Ekonomiye dair her ne varsa giderek akıllanıyor ve düşünen beyne ihtiyaç artıyor. Yapay veya organik olsun soru değişmeyecektir; BEYNİ, BEYİNLERİ KULLANMADAN YAŞAYABİLİR MİSİN?
Zekâ; insanın düşünme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümüdür. Bir başka anlatımla soyutlama, öğrenme ve yeni duruma uyum kabiliyetidir. Akıl ise birbiriyle bağlantı kurarak kıyaslanan, düşünce üreten, kavramlaştıran yetiler bütünüdür.
Söz konusu ekonomi olunca, üretim faktörleri akla gelir. 1-emek, 2- sermaye, 3- hammadde. Bilgi, daha önceleri bu faktörlerin içinde var olan yan unsur kabul edilirdi. Fakat bilgi toplumunda durum değişti ve 4’üncü ana üretim faktörü olarak ekonomide yerini aldı. Buraya kadar bildik şeyler bunlar.
BİLGİ PAYLAŞINCA ÇOĞALIR
Temel 3 üretim faktörü, paylaşılınca azalanlardır. Emek bir yerde varsa eşanlı olarak öteki işletmede veya ülkede yoktur. Sermaye de öyle. Hele ki sermaye kıtlığı çekiyorsan, rakibinde var ise sende yoktur, paylaşılası değildir. Hammadde ise paylaşılamayınca dünya savaşları çıkarabilendir.
Fakat bilgi, paylaşılmayınca işe yaramayan, donuk, değersizleşen bir şeydir. Paylaşılınca çoğalması, onu diğer üretim faktörlerinden ayırır. Konfüçyüs’ün örneği; “sende 1 yumurta, bende 1 yumurta var ve değişirsek sende de bende de 1’er tane olur. Ama bilgi paylaşılınca her birimizde 2’şer bilgi olur.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Zekâya dair
Zekâ nasıl bir faktör?
Üretim faktörü olan bilginin çalışma enerjisi, zekâdan gelir. Buna “çalışan bilgi” diyoruz. Durağan haldeki bilgiyi üretim sürecine katan da zaten zekâdır ve ancak zeki sistemler kuran, bilginin nimetlerinden yararlanabilir. Gerisi, ne kadar bilgili olursa olsun, malumatfuruş kalacaktır.
Yapay zekâ ile farkı?
Aslında ister organik olsun ister yapay olsun, ekonomik süreçlere dâhil edilen zekâ, birbirine benzer. Tek fark, yapay zekâ ile beynin kafatasının dışına taşması, küredeki diğer zeki yaratıklarla etkileşimidir. Bu da ekonomik süreçlerde etkinliğini, yetkinliğini arttıracak, fark yaratacaktır.
NOT
AKILLI TELEFONUM BENDEN AKILLI MI?
Yapay zekâ, organik zekânın yerini alırken, zihin tembelleşiyor mu? Konfor; zihni de çürütür. Sorun çözme yetimizin kaybolmasıdır. Cebin senden akıllı olamaz. Her ne kadar yapay zekâ da akıllı telefona girmiş olsa da… YZ şimdilik yüzlerce, yakında binlerce uygulama ile cebine gelse de…
Her konfor alanı, kendine has tembellik üretir. Eskiden 4 işlemi, kâğıt kalemle ancak zihinle yapma uğraşını, hesap makinelerine devrettikten bu yana makine olmadan hesap yapamaz duruma geldik. Çarpım tablosunu bilmeden mezun olanlarımız giderek artıyor. Karekök almayı çokta unuttuk bile.
Denilebilir ki cep telefonu varken buna ihtiyaç yoktur. Ancak özü sakat olan, uzantılara muhtaçtır. Kabiliyeti yiten zihnini tembelleştirmekle kalmaz, başkasının çözümlerine muhtaç hale gelir. Bu da hayatın dizginlerini başkasına devir anlamı taşır ki bağımsızlığımız artık söz konusu olamaz.
Özetle, zihin tembel olursa ne mi olur? Şu olur; biat gelişir. Biat; beyni devre dışı bırakmanın adıdır. İster biatı bir guru, siyasi lider, öğretmen veya ebeveyn yapsın, ister yapay zekâ, fark etmeyecektir.