Kur Korumalı Mevduat (KKM) yavaş yavaş hayatımızdan çıkıyor ve çok da iyi oluyor. Hem TL’nin dövize karşı reel olarak değerlenmesi hem de KKM’ye ilişkin düzenlemelerdeki sadeleşme bu sonucu getiriyor. Peki KKM’den çıkan paralar nereye gidiyor? Daha önceleri paralarını KKM’de tutmayı tercih etmiş olan, kur riski sevmeyen bir tasarrufçu grubunun yeni tercihi ne olmuş? Bu sorunun yanıtı bize TL tutma davranışı hakkında da bazı bilgiler verir ki; tam da bugünlerde TL tutma davranışı hakkında daha çok şey bilmek çok gerekli. Neden mi? Buyrun bakalım.
Önce KKM’nin hızla azaldığı yaklaşık bir yıllık dönemde (Aralık 2023- 7 Şubat 2025) verileri inceleyelim. Aralık 2023’te 89 milyar dolar (2,6 trilyon TL) olan KKM, 7 Şubat 2025’te 27 milyar dolara (1 trilyon TL) gerilemiş. Yani 62 milyar dolar azalış var. Bu çok önemli bir rakam.
Şimdi de döviz tevdiat hesaplarına (DTH) bakalım. KKM’ye benzer şekilde kur riski taşımayan tasarruf araçlarından birisi DTH. Aynı dönemde DTH’lar net olarak 9,6 milyar dolar azalarak 193 milyar dolara gerilemiş. Halen hatırı sayılır bir DTH’ımız var ve bu gerilemenin bir kısmı da çapraz kur farkından gelse de yine de çok güzel bir veri bu. İki veriyi yan yana koyup baktığımızda, TL tercihinin güçlendiğini net olarak anlıyoruz. Böylece DTH ve KKM’den çıkan toplam miktar 72 milyar dolar (7 Şubat 2025 kuruyla 2,6 trilyon TL) düzeyinde. Peki nereye gitmiş bu para?
Diğer tasarruf araçlarına baktığımızda bu paranın çoğunlukla TL mevduat ve yatırım fonlarına, özellikle de para piyasası fonlarına gittiğini görüyoruz. Bu iki enstrümanın Aralık 2023’ten 7 Şubat 2025’e kadar olan dönemde normalde kazanacakları yaklaşık getiriyi hesaplayıp, bu getiri dışında net bir değişim olmuş mu diye baktığımızda TL mevduatın 0,7 trilyon, para piyasası yatırım fonlarının ise yaklaşık 1,2 trilyon TL net artış gösterdiğini görüyoruz. Geriye kalan az miktarda paranın da diğer yatırım araçlarına ve yurtdışı gayrimenkule gitmiş olabileceği görülüyor diğer verilerden. Yani incelediğimiz dönemde kur riski taşımayan tasarruf araçlarından toplam 72 milyar dolar gibi çok yüksek bir meblağ çıkıp, (kur riski taşıyan) TL tasarruf araçlarına yönelmiş.
Ara.23 | Ara.24 | 7 Şubat 25 | Net fark (Aralık 2023-7 Şubat) | Net fark (Getiri hariç) | |
Döviz benzeri talep (Milyar dolar) | 292 | 219,0 | 219,7 | -71,8 | |
KKM | 89,2 | 32,0 | 27,0 | -62,2 | |
YP | 202,3 | 187,0 | 192,7 | -9,6 | |
TL talebi (Milyar TL) | 6.405 | 12.546 | 12.806 | 6.401,0 | 1.917 |
TL mevduat (KKM hariç) | 6.257 | 11.288 | 11.370 | 5.113,0 | 733 |
Yatırım fonu | 148 | 1.258 | 1.436 | 1.288,0 | 1.184 |
Bu bulguyu aklımızda tutarak, başka bir noktaya geçelim. Uygulamakta olduğumuz ekonomik programın başarı hanesine yazılabilecek birkaç unsuru hatırlayalım. Öncelikle tabii KKM’nin çözülmesi ve DTH’ların kısmen gerilemesi (genel olarak TL talebinin artması diye de okuyabiliriz), ikincisi Merkez Bankası rezervlerinin artması, son olarak da cari işlemler açığındaki daralma.
Talep dövize dönmeye başlarsa olumlu gelişme tersine dönebilir
Dikkat ederseniz, yukarıda saydığımız üç başarı unsurunun ortak noktası, tasarrufçuların paralarını TL enstrümanlara yönlendirmesi sayesinde mümkün olmalarıdır. Eğer tasarrufçular döviz taleplerini TL talebine çevirmeselerdi, bu başarılar sağlanamazdı. Tasarrufçuların dövizlerini bozdurup, TL’ye geçmeleri Merkez Bankası’nın döviz biriktirmesi ve TL’nin reel olarak değerlenmesi için bir fırsat oluşturuyor. Benzer şekilde 2024 yılında cari işlemler açığındaki yaklaşık 30 milyar dolarlık daralma dahi hem altın ithalatının gerilemesi hem tasarruf eğiliminin güçlenmesi nedeniyle artan TL talebinden olumlu etkileniyor.
O halde dikkat etmemiz gereken asıl nokta; TL talebinin güçlü seyretmeye devam etmesine odaklanmak. TL talebi yeniden döviz talebine dönmeye başlarsa, bu olumlu gelişmeler de tersine dönmeye başlayabilir.
Öte yandan, 2025 yılının ilk haftalarında manzara tersine dönmüş. KKM’ler gerilemeye devam etmişse de DTH’lar artmaya başlamış. TL mevduattaki büyüme ise hemen hemen durmuş. Neden? Olası bir yanıt politika faizinin inmesi ve TL tasarrufa stopajın artışıyla beraber TL’nin cazibesinin azalması. Henüz bu veriler sadece birkaç haftalık olsa da TL talebini (ve tabii ki döviz talebini) çok dikkatli takip etmemiz gereken bir noktaya gelmiş olabiliriz.