Türkiye, tahmin etmenin kolay olmadığı ve olasılık hesaplarının sınırlarını zorlayan günlerden geçiyor.
Döviz kurları olmuş bir çekirge.
Ne kadar yukarı zıplar veya ne kadar geri gelir bilene aşk olsun.
İsrail, hiçbir uluslararası kurumun kararına aldırış etmeden, kendi bildiğini okuyarak, züccaciye dükkânına giren fil gibi Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarında dolaşıyor.
Ayrıca diğer Ortadoğu toprakları üzerindeki hesaplarını da tahmin etmek kolay değil.
Suriye önümüzdeki günlerde nelere gebe ve bu gebeliğin sonunda ortaya neler çıkabileceğini hesaplamak, uzay mekiği inşa etme hesaplarına yakın detaylar içeriyor.
Ukrayna savaşı ise sürprizlerle dolu olmaya ve gelişmelerinin ne yönde olabileceğini yüksek ödüllü bahislere konu etmeye devam ediyor.
Trump derseniz başka bir fenomen…
İmzaladığı ilginç başkanlık kararnamelerinin yol açtığı uluslararası çalkantılar ortada ve bunların arkasından nelerin geleceğini de kimsenin tahmin etmeye gücü yetmiyor.
Kendi kıtasındaki Kanada ve Meksika ile oluşan krizlerin yanı sıra Avrupa Birliği ( AB ) ülkelerine yaşattıkları da bir başka mesele.
Grönland’ı ABD topraklarına katma hevesine hiç dokunmuyorum bile.
Biz de bu ortamda ihracat yapacağız ve bundan da para kazanacağız çabasındayız.
Peki o zaman bu işi nasıl başaracağız derseniz cevabı hiç de kolay değil derim…
Bu durumlarda ortaya çıkarak size şapkadan tavşan çıkarırcasına çözüm önerenlerden uzak durmanızı salık veririm.
Çünkü bu durumlarda böylesine kesin çözümler bulunamaz.
Ancak, farklı sonuçları tahmin edebilmek için değişik seçenekleri değerlendirme konusunda çalışmalar yapılabilir.
Elde edilecek farklı sonuçlara göre yazabileceğimiz senaryolar arasında da hangilerinin, işlerimize ne kadar faydalı olabileceği belirlenir.
Sonunda, bu senaryoların hangilerinin hangi durumlarda değerlendirmeye alınarak uygulanabileceği konusu elinizde olur.
Ki olasılıkların bu şekilde önceden değerlendirilmiş olması bize, olaylarla karşılaştığımızda daha hızla hareket etme ve daha doğru karar verme yetkinliği kazandırır.
Bunlar elbette çok kolay işler değil amma gün geçtikçe yeni düşünce sistemleri ve yeni teknolojiler bunları kolaylaştırıyor.
Daha önce 26.02.2019 tarihli “ VUCA İle Başa Çıkmak “ başlıklı ve diğer bazı sohbetlerimizden bazılarında bu düşünce sistemlerinden birine yer vermiştim.
Jamais Cascio adlı Futurist/Gelecek Bilimci ise VUCA düşünce sistemine karşı geliştirdiği, 2018 yılında hazırlayıp 2020 yılında yayınladığı yeni bir tarz “ BANI “ ile karar verme süreçlerine farklı bir yaklaşım sergilemişti.
BANI kısaltmasını şöyle açıklamak mümkün olabilir;
Brittle/Kırılgan: Sağlam ve dayanıklı olduğunu düşündüğümüz sistemlerde görülen ani ve olumsuz kırılganlıklar, güvencesizliğimizi vurguluyor.
Anxious/Endişeli: Sürekli olarak endişe verici ve rahatsız edici bilgilerle karşılaşıyoruz.
Nonlinear/Doğrusal Olmayan: Hiçbir şey kesin değil veya önceden değerlendirilemiyor. Sebep ve sonuç arasındaki bağlantılar karmaşık.
Incomprehensible/Anlaşılmaz: Olayların mantıksız, öngörülemez ve açıklanamaz olması.
İlerleyen zamanlardaki sohbetlerimizde BANI’ye daha detaylı değineceğiz.