Türkiye ekonomisine yıllardır yüklü finansman sağlayan global finans kuruluşları beklemeye geçtiler. Ülke risk primi ve faizler yükseldiğinden, yabancılar risk modellerini gözden geçiriyorlar.
2013’ten beri Türkiye ekonomisinin ve finans piyasalarının çalkalandığı dönemler olmuştur. Büyük holdinglerimiz bu ortamlarda bile yatırımlara ara vermemişlerdir. Son dönemde yaşananlar algıyı öylesine bozdu ki, yatırımların dümen neferi olmuş büyük işletmelerimiz frene basıyorlar.
Enflasyon düşecek, buna bağlı olarak faiz indirimleri devam edecek beklentisiyle, şirketlerimiz yılın ikinci yarısına hazırlanıyorlardı. Yatırımlar artık 2026’ya kaldı. Mesele sadece finansman maliyetlerinin yükselmesi değildir. Ekonomi yönetiminin kontrolü dışındaki konular nedeniyle, son beş haftada 50 milyar doların üzerinde rezerv kaybı yaşandı. Bu rezervleri biriktirmek için 1,5 yıl emek verildi. Dolar talebi sürdükçe, Merkez Bankası’nın cephanesi doğal olarak sorgulanıyor.
Türk Lirası cinsi varlıklar, yıllar sonra küresel yatırım bankalarının araştırma raporlarına pozitif görüşlerle girdiler. Kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu artırdılar. Bu yıl için de artış sinyali veriyorlardı. Türkiye ekonomisine yıllardır yüklü finansman sağlayan global finans kuruluşları beklemeye geçtiler. Ülke risk primi ve faizler yükseldiğinden, yabancılar risk modellerini gözden geçiriyorlar. Türkiye’ye milyarlarca dolar yatırım yapan, bu seneye de iyi başlayan bir kurumun yöneticisiyle hafta sonu sohbet ettik. Türkiye ekonomisinin potansiyeline inanan bir profesyoneldir. Karamsar gördüm. Kısacası toplu moral bozukluğu yaşanıyor. Yeni bir hikâyeye ihtiyacımız var.