Hisse senedi ve tahvil piyasasındaki kayıplar geri alınabilir. ABD ve Trump adına esas sorun, algının iyileşmesi ve zedelenen güvenin yeniden tesisi.
İkinci dönemine başladıktan sonra Trump, ABD gümrük vergi oranlarında 10’dan fazla büyük değişiklik yaptı. Önce Çin’e özel vergiler, ardından çelik ve alüminyuma yüzde 25 geldi. Hemen sonra, Meksika ve Kanada’ya yüzde 25, otomobile yüzde 25 ve otomobil parçalarına yüzde 25 vergi uygulanacağı duyuruldu. Nisan başında genel asgari gümrük vergi oranının yüzde 10’a çıkarıldığı, 50’den fazla ülkeye ise daha yüksek oranlarda mütekabil vergiler konulduğu duyuruldu. Çin’den gelen yanıt üzerine, vergiler iki kez daha artırıldı.
Sonraki aşamada, geçen hafta, önce Çin dışındaki ülkelere getirilen yüksek oranlı mütekabil vergilerde oran 90 gün için yüzde 10’a çekildi. İki gün önce ise cep telefonları kapsam dışına çıkarıldı. Gidişat daha yumuşak bir döneme girdiğimize işaret ediyor.
ABD’nin değil Trump’ın tarifelerini duyuyoruz
Sürecin şu ana kadarki kısmında (ABD adına) bazı eksikler, hatalar yapıldığını düşünüyorum.
Bunlardan birincisi, değişikliklerin bir devlet politikası şeklinde değil, Başkanın iradesinin tezahürü şeklinde yapılması. Dikkat ederseniz, hiçbir yerde ABD tarifeleri, ABD dış ticaret politikası gibi ifadeler duymuyoruz. Trump tarifeleri ve Trump ticaret politikası bunlar yerine tercih edilen ifadeler.
İkincisi, kararların çok kısa aralıklarla alınması ve sürecin çok hızlı ilerlemesi. En başta dediğim gibi göreve gelmesinin ardından sadece gümrük tariflerinde on civarında değişiklik yapan Trump’ın bu hızlı adımları planlı bir politika izlenmediği algısını destekliyor. Cep telefonlarının bu kadar gergin günlerden sonra kapsam dışına çıkarılması da bunun bir örneği.
Üçüncüsü, tariflerin her soruna karşı ilk silah olarak kullanılması. Siyasi sorunlarda, askeri sorunlarda bile “…yoksa tarifeleri artırırız” türünden açıklamalar duyduk ve bu da tabiri caize tarifelerin suyunu çıkardı.
Geçen hafta Çin dışındaki ülkelere mütekabil vergilerin 90 gün boyunca ertelenmesi ve bu süreçte yüzde 10 vergi uygulanması, ABD iş dünyasından gelen baskıların ve taleplerin bir sonucuydu. Daha önce Trump’ı desteklemiş çok sayıda iş insanı tarife konusunda yanlış yapıldığını düşünüyordu ve sonunda Trump (şimdilik) geri adım attı.
“ABD Başkanı itibar kaybetti” diyenler baskın
“Geçen üç ayda dış ticaret alanında yaptıkları, ABD Başkanına itibar kazandırdı mı, kaybettir mi?” sorusuna “kaybettirdi” cevabı verenlerin daha baskın olduğunu düşünüyorum. Hisse senedi ve tahvil piyasasındaki kayıplar geri alınabilir; bunu ciddi bir sorun olarak görmüyorum. ABD ve Trump adına esas sorun, algının iyileşmesi ve zedelenen güvenin yeniden tesisi.
ABD gibi ekonominin, dış ticaret açığından ve Çin başta olmak üzere Asya ve dünyanın kalanındaki çok sayıda ülkenin kendisine mal satarak büyümesinden şikayetçi olmaya ve buna karşı pozisyon almaya hakkı var. O nedenle ben tarifeler konusunda değişiklik yapılmasına karşı değilim. Ancak her şeyin bir yordamı var ve amaca ulaşmak için izlenen yolun sizi, mümkün olduğunca yan etkilerden koruması gerekir.