2025’in en ilginç fiyatlama gelişmelerinden birisi, yurt dışı cephede gerçekleşiyor. Çok fazla yurt içi gündem odaklı hareket etmek zorunda kaldığımızdan, ne kadar çabalasak da dışarıdaki gelişmeleri ıskalama riskimiz mutlaka ki masada kalmaya devam ediyor.
Yıl başlangıcından bu yana ve hatta biraz daha geriden başlayarak ABD seçimlerinden geçen süreyi baz alacak olursak, ABD hisse senetlerinin diğer herkes karşısında gelecek 5 yılda daha şanslı konumda yer alabileceği şeklinde yorumlar yapıyorduk. Bu grubun içerisine ben de dahilim. Ancak, Başkan Trump’ın zaman zaman zorlasa da takındığı farklı tutum, fiyatlamaların da ayrışmasına neden oluyor. Örneğin Avrupa hisse senetlerinin 2025 performansı ve Amerikan dolarındaki zayıflık buna çok ciddi iki örnek. Dolar endeksi, çok değil, yakın zamana dek, 109-110 bandını yukarı yönde zorlarken, şimdilerde 106-107 aralığında şekilleniyor-yön bulmaya çalışıyor. Son 3 haftadaki genele yayılır USD zayıflığı düzenli şekilde gerçekleşirken, karşısındaki çaprazların da nefes almasına ve toparlanmasına imkan tanıyor. En azından şimdilik. EURUSD paritesinin 1.00 etrafında eşitlenebileceği ihtimalinden yeniden 1.05’e yakınsamamız da bir diğer örnek olarak karşımıza duruyor.
Stoxx 600’ün performansı S&P 500’ün iki katı konumunda
Avrupa hisse senetleri ciddi anlamda pozitif performans ortaya koyuyor. Gösterge endeks Stoxx 600’ün 2025 performansı, ABD’deki emsali gösterge S&P 500’ün 2025 yılının şu ana dek olan zaman diliminde iki katı konumunda. Endeks, 1Ç performansı baz alındığında, 2015’teki %15’lik rölatif S&P 500 performansından bu yana en iyi yıl başlangıcını %4.5 ile 2025’te gerçekleştirmiş durumda. Elbette burada uzun yılların Avrupa iskontosu, bölgeden çıkış ve Euro’nun portföylerde tercih edilmeme gibi detaylar da söz konusu. Yine tüm bunları konuşurken, temelde ciddi ve kalıcı bir dönüş işareti almaktan uzakta durduğumuzu da ekleyelim. Ancak, olan biten şimdilik bu. Mevcut haftada üçüncü yılına girecek olan Rusya-Ukrayna savaşının sona erme ihtimalinin ABD yönetimi yönlendirmesi ile doğması ve bunun Rusya yaptırımlarında hafifleme senaryosunun da masada yer aldığı seçeneklerle desteklenir olması, Avrupa hisselerinin hatırlanmasını kolaylaştırıyor. Yine ABD’de pozisyon yoğunlaşmasının çok uzun süredir teknoloji grubunda gerçekleşmesi de “alternatif arayışında olan kesim için” Avrupa başlığının hatırlanmasına zemini uygun hale getiriyor. BofA’nın hesaplamaları, 19 Şubat haftası için Avrupa hisse senetlerine olan para girişini ETF’ler nezdinde 4 milyar dolar seviyesinde gösterirken, bu, savaş başlangıcından bu yana en yüksek, Avrupa özelinde ise en yüksek ikinci rakam olarak da beliriyor.
ABD tahvillerinde 6’ncı hafta rallisi yaşanıyor
Tüm bunlar olurken, ABD’de hisse senetleri yıl başlangıcı etrafında, dar bantta hareket ederken, tahvillerde, bilhassa uzun vadelilerde (10y), altıncı hafta rallisi yaşanıyor. 10y vadeli tahvilin faizi %4.40 etrafında şekillenirken, 2y vadeli de %4.20’ye dek çekilmiş halde. Politikaya dair artan belirsizliklerin yanında, uzun vadeli enflasyon beklentilerinin de Michigan Üniversitesi gibi ölçümlemelerde 5-10y vadede %3.5’e gelmesine karşı, tahvillerdeki faiz düşüşünü güvenli liman arayışından başka bir şey ile açıklamak pek mümkün olmuyor. Keza ons altındaki sekiz haftalık ralli de sadece merkez bankalarının devam eden ilgisi ile bir noktaya dek açıklanabiliyor.
2025, enteresan başlıklarla başladı ve aynı eksende devam ediyor. Şu ana dek olan fiyatlama davranışları, yurt dışı ve yurt içinde epey volatil. Buradaki artış, beklenen bir şeydi. Biz de bu grupta yer alıyorduk. Böylesi zamanlar, orta-uzun vadeli yatırım düşüncelerinden uzaklaşma riskini çoğunlukla hem doğurur hem de ivmelendirir. Lokal belirsizlikler, kimi zaman yurt dışı hedge imkanları ile -farklı ülkelerde ya da varlık sınıflarında alınan pozisyonlar vasıtasıyla- dengelenme imkanı sağlarken, eş zamanlı belirsizlik artışları ise yatırımcıları “dengeli dağılım ve dengeleme” noktasında zorlayabiliyor. Optimumu arama fikrinden çok fazla kopmamak, fena yaklaşım olmayabilir. Zorlayıcı, ancak, tek çare bu. Onun için de trenddeki değişimi iyi izlemek yegane davranış.