle saatlerinde Japon Yeni karşısında yüzde %1,05 düşüşle 144,70’e, İsviçre Frangı karşısında yüzde 0,90 düşüşle 0,8379’a geriledi. Euro da Almanya’daki muhafazakarların merkez sol Sosyal Demokratlarla hükümet kurma konusunda anlaşmaya varmasından da destek alıp geçen haftaki zirvesi 1.1147 dolara yaklaştı.
■ Doların Çin’e uygulanan ek vergilerden en çok zarar görmesinin nedenlerinden biri, piyasaların bazı Çin ürünlerine anında ikame ürün bulmakta zorlanacağı ve ABD için daha büyük enfl asyon ve durgunluk riskleri anlamına geldiğini düşünmesi. Bu da ‘Amerika’yı sat’ senaryosunun gündeme getirdi.
■ State Global Markets Makro Strateji Başkanı Michael Metcalfe. “Dolar tahvil getirilerinden destek almıyor. Bu da doların güvenli bir para birimi olmadığını gösteriyor” diyor.
■ Çin’in daha Trump’ın ilk döneminde olduğu gibi elindeki ABD Hazine tahvillerini satma olasılığı da dolar üzerinde baskı yaratıyor.
■ Fed’in olası bir resesyonundan önce harekete geçip faiz indireceği beklentisi oluştu. Piyasalarda. Haziran ve Temmuz FOMC toplantıları için iki kesinti ve bu yılın geri kalanı için dört kesinti fiyatlanıyor.
Dolardan çıkış altına yarıyor
Altın fiyatları, ABD ve önemli ticaret ortakları arasındaki küresel ticaret savaşına ilişkin artan endişelerin yatırımcıların güvenli liman varlıklarına olan iştahını artırmasıyla toparlandı. Ons tarafta fiyatlar yüzde 3’ün üzerinde artarak 3.060 doları aştı. Bu hafta Deutsche Bank, dünyadaki son ekonomik ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle 2025 ve 2026 yılları için ortalama altın fiyatı tahminlerini sırasıyla ons başına 3.139 ve 3.700 dolara yükseltti. Banka daha önce bu yıl için ortalama 2.725 dolar ve 2026 için 2.900 dolar fiyat tahmininde bulunmuştu.
Petrol resesyon korkusu yaşıyor
Brent ham petrol vadeli işlemleri dün yüzde 6 civarında düşerek varil başına 59 dolara doğru geriledi ve ABD ile Çin arasındaki yoğunlaşan ticaret savaşının körüklediği zayıf talep endişeleri arasında kayıplarını artırdı. Batı Teksas (WTI) petrolü de WTI ham petrol vadeli işlemleri de yine yüzde 6 dolayında düşüşle varil başına 57 doların altına geriledi.
Bakır ayı piyasasına girdi
Ekonomik durgunluk bakırda da satış dalgası yarattı. Bakır fiyatları dört gün üst üste düşüş yaşadı, Bu, mart ayı sonlarındaki zirvelerinden yüzde 20 düşüş ve durgunluk korkularını körüklemesiyle ayı piyasasına resmen giriş anlamına geliyor. New York’ta fiyatlar dün günü pound başına yaklaşık 4,1 dolara geriledi, Londra’da 3 aylık bakırın tonu 8.655 dolara düştü.
ÇİN'İN 1 TRİLYON DOLARLIK TİCARET FAZLASI SAVAŞI ATEŞLEDİ
Pekin’in küresel ticaretteki hakimiyeti, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında bir ayrılığa yol açtı. Çin’in ticaret fazlası geçen yıl neredeyse 1 trilyon dolara yükseldi. Pekin’in ihracatta liderliği Trump’ın vergilerinin başlıca nedenlerinden biri.
■ Çin genel olarak 5 bin ticaret ürününün 730’unda küresel ihracatın en az yüzde 50’sini karşılıyor; bu oran AB’den üç kat, ABD’den ise yaklaşık sekiz kat fazla .
■ Çin, küresel tüketimin yalnızca %15’ini oluşturuyor. Bu ülkenin dünya GSYİH’sindeki yüzde 18’lik payından daha az ve üretimdeki yüzde 30’luk payının çok altında.
■ Çin’in ABD ile ticaret dengesi ise üçte bir seviyesinde. Bu ülkeye 361 milyar dolarlık ihracat yapan Çin’in, ABD’den ithalatı ise 164 milyar dolar.
■ AB ile yapılan ticarette de büyük dengesizlik bulunuyor. Çin’in AB’ye ihracatının değeri ithalatının iki katına ulaşıyor. AB’ye 516 milyar dolar ihracat yapan Çin’in alımları ise 269 milyar dolar civarında.
■ Çin satın aldığından daha fazlasını bölge komşuları Vietnam, Tayland ve Hindistan’a satıyor ; bunların çoğunluğu elektronik, metal ve kimyasal ürünlerden oluşuyor; ancak bunların çoğu nihai ürüne dönüştürülüp tekrar ihraç ediliyor.
■ Meksika ile 71 milyar dolarlık büyük bir ticaret fazlası oluşturdu ve Meksika’ya giderek daha fazla otomobil ve yedek parça satıyor.
■ Japonya ile oldukça dengeli bir ticaret dengesi var. İkili olarak çoğunlukla yüksek teknolojili mallar ticareti yapılıyor.
■ Rusya ile Pekin, petrol ve gaz karşılığında otomobil ve elektronik eşya ticareti yapıyor. 115 milyar dolarlık mal sattığı Rusya’dan 129 milyar dolarlık ithalat yapıyor.
■ Brezilya’dan yapılan ithalatın üçte birinden fazlası soya fasulyesi.
■ Tayvan ve Güney Kore’nin yüksek teknoloji çipleri, her iki ülkeyle olan açığın önemli bir kısmını oluşturuyor.