Merkez Bankası’nın yüzde 21’lik enflasyon tahmininin gerçekleşeceğine inanan kimse kalmamıştı ama tahminin daha yılın ilk toplantısında yüzde 24 olarak revize edilmesi sürpriz oldu. Bu revizyon, tahminin daha gerçekçi hale gelmesini sağlasa da Merkez Bankası’nın analiz kapasitesine duyulan güveni sorgulatacak iki önemli soruyu gündeme getirdi.
SORU 1: 8 Kasım’da açıklanan Enflasyon Raporu’nda paylaşılan yüzde 21’lik tahminin üzerinden sadece birkaç ay geçti. Ne değişti de TCMB, bu kadar kısa sürede tahminini güncellemek zorunda kaldı?
TCMB Başkanı Fatih Karahan, değişikliği anlatırken, “2025 yılı tahminindeki güncelleme, para politikasının dışında kalan unsurlardan kaynaklandı” dedi. Özellikle, sağlık hizmetleri katılım paylarındaki artış gibi “yönetilen ve yönlendirilen” fiyat artışlarının etkisini vurguladı.
“Yönetilen ve yönlendirilen” ile kastedilen, fiyatı doğrudan kamu ya da belediyeler ve KİT’ler gibi kamuya bağlı kurumlar tarafından belirlenen ya da fiyatı kamunun onayına bağlı olarak şekillenen mal ve hizmet kalemleridir.
Bu kalemlerin tüketici fiyat endeksi içinde oldukça yüksek bir payı bulunuyor. Ayrıca, bu fiyat artışlarının üretim maliyetleri üzerinden dolaylı etkileri de var. Bunun da ötesinde, buradaki fiyat artışları ekonomideki birimlerin beklentilerine olumsuz etkide bulunarak dezenflasyon sürecine zarar verebiliyor. Sürece desteği zayıflatıyor.
Böylesi kritik bir gelişmeyi önceden haber alamayan ya da öngöremeyen bir merkez bankasının, durumu doğru analiz edip, doğru aksiyon alması mümkün olabilir mi?
Oysa Merkez Bankası’nın bizzat kendisi geçmişte bu konuda uyarılarda bulunmuştu. Örneğin 2018 yılının ikinci Enflasyon Raporu’nda bu noktaya dikkat çekmiş. “Yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarında tüketici enflasyonu üzerindeki olası etkilerin de dikkate alınması, makroekonomik politika tasarımının içsel tutarlılığı açısından kritik önem taşımaktadır” diyerek bu konuyu dikkatimize sunmuş. “Para-maliye politikası eşgüdümünün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüşmesi, orta vadede kalıcı fiyat istikrarının sağlanmasına önemli katkı sağlayacaktır” demiş.
SORU 2 — Madem yıl sonu hedefi revize edilecekti, iki hafta önceki faiz indirimi neden yapıldı?
TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, Enflasyon Raporu toplantısında “Hedeften sapma olduğunda gerekli hamleyi yapma imkan ve kapasitemiz var mı? Bunu sorgulamamız daha önemlidir” diyordu. Akçay, çok doğru bir noktaya dikkat çekmiş. Hedeflerden çeşitli nedenlerle sapma olabilir ama önemli olan, sapmaların düzeltilmesi ve hedefe yaklaşılması için hangi adımların atılacağıdır. Hedefin gerçekleşen enflasyona yaklaştırılması bir adım değildir.
Bizim durumumuzda ilk akla gelen müdahale şekli sapmayı gören Merkez Bankası’nın faiz indirimini pas geçmesiydi. Ancak yılın ilk PPK toplantısında 2,5 puan faiz indirimi yapıldı. Oysa Başkan, sunumda, “Dezenflasyon sürecinde, enflasyonu belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Faiz indirimine ara verilecek mi?
Enflasyon tahminindeki revizyon, reel sektör ve hane halkı beklentilerine olumsuz yansıyacaktır. Oysa anketlere göre beklentilerde ocak ayı itibariyle kayda değer bir iyileşme vardı. Bu olumsuzluklar karşısında cuma günkü açıklamalardan sonra piyasada faiz indirimine ara verileceği beklentisi güç kazandı.
Karahan, “Oto pilotta değiliz. Toplantıdan toplantıya veri odaklı gidiyoruz” dedi. Hem bu cümle hem de cuma günü yapılan diğer açıklamalardan piyasa, faiz indirimlerine ara verileceği mesajını aldı. Bu mesajın altını dolduran başka açıklamalar da vardı. Mesela TCMB Başkanı indirim sürecinde ihtiyatlı olmanın önemli olduğunu söyledi. “Yukarı yönlü riskler ağır basıyor. Dolayısıyla ihtiyatlı duruş daha da önem kazandı” dedi. Faiz indirimlerinin miktar ve sayısının enflasyon görünümüne bağlı olduğunun altını çizdi.
Yıl sonunda enflasyon ne olur?
Karahan, toplantıda “orta vadeli tahminlerimizi oluştururken, enflasyon görünümünde kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar, para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceğimizi esas aldık. Ayrıca, ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de artarak devam edeceğini tahminlerimize yansıttık” dedi.
Eğer politika, Merkez Bankası Başkanı’nın toplantıda vurguladığı şekilde uygulanır ve yine başkanın umduğu gibi maliye politikası ile bir eş güdüm sağlanırsa, yüzde 24 olmasa bile tahmin aralığı olan yüzde 19-29 bandının üst sınırına yakın ya da biraz üzerinde bir gerçekleşme görebiliriz.