Son zamanlarda küresel piyasa aktörleri arasında iki önemli söz çok moda.
Bunlardan ilki, Ekim Devrimi'nin lideri ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu Vladimir Lenin’e ait olan ünlü sözdür: "Hiçbir şeyin olmadığı on yıllar vardır ve on yılların yaşandığı haftalar vardır." Lenin’in bu sözü, özellikle devrimler ve büyük toplumsal dönüşümlerle ilgili olarak sıkça alıntılanır. Hafta sonu cnbce.com’daki bir haberde de “Lenin'in sözü, piyasalarda yankı buluyor. Avrupa'daki hızlı gelişmeler bunu bir kez daha doğruluyor” deniliyordu.
Piyasa aktörlerinin bugünlerde sıklıkla kullandıkları bir diğer ünlü söz ise “ABD’nin düşmanı olmak tehlikeli olabilir, ama dostu olmak ölümcüldür.” Bu söz, ABD eski dış işleri bakanlarından Henry Kissinger’a atfedilir ve genellikle ABD’nin dış politikasını eleştiren bir söylem olarak kullanılır. Kissinger’ın, Soğuk Savaş dönemi ve sonrasında ABD’nin müttefiklerine yönelik politikalarının bazen onları zor duruma soktuğuna işaret etmek için bu sözü söylediği iddia edilir.
Kissinger’ın gerçekten de böyle bir sözü söyleyip söylemediğini bilmiyorum ama Ukrayna’nın son durumunu bu sözü bir kere daha doğrulamış görünüyor.
Cnbce.com haberindeki ilgili bölümün başlığı “Avrupa’nın dönüm noktası”ydı. Haberde ABD'nin Ukrayna'yı Rusya'ya karşı savaşta yalnız bırakacağına dair artan endişelerle birlikte Almanya’nın savunma ve altyapı harcamalarını artırmaya hazırlandığı anlatılıyordu. Avrupa, hükümetlere yeniden silahlanma için 158 milyar dolara kadar fon sağlamayı planlıyormuş.
Piyasalar ve yatırımcılar, Avrupa’nın bu hazırlıklarını “ABD'nin uzun vadeli büyümedeki liderliği artık kesin değil” şeklinde yorumladılar. Avrupa varlıkları yeniden değerlendirildi. ABD hisseleri düştü. Euro ve Avrupa hisse senetleri yükseldi. Bu arada, daha fazla harcamanın daha fazla borçlanma anlamına geleceğine yönelik beklentilerle Alman devlet tahvillerinin getirisi yukarı çekildi.
Göreve geldiğinden bu yana sağa sola kurşun yağdıran Trump aslından kurşunları kendi ayağına sıkıyor. Gelişmeler, Pakistan eski lideri Zülfikar Ali Butto’nun “Amerika’nın sadece çıkarları vardır, kalıcı dostları ya da düşmanları yoktur” sözünü bir kere daha herkese hatırlattı. Butto, Amerika’nın da desteklediği bir darbe ile devrildikten sonra idam edilmişti.
Kısacası Avrupa bir dönüm noktasına geldi. Eğer Avrupa bir dönüm noktasına gelmişse, bu bizim de bir “karar noktası”na geldiğimiz anlamına gelir. Türkiye hem konumu hem de ekonomik ilişkileri nedeniyle Avrupa’dan uzak duramaz. İki taraf ne kadar da birbirini incitmiş olsa da Türkiye'nin çıkarı güçlü bir Avrupa ekonomisinden ve güçlü Euro'dan yanadır.