Draghi raporunda vurgulanan mali kuralların reformu, dijitalleşme ve teknolojik yenilik, enerji bağımsızlığı, kurumların daha şeffaf ve hesap verebilir hale getirilmesi Avrupa’nın meseleleri olduğu kadar Türkiye’nin de meseleleridir.
Mario Draghi önemli bir adamdır. Hatta bazılarına göre “keşke her ülkede bir Draghi olsa” dedirtecek kadar etkili bir liderdir. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman’a göre modern zamanların en büyük merkez bankacısıdır.
Draghi, İtalya Merkez Bankası başkanlığının ardından 2011-2019 yılları arasında Avrupa Merkez Bankası’nın başkanı olarak görev yaptı. Bu dönemde, Euro Bölgesi’nin ekonomik istikrarını sağlamak için önemli bir görev üstlendi. "Ne gerekiyorsa yapılacak (Whatever it takes)” söylemiyle Euro krizinin aşılmasında kritik bir etki yarattı. 2021-2023 yılları arasında ise İtalyan Başbakanı olarak pandemi döneminde önemli rol oynadı. Forbes, Fortune ve Times listelerinde sıklıkla yer aldı. Piyasalar “Süper Mario” lakabını taktı.
Raporda 4 önemli aksiyon çıktı
Avrupa Komisyonu 2023 yılında Mario Draghi’den bir rapor hazırlamasını istedi. Raporun konusu Avrupa’nın rekabet gücü ve Avrupa Birliği'nin geleceğiydi. Dünya bu dokümanı “Draghi Raporu” olarak tanıdı.
Geçen yıl Eylül ayında yayımlanan rapordan dört önemli aksiyon çıkmıştı:
- Yüksek teknoloji alanında inovasyonun arttırılması
- Yeni bir sanayi stratejisi oluşturulması; vergi, ticaret ve dış politika gibi politikaların birleştirilmesi ve Avrupa şirketlerinin birleşmelerini kolaylaştırmak için rekabet yasalarını reformu
- Özellikle sermaye piyasalarının parçalanmasını azaltarak, bankacılık birliğini tamamlayarak ve menkul kıymetleştirmeyi yeniden başlatarak finansal istikrarın sağlanması ve yatırımların finanse edebileceği ortamın oluşturulması
- Düzenleyici akışın azaltılması ve uygulamaları basitleştirerek karar alma süreçlerini reforme edilmesi
Avrupa için stratejik yol haritası
Bu raporla Draghi, küresel rekabette geri kalan ve hala kendi içinde entegrasyonunu tam olarak sağlayamayan AB'nin karşılaştığı zorluklara ve reform ihtiyaçlarına yönelik çözümler öneriyordu. Bir anlamda Avrupa'nın daha sürdürülebilir, dayanıklı ve rekabetçi bir geleceğe yönelmesi için stratejik bir yol haritası sunuyordu.
Konunun aciliyetini vurgulamak için “Harekete geçmezsek ya refahımızdan ya çevremizden ya da özgürlüğümüzden ödün vermek zorunda kalacağımız bir noktaya geldik” demişti.
Bu raporda sıralanan öneriler birebir olmasa da çok büyük ölçüde Türkiye için de geçerlidir. İnovasyonun artırılması ve küresel rekabetteki konumumuzu güçlendirecek yeni bir sanayi stratejisinin oluşturulması Türkiye’nin de öncelikleri arasında yer almalıdır. Draghi raporunda vurgulanan mali kuralların reformu, dijitalleşme ve teknolojik yenilik, enerji bağımsızlığı, kurumların daha şeffaf ve hesap verebilir hale getirilmesi Avrupa’nın karşılaştığı meseleler olduğu kadar Türkiye’nin de meseleleridir.