Ülkemizde sığ tartışmalarla vakit kaybederken dünyada devrimsel gelişmeler yaşanıyor. Türkiye sanayi devrimini ıskalamış bir ülke. Trene çok sonradan bindi. Eğer zamanında biletinizi ön koltuklardan almazsanız, arkadan izlersiniz. Takipçi kalmanın bedelini ödedik. Tam olarak gelişemeyen bir ekonomimiz ve katma değerli ürünlerden uzak bir sanayimiz oldu. İleri ülkeler sanayi devriminde kazandıklarını girişim sermayesi yaparak uzay çağına girdi ama biz sanayi çağından henüz çıkamadık. Ağırlıklı olarak harcıalem üreten bir sanayi ile ligin ortalarına saplandık.
21. yüzyıl kuşkusuz Yapay Zekâ YZ çağı olacak. Peki, bu trene bindik mi? Sinyaller öyle değil. Birkaç 10 küçük girişimci dışında Yapay Zekanın kimsenin gündeminde olduğunu düşünmüyorum. Halbuki YZ sanayi devriminden daha büyük sonuçlar doğuracak. Dünyada kartlar yeniden dağıtılırken ve yeni bir dünya kurulurken YZ gücü olan, pazarlık masasına oturabilecek. Artık konvansiyonel ya da ticari savaşlar değil teknoloji, özellikle YZ savaşları yaşanacak.
Teknoloji geometrik olarak ilerler. Yaklaşık her 10 yılda bir büyük bir paradigma değişikliği yaşanır ve önceki 10 yılı ikiye katlar. Milyonlarca yıl önce dünyada ciddi hiçbir değişiklik olmuyordu. Küçük gelişmeler binlerce yıl alıyordu. Dünyamızı köklü olarak değiştiren tüm büyük sıçramalar son 500 yılda yaşandı. Özellikle son 100 yüzyılda. Dolayısıyla bu üstel ilerleme hızı ile 21. yüzyılda yaşayacaklarımız 100 yıllık bir gelişmeye değil, 20 bin yılık bir gelişmeye tekabül edecek. Bu muazzam bir dönüşüm ve bazıları için korkunç bir son demek. Eğer böyle radikal bir teknolojik devrime zihinsel ve kurumsal olarak hazır değilseniz, nasıl bir sonuç beklersiniz? Teknoloji üretmeyen pek çok ülke varoluş sorunu ile karşı karşıya kalacak ve muhtemelen haritadan silinecekler.
Tren metaforunu kullanıyorum ama tren için dahi biletleri önceden almanız gerekir. Şansıylasınız son dakika boş koltuk bulabilirsiniz. Fakat böyle devrimsel teknolojileri yakalamanız için on yıllarca hazırlık yapmanız şart. Bir gecede insan yetiştiremezsiniz. Bilgisayar değil Endüstri mühendisi olmama rağmen ilk YZ dersimi 25 yıl önce üniversitede aldım. Konu akademide biliniyor. Ama konuşmakla kalmışız. Üç beş akademisyen ülkeyi dönüştüremez. Devletin stratejik gördüğü teknolojilerde sistematik olarak insan yetiştirmesi, bu insanları yurt dışına gönderip geldiklerinde büyük projelerde görevlendirmesi, bilimsel yayınların özendirilmesi, YZ tabanlı girişimlerin desteklenmesi, hatta gerekirse YZ Bakanlığı açılması gerekir. En kötü ihtimal ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı altında YZ Genel Müdürlüğü kurulabilir. Buradaki görevli kadroların kamunun atıl ve bürokratik kaslarından sıyrılmış sektör ile iç içe dünyaya dinamik şekilde entegre yapılanması şart.
Bir ihtimal ortalardan da olsa binme ihtimalimiz halen var. Hareket saati yaklaştı ama henüz kalkmadı. Kaçmadan aklımızı başımıza alalım.