Demokrasi, hukuk vesaire ile yakından uzaktan ilgisi olmayan sıcak para bile, “bu kadar siyasi gerginliğin ne zaman yatışacağının belli olmadığı ülkede durmam” diyorsa, yerleşiklerin döviz talebinin artmasını engellemek çok önemli hale geliyor.
Finansal gerginlik dönemlerinde ilk hareketler faiz, kur, risk ve resmi rezervlerde gözleniyor. Bu hareketlerin ekonominin kalanına yansıması ise zamana yayılıyor. Bu yansımanın hangi yönde olacağı, bu dört değişkenin nasıl bir eğilim göstereceği ile yakından ilgili. O eğilim ise hareketleri tetikleyen unsurun ne yönde evrileceğine bağlı. Tetikleyici unsurun ne olduğu açık. Tetikleyici unsurun ve o çerçevede ortaya çıkan büyük siyasi krizin nasıl gelişeceği hakkında büyük bir belirsizlik var.
Tabloda önemli finansal göstergelerin son günlerde nasıl seyrettikleri gösteriliyor. 14 Mart Cuma gününün piyasa kapanış verilerini başlangıç olarak aldım. Göstergelerin son değerlerinin hangi güne ait oldukları ise tablodaki son sütunda yer alıyor.
Tüm faizlerde yükselme var ama özellikle kısa vadeli gösterge tahvilin faizinin yükselişi çarpıcı boyutta. ‘Piyasa faizi’, politika faizinin bankaların aralarındaki işlemlerde ortaya çıkan faizi belirlemesi için Merkez Bankası’nın gereken miktarda likidite sağlama/çekme işlemleri sonucunda belirleniyor. Bu nedenle, 3,8 puanlık artışı, politika faizindeki artış olarak yorumlayabiliriz. Son üç toplantısında politika faizini düşüren ve siyasi kriz çıkmadan önce politika faizini sonraki toplantılarda da düşürmesinin beklendiği Merkez Bankası faizi yükseltmek zorunda kalmış.
Neden ‘zorunda kaldığı’, döviz rezervindeki ve rezerv ile çok yakından ilgili net dış varlıklardaki çarpıcı azalmadan apaçık ortada. Faizi yükseltmese daha fazla rezerv kaybedecekti. Bu kadar rezerv kaybına rağmen kurdaki artış da az değil. Bu ikisi tahterevalli gibi düşünülebilir. Rezerv harcamasaydı kur çok daha fazla yükselecekti. Faiz yükselişini de dikkate alırsanız bu süreçte döviz kuruna olan baskının boyutu daha çarpıcı olarak ortaya çıkıyor.
Finans sisteminin ve dolayısıyla ekonominin sağlığı açısından yerleşiklerin döviz talebi çok belirleyici. Demokrasi, hukuk vesaire ile yakından uzaktan ilgisi olmayan sıcak para bile, “bu kadar siyasi gerginliğin ne zaman yatışacağının belli olmadığı ülkede durmam” diyorsa, yerleşiklerin döviz talebinin artmasını engellemek çok önemli hale geliyor. Günlerin/haftaların ötesine geçildiğinde ise elbette yeni döviz girişlerinin sağlanması gerekiyor. Bu çerçevede, birincisi, belirsizliklerin nasıl gelişeceği, ikincisi, faiz politikası önem kazanıyor. Büyüme ve istihdam açısından zor günler bekliyor bizi.