Bisse Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kefeli, hazır giyim sektörünün duayen isimlerinden. 1976’da Yusufeli’nden İstanbul’a gelen Mustafa Kefeli, kısa süre bir atölyede çalıştıktan sonra ağabeyi İbrahim Kefeli ile Vefa’da 60 metrekarelik bir fason gömlek atölyesi açarak iş hayatına atıldı. İki kardeş 2008 yılına kadar birlikte yol aldılar ve sonra ayrıldılar. Mustafa Kefeli, Bisse’yi daha da büyüttü ve küresel rekabet gücüne sahip bir giyim markası haline getirdi.
Kendisiyle 2024 yılında ciddi zorluklar yaşayan hazır giyim sektörünün halini konuşmak için buluştuk. Her zaman olduğu gibi iş yerindeki masası ‘dertli iş insanı dostlarıyla’ doluydu. Çünkü Mustafa Kefeli sadece bir iş insanı değildir, tarihteki ‘Marko Paşa’ gibi dertli insanları dikkatle dinleyen ve çözüm bulmak için bezen şartları zorlayan kişiliğe sahiptir. Bu nedenle arada ciddi hayal kırıklıkları yaşasa da hiç yılmaz. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile uzun yıllardan beri devam eden güçlü dostluğu ve sıra dışı bir iletişimi vardır. Bazen sürpriz şekilde aranır, bazen de o gider anlatır. O gün masasındaki bir iş insanı ‘Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret ve nakit akışındaki sıkıntılara’ çözüm bulması gerektiğini söyleyince biri Moskova’dan olmak üzere dört telefon araması yaptı. Sonuç olarak konu raporlanıp Ankara’ya iletilmek üzere anlaşıldı. Sonra bir başka iş insanı da ‘uğradığı bir ticari haksızlık için aracılık etmesini’ istedi. İşte böyle bir ortamda ben de bir gazeteci olarak “Ne olacak bu hazır giyim sektörünün hali, ihracatçılar sıkıntıda” diye lafa girdim. Kefeli şöyle konuştu:
Çin ve Güney Kore gibi yapalım
“Tekstil, tarım ve turizm ülkemiz için her daim önemlidir. İhmal edilemez, vaz geçilemez. 2024 yılı, sektörümüz için de firma olarak bizim için de küçülme yılı oldu. Çünkü kurlar, enflasyon karşısında çok geride kaldı bu nedenle de maliyet ile fiyat ilişkisi koptu. Mesela bizim ihracatımız yüzde 80 geriledi. İhracatımızın cirodaki payı da ciddi ölçüde düştü. Faizler yüksek olduğu için kredi de kullanmıyoruz. İç pazar ise 6 Şubat 2023’teki depremlerden çok olumsuz etkilenmişti. Satışlar bıçak gibi kesilmişti, uzun süre de böyle devam etti. Ne yazık ki depremlerin etkisine rağmen AVM’ler kiralardan hiç taviz vermedi. Şimdi ne bekliyoruz? Orta Vadeli Program gereği enflasyon yavaşlıyor. Bu sene düzelme başlar, 2026’da tam iyileşme olur. Ancak bize göre her zaman ‘reel kur’ olmalı. Enflasyonla paralel gidebilen kur artışı yolumuzu hep açık tutar. Yine söylüyorum; her şeye rağmen Türkiye’nin hazır giyim sanayicileri olarak dünyada rakip tanımıyoruz. Bu sektörde çok iyi altyapımız ve yetişmiş kadrolarımız var. Reel kura geçelim bize yeter. Teşviklere gerek yok, ihracatçıya sadece kur desteği verilsin en iyi teşvik budur. Çin, Güney Kore modeli de budur. Onlar böyle yapıyor bizde de öyle olmalı. Yakın geçmişte ihracatçıya döviz bozdurma zorunluluğu getirilmişti ya burada ihracatçının zararını önlemek için sonradan yüzde 2 marj sağlanmıştı. İşte o marjı yüzde 5’e çıkarsalar bile çok şey iyileşir.”
Bölgesel asgari ücrete geçilmesi şart
Bisse Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kefeli, daha önce de gündeme taşıdığı ‘bölgesel asgari ücret’ uygulamasına geçilmesinin önemini rakamlarla bir kez daha vurguladı. Kefeli, “Yıllardır konuştuğumuz bölgesel asgari ücret uygulaması neden olamıyor? Yusufeli’nde et 250 lira, domates 4 lira, İstanbul’da kaç lira? Neden iki yerde de aynı asgari ücret oluyor” diye sordu. Maliye’nin kayıt dışılıkla mücadelesini desteklediklerini, bunun rekabet koşullarını da iyileştireceğini belirten Kefeli, son dönemde gündeme sıkça gelen Suriye’de hazır giyim üretimi konusunda da “Şimdi önümüzde bir fırsat var ki o da Suriye’de istikrar sağlanırsa hazır giyim yatırımları için bir strateji oluşturulmasıdır. Biz bunu konuşurken ne yazık ki yine ayak oyunlarının başladığını duyuyoruz. Ortadoğu’da ahde vefa yokmuş, çok dikkatli olmak lazım” dedi.
Gayrimenkul için Token’lı iş geliştiriyoruz
Mustafa Kefeli’nin masasında Kiss Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Ortan da vardı. Kefeli, Ortan’a dönerek, “Şimdi biz de Cüneyt Bey ile bir iş geliştiriyoruz” dedi ve topu Cüneyt Ortan’a attı. Ortan yeni girişimi şöyle özetledi: “MicroAssets, yani ‘küçük varlıklar’ adını verdik. Örneğin satılık çok değerli ve büyük bir gayrimenkul var. Bağımsız kurumlarca 100 milyon dolar değer biçilmiş. Bu varlığın sahibi bunu birkaç adet büyük alıcıya satmak isteyince değerinde teklif olmayabiliyor. Biz bunu blok zincir yöntemiyle 100 milyon token’a böleceğiz. Böylece satıcı değerinde satabilecek, yatımcı profili sadece çok parası olanlardan değil küçük tasarruf sahiplerinden oluşacak. Bu yöntem dünyada var, Türkiye’de SPK mevzuatı tamamlanınca başlayacağız. BlockChain tabanlı token ile gayrimenkul satışları yapacağız. Sonra başka alanlara da uygulanabilir.”