19 Ocak tarihinde “Siyasetin Bütçeden Finansmanı” başlıklı yazıda şunları kaleme almışım:
“…Geçtiğimiz günlerde Asal Araştırma, yılın ilk ayı itibarı ile yaptığı bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını paylaştı…
Asal Araştırma’nın sonuçlarına göre halk sorunlarını hiçbir partinin çözemeyeceğini belirtiyor. Ankete katılanların yüzde 37,9’u bu görüşte. Yani memleketin üçte birinden fazlası ya “kararsızım” ya “oy kullanmam” demiş. Yüzde 21,5’i ise AKP’yi çözüm seçeneği olarak görüyor. CHP’nin sorunları çözeceğine inananların oranı ise yüzde 16.“
CHP’de İstanbul il başkanlığı, genel sekreterlik, genel başkan yardımcılığı, milletvekilliği yapan Gürsel Tekin şubat 2024’de partisinden istifa etmişti.
Geçtiğimiz günlerde bir mesaj yolladı ve yeni bir parti kuruluşuna ilişkin görüşlerini paylaştı.
Şöyle diyor Tekin; “Türkiye’nin içinden geçtiği bu zorlu süreçte siyasete duyulan güven her geçen gün azalıyor. İnsanlar artık çözüm görmek istiyor, umut veren bir siyaset anlayışına ihtiyaç duyuyor. Mevcut siyasi yapı ise ne yazık ki bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Bugün 19 milyon insan kararsız, 10 milyon insan ise yıllardır sandığa gitmiyor. Yani toplamda yaklaşık 30 milyon vatandaş ya tercihini ertelemekte ya da hiçbir siyasi partide kendine bir adres bulamamaktadır. Peki, bu milyonlarca insan neden siyasetten umudunu kesti?”
Cevabı da yine kendisi veriyor:
“Çünkü siyaset, halkın dertlerine çözüm üretmek yerine, kendi iç hesaplaşmalarıyla meşgul oluyor. Çünkü insanlar yıllardır aynı politikaların tekrar tekrar sahneye çıktığını görüyor. Çünkü siyaset, belli zümrelerin elinde bir güç oyununa dönüşmüş durumda. Oysa demokrasi, halkın sesinin duyulduğu, insan odaklı bir yönetim anlayışını gerektirir. İşte tam da bu nedenle, halkın sesi olacak, umutsuzluğu ortadan kaldıracak, kararsızları ve sandığa küsenleri kucaklayacak yeni bir siyasi hareket doğuyor.
Biz, bu ülkenin sessiz çoğunluğu için yola çıkıyoruz. Oy vermekten vazgeçmiş, siyaset kurumuna inancını kaybetmiş, değişimin mümkün olduğunu düşünen ama nasıl olacağını bilemeyen milyonlarca insan için bu hareketi başlatıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki, siyaseti değiştirmeden Türkiye’yi değiştiremeyiz. Halktan kopmuş, yalnızca belli çevrelerin çıkarlarını koruyan bir anlayış, bu ülkenin sorunlarını çözemez.”
Kendi iç tartışmalarının içine gömülmüş muhalefet partilerinin ötesine geçmeye çalışan bir yapıdan söz ediyor Tekin.
Şöyle ki; “Mevcut siyasi yapı, insanları kutuplaştırarak ayakta kalmaya çalışıyor. Oysa biz, farklılıkları bir zenginlik olarak gören, birleştirici bir anlayışla yola çıkıyoruz. Bizim için önemli olan, insanlarımızın daha iyi bir geleceğe kavuşmasıdır. Bugün Türkiye’de siyaset, halkın güvenini kaybetti. Ama bu demek değildir ki artık hiçbir şey değişmez. Tam aksine, değişim artık kaçınılmazdır.”
Tabii ki “kararsızlar partisi” için yola çıkarken başka tespitler de yapmışlar…
Misal:
- Sentetik siyaset yapmayacağız. Yapmacık bir dille, ezberlenmiş cümlelerle, halktan kopuk bir anlayışla hareket etmeyeceğiz. Gerçek olacağız. Samimi olacağız. İnsanları sadece seçimden seçime hatırlayan değil, sürekli onların yanında olan bir hareket olacağız.
- Bu hareket, yalnızca birkaç kişinin değil, milyonların hareketi olacak. Türkiye’nin dört bir yanından insanlarla birlikte yürüyeceğiz. Hiçbir siyasi partinin devamı ya da uzantısı değiliz. Bu hareket, yeni bir yol açmak için kuruldu.
- 2027 seçimlerine, sadece bir siyasi parti olarak değil, bir halk hareketi olarak gireceğiz. Kararsızlara, sandığa gitmeyenlere, umutsuzluk içinde ne yapacağını bilemeyenlere sesleneceğiz. Çünkü bu ülkenin değişime ihtiyacı var. Çünkü bu ülkenin yeniden umut etmeye ihtiyacı var.
- Bu bir başlangıç. Mart ayı sonunda sahaya çıkıyoruz. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte halkın otobüsü yola çıkacak. Karış karış Türkiye’yi gezeceğiz, her insanın elini sıkacağız, her vatandaşa ulaşacağız. Biz inanıyoruz ki, Türkiye için yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi. Ve bu sayfayı hep birlikte yazacağız.
Milletvekili transferlerinin revaçta olduğu bir dönemde, “ünlü isimlerin peşinde değiliz” diyerek tutumlarını ifade eden Tekin, şunları söylüyor:
“Biz, halkın içinden gelen insanların, TIR şoförlerinin, oto tamircilerinin, öğretmenlerin, işçilerin, çiftçilerin, gençlerin, emeklilerin, esnafların sesi olmak istiyoruz. Çünkü gerçek değişim, sadece siyaset koridorlarında değil, sokakta, pazarda, tarlada, fabrikada, üniversitede, mahallede başlar. Bu hareket, hayatın içinden gelenlerin hareketi olacak.”
Şöyle noktalayayım; eğer siyaset kurumu bir bütün olarak kendine çeki düzen vermezse benzer başka girişimlere de şahitlik edeceğiz…