Türkiye’de adalet sistemi, toplumun güvenini güçlendirmek ve daha etkin bir yapıya kavuşmak amacıyla yeniden düzenleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi” ile yargı alanında köklü değişiklikler hayata geçirilecek. Bu reform, yargı bağımsızlığını güçlendirmeyi, vatandaşların hak arama yollarını kolaylaştırmayı ve yargılama süreçlerini hızlandırmayı hedefliyor. Yargı reformu paketinin detayları, özellikle ihtisas mahkemelerinin kurulması, hâkimlerin uzmanlaşması, dijitalleşme ve savunma hakkının güçlendirilmesi başlıkları altında dikkat çekiyor.
Yargı süreçlerinde uzmanlaşma: İhtisas mahkemeleri
Reformun en çarpıcı yeniliklerinden biri, ihtisas mahkemelerinin kurulması. Sağlık, çevre, iş kazaları, trafik ve sigorta davaları gibi özel uzmanlık gerektiren konular için ayrı mahkemelerin oluşturulması planlanıyor. Böylece, her bir dava türü için alanında uzman hâkimlerin görev yapacağı bir sistem kurulacak. Hâkimlerin meslek yaşamları boyunca “hukuk” ve “ceza” hâkimi olarak ayrılması da bu kapsamda önemli bir adım. Bu ayrım, yargının profesyonelleşmesini artırırken karar süreçlerinin niteliğini yükseltecek. Özellikle karmaşık davalarda bu tür bir uzmanlaşmanın, hata oranını düşürmesi ve davaların daha hızlı sonuçlanmasını sağlaması bekleniyor. Türkiye’deki yargı sisteminin önemli yapı taşlarından biri olan istinaf mahkemeleri de bu reformdan nasibini alıyor. İş yükünün artması nedeniyle karar sürelerinde gecikmeler yaşanan istinaf mahkemelerinde, hâkim sayılarının artırılması ve uzmanlaşmanın teşvik edilmesi hedefleniyor. Buna ek olarak, bazı davaların istinaf aşamasına gitmeden doğrudan temyiz edilmesi gibi yenilikler gündeme geliyor. Bu adım, özellikle vatandaşların daha hızlı bir şekilde adalete erişimini sağlamak açısından kritik bir öneme sahip. Adalet sisteminin temel unsurlarından biri olan savunma hakkı, reformun odağında yer alıyor. Avukatlık Kanunu’nda yapılacak düzenlemelerle, belirli davalarda avukat bulundurma zorunluluğu genişletilecek. Ayrıca, şirketler ve yapı kooperatifleri gibi kurumların avukat bulundurması mecburi hale getirilecek. Stajyer avukatların mesleki gelişimlerini desteklemek için staj başlangıç desteği sağlanacak. Bunun yanında, bağlı çalışan avukatların ücret rejimi yeniden düzenlenecek, böylece mesleğin niteliğine uygun bir ücret sistemi oluşturulacak.
Dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamaları
Yargı reformunun belki de en yenilikçi unsurlarından biri, dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamalarının adalet sistemine entegre edilmesi. SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) gibi uygulamalar yaygınlaştırılarak, adliye bulunmayan bölgelerde vatandaşların ifade vermesi kolaylaştırılacak. Ayrıca, dava süreçlerinde yapay zekâ kullanımıyla, hâkimlerin daha hızlı ve doğru kararlar almasına yardımcı olunacak bir sistem tasarlanıyor. Yapay zekânın, dava dosyalarını analiz ederek öngörülen sürelerde sonuçlanmasına katkı sunması bekleniyor.
Ceza infaz ve denetimli serbestlik reformları
Reform paketinde, ceza infaz sürelerine ilişkin düzenlemeler de yer alıyor. Mahkûmların topluma kazandırılması amacıyla denetimli serbestlik sisteminin kapsamı genişletilecek. Eğitim, rehabilitasyon ve sosyal destek programlarıyla mahkûmların yeniden suç işleme oranının azaltılması hedefleniyor. Cezaevlerinde yaşayan mahkûmların aile bağlarının güçlendirilmesi için ziyaretçi sayısı ve süresi artırılacak. Ayrıca, çocuk mahkûmlar için özel rehabilitasyon merkezlerinin kurulması planlanıyor.
Adalete erişim ve toplum güveni
Yargı reformunun ana hedeflerinden biri, toplumun adalete olan güvenini artırmak. Vatandaşların adalet sistemine olan güvenini sarsan uzun dava süreçleri, bu reformla kısaltılacak. Duruşmaların 2 aydan fazla ertelenmemesi ve özellikle basit uyuşmazlıkların duruşma yapılmaksızın çözülmesi sağlanacak. Ayrıca, bozma kararlarının ardından davaların ivedilikle ele alınması zorunlu hale getirilecek. Bu düzenlemelerin, hem adalete erişimi hızlandırması hem de mahkeme süreçlerini daha şeffaf hale getirmesi bekleniyor. Uzmanlar, yargı reformunun olumlu etkilerini tartışıyor. Özellikle ihtisas mahkemelerinin ve uzmanlaşmış hâkim sisteminin, karar kalitesini artıracağına ve kamuoyunun yargıya olan güvenini pekiştireceğine inanılıyor. Ancak, reformların uygulanabilirliği konusunda dikkat edilmesi gereken noktalar da var. Yargı bağımsızlığının korunması, siyasi baskıların önlenmesi ve hâkim-savcı atamalarında liyakat esaslarının gözetilmesi, reformların başarıya ulaşması için kritik öneme sahip.
Türkiye’nin yargı reformu stratejisi, sadece teknik bir düzenleme değil, aynı zamanda toplumun adalet sistemine olan güvenini yeniden inşa etmeyi hedefleyen bir vizyon ortaya koyuyor. Yeni mahkemelerin kurulmasından dijitalleşmeye kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu reformlar, başarılı bir şekilde hayata geçirilirse, Türkiye’nin hukuk sisteminde kalıcı iyileşmeler sağlayabilir. Ancak, bu reformların sadece mevzuat değişikliğiyle sınırlı kalmaması; kaynakların etkin kullanımı, uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi ve bağımsız yargının güçlendirilmesi gibi kritik unsurların hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır.