ÇİSE CİĞER - ANADOLU HAYVAN HAKLARI FEDERASYONU MERSİN TEMSİLCİSİ
Aktivistlerin sahada rol almasının önü, TBMM’den 2004’te oybirliğiyle geçen 5199 sayılı ‘Hayvan Hakları Yasası’ ile açıldı. Kedi, köpek, kuş, tilki ve böcek… Tür fark etmeksizin tüm canlıların yaşama kutsiyetini korumak için gecegündüz çalışıyoruz. Bu anlayışla sokak canlarımızın yaşam hakları için çıkan kanun ve yönetmelikleri yakından takip ediyoruz.
2004’te ‘belediyelere kısırlaştırma ve bakımevi kurma hükmü’ ile çıkan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na rağmen, hala bakımevi kurmayan ve kısırlaştırma yapmayan çok belediye var. Ayrıca, ‘kara yasa’ diye değerlendirdiğimiz ‘Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ 2 Ağustos 2024’te yürürlüğe girdi. Kanunda bizleri endişelendiren önemli noktalar yeniden düzenlenmeli.
Yeni kanunda, göz ardı edilen bir Türkiye gerçeği bulunuyor. Anadolu ile Trakya’da tarım, hayvancılık, ziraatla uğraşan, 18 binden fazla köyde yaşayan milyonlarca köylü vatandaş var. Bu nüfus çoğunluğunun bahçesini, evini ve malını korumak için 100 binlerce sahipli koruma köpeği yaşıyor. Hayvanlar çoğaldıkça en yakın ilçe veya beldeye bırakılıyor. Anadolu’daki tüm hayvanlar yok edilse dahi köylerden gelecek diğer hayvanlar en kısa zamanda yine sokakları ve kırsalı dolduracak. Yeni yasada bu konuda bir önlem maddesi bulunmuyor. Üretim çiftlikleri, yasa dışı merdiven altı üretim, ithalat ve internet satışları konusunda da bir tedbir yok. Yani hayvanlar çoğalmaya devam ederken, maalesef yeni yasa sokak hayvanları popülasyonuna çözüm üretemeyecek.
Tarım Bakanlığı ilgili meslek odaları ve STK’ların görüşlerini alarak kanunu revize etmeli. Sokak hayvanı sorununda tek çözümün eski yasada ve TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda yer aldığı şekilde, ‘her belediyenin kendi sınırları içinde etik ve tıbbi koşullarda kısırlaştırma ünite-merkezini kurması’ olduğunu savunuyoruz.
Söz konusu yasayı doğru yorumlayıp hayvanlarla ilgili olumlu projeler yürüten Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer’e teşekkür ediyoruz.
Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu olarak taleplerimizi duyurmak için Mersin’de 2 kez geniş kapsamlı miting düzenledik. Talebimiz; TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu kurulması, beledilerin kendi sınırlarında bakımevi ve kısırlaştırma merkeziünitesi kurması ve etik-tıbbi kısırlaştırmanın eşzamanlı olarak seferberlik halinde yapılması ile 1 yılda yaklaşık 3 milyon, 2 yılda 6 milyon hayvan kısırlaştırılarak sahipsiz hayvan sorununun kontrol altına alınmasıdır. Veteriner hekim odaları ve hayvan hakları STK’larıyla iletişim içinde yapılacak etiktıbbi kısırlaştırmaya ek; üretim, satış, ithalat, merdiven altı üretim, internette üretim ve satış gibi diğer kaynakların da kurutulması halinde, sorunun çözümünde önemli mesafe alınacağı sayısal verilerle ortadadır. Hayvanseverlik siyaset üstüdür. Bu anlayışın partisi olmaz. İktidara kim gelirse gelsin, bizler yasaları takip eder ve STK’lar olarak denetleriz. Bireysel ideolojimiz bizi ilgilendirir ancak söz konusu hayvanların canı ise geri kalan her şey anlamını yitirir. Öncelikli olan yaşam hakkıdır. Bizler, can dostlarımızın sesi olmaya ve yaşam haklarını her alanda savunmaya devam edeceğiz. ‘O kadar sorun varken hayvanlarla ilgilenemeyiz’ anlayışını reddediyoruz. İnsanlar konuşma yetisiyle tüm sorunlarını dile getirip ihtiyaçlarını karşılayabilirken, sadece bizler o dilsiz kulların hislerini yorumlayabiliriz. Sessiz kalmanın haksızlığı ve katliamı kabul etme anlamı taşıdığı bilinciyle, tüm canlıların kutsal yaşam hakkından yana tavır almayı sürdüreceğiz.