İş görüşmesinin son virajında şirket temsilcisi genelde usulen ‘Sizin sorunuz var mı?’ der. Yorgunluktan, stresten, veya kendini anlatmaya odaklanmaktan dolayı çoğu aday bu altın fırsatı ıskalar. Bugün iyi bir mülakat için adayın sorabileceklerini konuşalım.
Öncelikle bunu neden ‘altın bir fırsat’ olarak nitelediğimi biraz daha açayım. Birincisi, şirketlerin genelgeçer söylemlerinin ardındaki gerçekleri anlamak için. Zira her şirket aynı ve muğlak sloganları kullanıyor (gelişime açıklık, takım oyunu, esneklik vb.). İkincisi, seçenekler arasında karar veriyorsanız (bugünlerde büyük bir lüks olduğunun farkındayım!) sizin için önemli hususları daha iyi tartıp kararınızı netleştirmek için. Üçüncüsü, şirketi ne kadar iyi araştırdığınızı ve pozisyona gerçekten ilgi duyduğunuzu göstermek için. Belki de en önemlisi, görüşülen pek çok aday arasından zihinlerde iz bırakmak ve sivrilmek için. Nitekim
Tabii soruların riskleri de var. Bu konularda dikkatli olmanızı öneririm. Mesela, genelgeçer cevaplarla savuşturulabilecek sorular sormayın. ‘Çalışanlarınızın kendilerini geliştirmelerine imkan tanıyor musunuz?’ sorusuna her şirket ‘Elbette!’ der ve mesele kapanır. Mesela, aldığınız cevapla ne yapacağınızı bilmediğiniz sorularla fırsatı heba etmeyin. ‘Beş yıllık büyüme planınız var mı?’ derseniz buna da birtakım cevaplar verilebilir, hatta rakamlar da telaffuz edilir (‘ikiye katlayacağız’). Çok güzel ama bu bilgiyle tam olarak ne yapacaksınız? Hedef koymak bedava! Mesela, iddialı gözükmek için lüzumsuz ukalalık yapıp mülakatı havaya uçurmayın. ‘Şirketiniz bana ne öneriyor?’ veya ‘ne zaman müdür olurum?’ buna tipik örnekler.
Peki, ne sormalı? Kısa cevap: sizin için/ şirket için önemli olan şeyleri sormalı. Ancak en az bu kadar kritik bir husus daha var: Nasıl sormalı? Zira aldığınız cevap neticesinde bir karar/ aksiyon alabilmelisiniz. Bunun yolu, mümkün olduğunca spesifik sorular sormak. Birkaç örnekle somutlaştıralım.
İş tanımı ve sizden beklentileri daha iyi anlamak için çoğu aday ‘Bu rolde benden ne bekleniyor?’ der. Halbuki şirketin faaliyet alanına ve sektörüne uygun bir çerçeve çizerek soru sormanız çok daha etkili olur. Mesela, ‘İlk üç ay içinde bu rolde hangi belirli hedeflere ulaşmam bekleniyor? Başarıyı nasıl ölçüyorsunuz?’ veya ‘Yeni başlayacak kişi hangi projelere ne konularda destek olacak?’
Şirketin geleceğini anlamak için ‘Büyüme hedefleriniz neler?’ yerine ‘Son altı ayda yapılan en önemli değişiklik neydi ve bu benim rolümü nasıl etkileyebilir?’ veya ‘Rakiplerinizle kıyaslandığında, sizin şu anda en çok yatırım yaptığınız alan nedir?’
Kariyer gelişimini anlamak için ‘Terfi süreçleri nasıl işliyor?’ yerine ‘Siz şirkete ne zaman katıldınız/ nasıl ilerlediniz?’ veya ‘Benim gibi bir pozisyonda başlayan birinin nasıl bir kariyer yolculuğu izlediğine dair bir örnek verebilir misiniz?’ diyebilirsiniz.
Mülakatı güçlü kapatmak için ‘Bu pozisyon için seçim yaparken sizin için en önemli fark yaratan kriter nedir ve benim bu konuda kendimi nasıl geliştirebileceğimi düşünüyorsunuz?’ veya ‘Siz burada çalışmaya başlamadan önce bilsem iyi olurdu dediğiniz bir şey var mı?’ gibi sorularla muhatabınızı partner haline getirebilirsiniz.
Benim şahsi favorim ise ‘bilinmeyen bilinmeyenler’e (unknown unknowns) değinen bir soru: ‘Sormamı tavsiye edeceğiniz bir şey var mı?’
Doğru sorular sorduğunuz bir hafta diliyorum.