Trump uluslararası ticarette ve dış politikada estirdiği rüzgâr ile ülkenin içinde bulunduğu eşitsizlik çukurunu gizlediği gibi içinden geldiği sermaye sınıfının servetini artırma derdinde.
ABD Başkanı Trump koltuğa oturalı iki ay olmadı ama küresel ölçekte ortalığı karıştırmayı becerdi. Ukalalık yapmak istemem ama kendisini biliyorduk fakat şimdi etrafının da yeterli okuması-bilgisi olmayanlarca çevrilmiş olduğuna ikna olduk. Bunun en açık örneği ABD’nin kurumsal yapılanmasına saldırması. Trump, Musk gibi bir tekno oligarkı kamu düzeni ofisinin başına getirdi. Musk da tipik bir zengin özel sektör temsilcisi olarak çalışmalarını büyüterek sergilemeye başladı. Cumhuriyetçi basın Musk’ın 350 yaşında görünen birisinin hâlâ emekli maaşı aldığını büyük bir bulgu olarak manşetlerine taşıdı. Böyle kaç kişi maaş alıyor diye baktığımızda sadece 1 kişi olduğunu görüyoruz.
ABD’de evsiz sayısı 2024’te 770 bin kişiye ulaştı
ABD bütçesi açık veriyor ama bunun nedeni ABD’nin sosyal devlet olmasından kaynaklanmıyor. Tam aksine ABD yoksullar, işsizler için tam bir cehennem. 2024 Annual Homeless Assessment Report’a göre 2023'ten 2024'e kadar ABD'de evsizlerin sayısı yüzde 18 arttı ve yaklaşık 770.000 kişiye ulaştı. Evsiz olanlar; bireyler, çocuklu aileler, çocuklar ve refakatsiz gençler, yaşlılar ve renkli insanlar dahil olmak üzere hemen hemen tüm nüfus kesimlerinde arttı. Evsiz olanların %64'ü barınaklı yerlerde kalırken, %36'sı kibarcası insan yerleşimi için tasarlanmamış yerlerde, barınmasız alanlarda yani sokaklarda kalıyor.
2024 yılında 18 yaş altı evsiz çocuk sayısı 2023'e göre yüzde 33 artışla 150.000'e çıktı. 2023 ile 2024 yılları arasında refakatsiz gençlerin sayısı da yüzde 10 artarak 38.170'i buldu. Rapora göre evsiz 41.292 kişi yaşlı ve bu yaşlıların %43'ü insani yerleşimie uygun olmayan yerlerde barınan evsizler. Renkli insanlar, ABD nüfusuyla karşılaştırıldığında evsiz nüfus arasında en uçta yer almakta. Örneğin, siyahi insanlar ABD nüfusunun yüzde 12'sini temsil ederken 2024'te evsizlerin yüzde 32'sini oluşturmakta. Diğer yandan evsizlerin yüzde 30'u da Hispanik kökenlidir.
ABD’de paranız (sigortanız) yoksa sokakta ölebilirsiniz. Ulusal Sağlık İstatistikleri’ne göre 2024’ün 1. çeyreğinde tüm yaşlar için ulusal sigortasızlık oranı yüzde 8,2’dir, bu da 27,1 milyon kişiye denk gelmekte. 18-64 yaş aralığındaki yetişkinlerin tahmini yüzde 11,5'i 2024'ün 1. çeyreğinde sigortasızdı. Diğer yandan ABD’deki çocukların neredeyse beşte biri yeterli gıdaya sürekli erişimi olmayan hanelerde yaşıyor. Her pazartesi sabahı, okul beslenme uzmanları, uzun bir hafta sonundan sonra yeterli yiyecek olmadan okul kahvaltısı için hevesle sırada bekleyen öğrencilerin yüzlerindeki bu açlığa tanık olduklarını artık yüksek sesle söylemekte. Öte yandan dünyanın en iyi üniversitelerine sahip olan ülkede öğrencilerin önemli bir kısmı aldıkları öğrenim kredisini ödemek için yıllarca çalışmak zorundalar.
ABD’de birçok kişi, az gelişmiş ülke koşullarında yaşıyor
ABD birçokları için azgelişmiş bir ülkedeki yaşam koşullarında yaşanılan bir ülke. Servetin yüzde 50’si, en zengin yüzde 1’in elinde. Tekno-oligarklar (feodal senyörler) kendi ülkeleri de dahil olmak üzere tüm dünyayı kendi domaine’lerine (Latince, dominicum) dönüştürme çabası içinde iken popülist sağcı Trump da onlara çanak tutmakta.
Trump uluslararası ticarette ve dış politikada estirdiği rüzgâr ile ülkenin içinde bulunduğu eşitsizlik çukurunu gizlediği gibi içinden geldiği sermaye sınıfının servetini artırma derdinde. İran’ı, “Otoriter rejim ile idare ediliyor” diyerek suçlarken Suudi prensi ile kılıçla göbek atmakta.
Hal böyle iken ABD halkı neden Cumhuriyetçilere yani Trump’a oy verdi? Çünkü sıradan Amerikalılar da birçok otoriter liderin propagandasında kullandığı dinsel ve milliyetçi politikalara kandılar. Eğer bu yanılgıları uzun sürerse sadece Amerikalılar değil, dünya yeni bir Hitler’i kucağında bulacak. Ben yine de bu olasılığın gerçekleşmeyeceğini, Amerika Devrimi’ni yapan Amerikalıların sonunda bu çakma otoriteri kendi kulelerine geri göndereceğini düşünmekteyim.
Okuma önerisi: James K. Galbraith, Normalin Sonu.