Şubat ayı başında açıklanan beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisi, yatırım dünyasında bazı ezberleri değiştirdi. Enflasyon verisi ardından tahvil piyasasında sert satışlar yaşanırken, para piyasası fonlarının getirileri mevduatın altına geriledi. Her gün aynı getiriyi görmeye alışmış fon yatırımcıları için bu durum sürpriz oldu. Ancak piyasalar hızlı çözümler üretir; bu kez de öyle oldu. “Akıllı para”, çözümü para piyasası serbest fonlarında ve kısa vadeli serbest fonlarda buldu.
Para Piyasası Fonlarından Çıkış, Serbest Fonlara Geçiş
Para piyasası fonları, Şubat ayının ilk iki haftasında 100 milyar TL’nin üzerinde çıkış yaşadı. Peki, bu paranın yeni adresi neresi oldu? Cevap: Para piyasası serbest fonlar ve kısa vadeli serbest fonlar.
3 Şubat’tan 18 Şubat’a kadar olan dönemde bazı fonlara para girişleri:
- Deniz Portföy Para Piyasası Serbest Fon (DCB): 60,7 milyar TL
- Neo Portföy Para Piyasası Serbest Fon (NZT): 3,7 milyar TL
- Hedef Portföy Kısa Vadeli Serbest Fon (KSA): 3,2 milyar TL
Bu fonlara olan yoğun girişin temel sebebi, SPK’nın para piyasası fonlarına getirdiği %10 tahvil ve hazine bonosu bulundurma zorunluluğunun serbest nitelikli fonları kapsamamasıydı. Bu sayede yatırımcılar, alıştıkları günlük stabil getiriyi serbest fonlarda bulabildiler.
Serbest Fonların Yükselişinin Arkasında Ne Var?
Peki, para piyasası serbest fonları ve kısa vadeli serbest fonları diğer fonlardan ayıran ne? Aslında temel fark, serbest fonların daha esnek bir portföy yönetimi sunması ve içerik sınırlamalarının daha az olması.Tabi bir de nitelikli yatırımcı statüsündeki yatırımcılara açık olmalarını da ekleyelim.
Para piyasası serbest fonları, portföylerinin tamamını vadesine en fazla 184 gün kalmış, likiditesi yüksek para ve sermaye piyasası araçlarına yatırır ve portföyün ağırlıklı ortalama vadesi en fazla 45 gün olur.
Kısa vadeli serbest fonlar ise, portföylerinin aylık ağırlıklı ortalama vadesini en az 25, en fazla 90 gün olacak şekilde yönetir. Bu yapı, onları klasik para piyasası fonlarına oldukça benzer kılar, dolayısıyla volatilitenin düşük kalması beklenir. Zaten risk seviyelerine bakıldığında, bu fonların genellikle “düşük” veya “çok düşük” risk kategorisinde sınıflandırıldığını görüyoruz.
Neden Şimdi Serbest Fonlar Öne Çıktı?
Aslında serbest fonlar yatırım dünyasında uzun süredir var, ancak özellikle bireysel yatırımcıların radarına yeni girdi. Daha önce stopaj avantajı nedeniyle bireysel yatırımcılar tarafından pek tercih edilmeyen bu fonlar, tüzel yatırımcıların gözdesiydi. Ancak stopaj oranlarının eşitlenmesiyle birlikte, bireysel – nitelikli – yatırımcılar için de bir alternatif haline geldiler.
Getirilerde Serbest Fonların Avantajı
Şubat ayının başında açıklanan yüksek enflasyon verisi, tahvillere olan ilgiyi tersine çevirdi ve bu durum para piyasası fonlarının getirilerinde düşüşe neden oldu. Ancak, serbest fonların içerikleri ağırlıklı olarak mevduat, ters-repo, finansman bonosu ve TLREF endeksli kısa vadeli araçlardan oluştuğu için bu fonların getirileri daha stabil kaldı.
Özellikle kısa vadeli serbest fonların getirileri, para piyasası fonlarının üzerine çıktı. Şubat ayının ilk yarısında TLREF’e yakın bir seviyede, yaklaşık %44 yıllıklandırılmış getiri sağladılar.
Peki, Bundan Sonra Ne Olur?
Geçtiğimiz hafta, Rusya-Ukrayna arasında çözüm sürecine dair olumlu gelişmeler piyasaları hareketlendirdi ve tahvillere yeniden alım geldi. Bu durum, tahvil içeriği yüksek olan fonların performansını tekrar pozitif ayrıştırabilir. Yani, tahvillerin geri dönüşüyle, para piyasası fonlarının getirileri yeniden yükselişe geçebilir.
Bu noktada yatırımcıların karar vermesi gereken kritik bir soru var:
Stabil, düşük oynaklığa sahip bir getiri mi? Yoksa volatilitesi yüksek ama aylık bazda mevduatın üzerinde getiri potansiyeli olan bir yatırım mı?
Sonuç: Yatırımcılar İçin Yeni Dönem
Para piyasası serbest fonları ve kısa vadeli serbest fonlar, stopaj avantajının ortadan kalkması ve SPK DİBS düzenlemesi sonrası yeni bir yatırım alternatifi olarak öne çıktı. Daha esnek içerik yönetimi sayesinde, klasik para piyasası fonlarının karşılaştığı oynaklıktan kaçınarak günlük stabil getiri sunmaya devam ediyorlar.
Ancak tahvil piyasasındaki hareketlilik, para piyasası fonlarını da yeniden öne çıkarabilir. Yatırımcılar için en doğru strateji, risk ve getiri beklentilerini doğru tartmak olacaktır. Stabilite arayan nitelikli yatırımcı statüsündeki yatırımcılar için para piyasası/kısa vadeli serbest fonlar, daha yüksek ama oynak getiriyi hedefleyenler için ise tahvil ağırlıklı para piyasası fonları seçenek olarak masada duruyor.