Avrupa Birliği, kurumsal sürdürebilirlik kurallarını yeniden düzenlemek için çalışmalarını hızlandırdı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Yıllık Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Avrupa ekonomisinin rekabet gücünü artırmak için yeni bir yönelime girmesi gerektiğini vurgularken, bu doğrultuda kurumsal sürdürebilirlik düzenlemelerinde sadeleştirme ve reform sürecine girildiğini belirtti.
Komisyon, bu ay içinde sunulması beklenen Omnibus teklifini hayata geçirerek şirketlerin sosyal ve çevresel risklere ilişkin raporlama yükümlülüklerini daha verimli hale getirmeyi amaçlıyor. 2025 Komisyon Çalışma Programı’na göre, bu teklif, “önemli ölçekte basitleştirme içeren rekor sayıda girişimi” kapsayacak.
Bu yeni düzenlemenin, 2023 yılında yürürlüğe giren ve şirketlerin çevresel ve sosyal etkilerini raporlamalarını zorunlu kılan Kurumsal Sürdürebilirlik Raporlama Yönergesi’ni (CSRD) ve Kurumsal Sürdürebilirlik Durum Tespiti Yönergesi’ni (CSDDD) ele alması bekleniyor. Yeni teklif, KOBİ’ler için raporlama yükümünü yüzde 35 azaltmayı ve orta ölçekli şirketler için özel gereklilikler belirlemeyi amaçlıyor.
Von der Leyen, Davos’taki konuşmasında, “Avrupa’nın önümüzdeki çeyrek yüzyılda büyümeye devam etmesi için vites yükseltilmesi gerekiyor. Mevzuat rejimlerini basitleştirmek ve reforme etmek, Avrupa genelinde şirketlerin büyük ölçekte faaliyet göstermesinin önündeki en büyük engelleri ortadan kaldıracak” dedi.
En büyük engel mevzuat ve raporlama gereklilikleri
Dünya Ekonomik Forumu ve Accenture tarafından hazırlanan “Avrupa Yeşil Mutabakatını Hayata Geçirmek: Özel Sektör Perspektifi” başlıklı rapor, şirketlerin sürdürebilirlik taahhütlerini yerine getirmede en büyük engelin mevzuat ve raporlama gereklilikleri olduğunu ortaya koyuyor. Raporda, AB’nin raporlama yükünü en az yüzde 25 azaltma taahhüdünü yerine getirmesi ve sektöre özel sürdürebilirlik raporlama gereklilikleri geliştirmesi çağrısı yapılıyor.
Ancak, büyük yatırım grupları, sürdürebilirlik kurallarının zayıflatılmasının hukuki belirsizlik yaratabileceği ve AB’nin rekabet gücünü olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor. Bu ay yayınlanan bir açık mektupta, toplam 6,6 trilyon Euro değerinde varlığı yöneten 200’den fazla finans sektörü kuruluşu, AB’yi “sürdürebilirlik kurallarının bütünlüğünü ve iddiasını” korumaya çağırdı.
Avrupa’da rekabet gücü endişeleri devam ederken, Von der Leyen Davos’ta AB’nin yeni beş yıllık “Rekabetçilik Pusulası”nı tanıttı. Bu plan, mevzuat yükünü azaltmayı, iç pazardaki engelleri kaldırmayı, sermaye pazarını birleştirmeyi ve beceri ile işgücü açığını gidermeyi amaçlıyor.
“Odak noktamız, inovasyon açığını kapatarak verimliliği artırmaktır" diyen von der Leyen, Avrupa’nın teknolojik dönüşümden tüm vatandaşların faydalanmasını sağlayacak bir strateji izlediğini belirtti.
Bu yeni stratejiler, geçen yıl Avrupa Merkez Bankası Eski Başkanı ve Eski İtalya Başbakanı Mario Draghi tarafından hazırlanan bir raporda yer alan öneriler üzerine inşa ediliyor. Draghi’nin raporu, AB’nin küresel sahnede rekabetçi konumunu güçlendirmek için ortak çalışmanın ve politikaları uyumlu hale getirmenin kritik önem taşıdığını vurguluyor. “Farklı yollarla ilerleyebiliriz, ancak kesinlikle yerimizde sayamayız” ifadeleriyle Avrupa’nın atılması gereken adımları daha fazla erteleyemeyeceğini belirtiyor.