Kadınlar, arama kurtarmadan mühendisliğe, enerjiden teknolojiye her alanda güçlerini ortaya koyuyor. AKUT’ta kadın gönüllüler sahada aktif rol alırken, Türkiye’de bilim ve mühendislik alanlarında çalışan kadın oranı yüzde 44’e ulaşarak AB ortalamasını geçmiş durumda. İşte kadınların gücünü ortaya koyan örnekler…
OPET “Eşitsek Fark Eder” diyor
Yıllardır toplumsal sorunların çözümüne katkı sunan projelerle uzun soluklu ve sorunun çözümüne yönelik eylem planları ortaya koyan Opet, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların güçlenmesi ve kadın istihdamını artırmak için kapsamlı ve uzun vadeli projeler ile etkin bir mücadele yürütüyor. OPET, 2018 yılında başlattığı “Kadın Gücü” Projesi ile sektörde bu anlamda çok fazla yol alınmasını sağladı. Kasım 2023’de bu projeyi başka bir boyuta taşıyan OPET, UN Women ile birlikte geliştirdiği ve kendi sektöründe Türkiye’de bir ilk olan “Eşitsek Fark Eder” Projesi’ni hayata geçirdi.
Kadın Gücü Projesi ile sektörde kadına bakış açısının değiştiğine işaret eden OPET Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Öztürk, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Türkiye İş Kurumu önemli bir iş birliğine imza atarak; Türkiye genelindeki 18 yaş üstü iş hayatına girmek isteyen, halihazırda iş gücüne katılımı olmayan, farklı sebeplerden dolayı çalışmayan her yaş grubu ve eğitim düzeyinde kadınlara kapılarımızı açtık. OPET bayileri, özel istihdam bürosu GI Grup, kadın dernekleri, İSMEK, kariyer siteleri ve OPET gönüllüleri ile birlikte proje devreye girdi. Proje kapsamında ilk olarak akaryakıt istasyonlarındaki insan kaynakları süreçlerini gözden geçirerek “her istasyonunda en az iki kadın çalışan” olmasını hedefledik. Mart 2018’de proje ilk başladığında OPET ve Sunpet istasyonlarımızda kadın çalışan sayısı bin 541 idi. Oransal olarak ifade etmek gerekirse çalışanların toplamı içinde kadınların payı yüzde 8’ler düzeyindeydi. Ocak 2025 itibarıyla ise istasyonlardaki 17 bin 199 çalışanın, 4 bin 66’sı artık kadınlardan oluşmakta. Toplam kadın çalışan sayısı yüzde 164 artarken kadın çalışan oranı yüzde 23,6’lara çıktı. Proje ile BM Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) doğrultusunda hem OPET Genel Müdürlük bünyesinde hem de OPET istasyonlarında toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı kurum politikaları ve uygulamalarının geliştirilmesi planlanırken alınan bu aksiyonların sektörde öncü ve örnek olması, toplumsal fayda yaratmasını amaçlıyoruz. İki yılı aşkın bir sürede hayata geçirmeyi planladığımız projenin ilk yılını geride bıraktık. Proje çerçevesinde OPET Genel Müdürlük ve istasyon çalışanlarını kapsayacak Temel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitim Programı’nın hazırlıkları tamamlandı. 2025 yılı ilk yarısı itibarıyla tüm OPET çalışanları ve 17 bin istasyon çalışanı bu eğitimleri almış olacak” diye konuştu.
Bilim ve mühendislikte % 44 kadın çalışanla AB ortalamasını geçtik
Kadınların mühendislik mesleğindeki varlığı her geçen yıl artarken, Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında; bilim ve mühendislik alanlarındaki kadın çalışan istihdamında önde yer alıyor. Özellikle yazılım geliştirme ve teknoloji alanlarında kadın mühendislerin sayısı hızla artıyor, ancak genel olarak mühendislikte kadın temsil oranı dünya genelinde hala düşük. Ayrıca, yazılım geliştirme ve biyomedikal mühendislik gibi alanlarda kadın mühendislerin giderek daha fazla yer aldığı gözlemleniyor. Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Çisem Neval İnci, “Kadın mühendisler ve teknik personel, bilgi ve becerileri açısından erkek meslektaşlarıyla eşit olmalarına rağmen, çalışma hayatında çeşitli zorluklarla karşılaşsa da veriler gösteriyor ki sayımız her geçen gün artıyor. Biz mühendisiz, mimarız, teknik personeliz, üreticiyiz, lideriz! Vazgeçmeyen, yılmayan, tüm baskılara karşı dimdik duran kadınlarız. Sendika olarak, kadın mühendisler ve teknik çalışanların haklarını korumak, eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve daha adil bir çalışma ortamı oluşturmak için kararlıyız. Kadınların emeklerinin takdir edilmesi ve hak ettikleri değeri görmesi adına mücadele etmeye devam edeceğiz” yorumlarını yapıyor.
Türkiye’deki mühendislerin yüzde 24’ü kadın
Erkek egemen bir meslek olarak görülen mühendislik alanında, kadınlar cam tavanları yıkmak için mücadele ediyor. İş ve özel hayat dengesini sağlamakta zorluklar yaşasalar da sektördeki kadın mühendis sayısı her geçen gün artıyor. Kamu mühendisleri ve teknik personelin sesi olan Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası’nın Genel Başkan Yardımcısı Çisem Neval İnci, sektörde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için öncelikle ‘eşit işe eşit ücret’ politikasının benimsenmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’de mühendislik mesleğinde kadınların varlığının son yıllarda artış gösterdiğinin altını çizen İnci, Türkiye’deki mühendislik mesleğinde kadınların giderek daha fazla yer aldığını vurguluyor. İnci; “2024 verilerine göre, Türkiye’deki mühendislerin yüzde 24’ü kadınlardan oluşuyor ve üniversitelerde mühendislik bölümlerinde eğitim gören kız öğrenci sayısı 111 binin üzerine çıkmış durumda. Öte yandan Avrupa Birliği ülkelerinde bilim ve mühendislik alanlarında çalışan kadınların oranı yaklaşık yüzde 41 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 44. Bu istatistikler; Türkiye’nin bilim ve mühendislik alanlarında çalışan kadın istihdamında AB ortalamasının üzerinde bir konumda olduğunu gösteriyor. Mimarlık alanında istihdam edilen kadınların oranı, diğer mühendislik dallarına kıyasla daha yüksek. Özellikle bilgisayar mühendisliği, yazılım geliştirme, veri analizi ve yapay zekâ gibi modern teknoloji alanlarında kadın mühendislerin sayısının çoğaldığını gözlemliyoruz” diyor.
50 yaş ve üstü kadınların deneyimi yapay zeka ile zenginleşiyor
L’Oréal Türkiye, kapsayıcılık yaklaşımıyla 50 ve üzeri yaş grubunu da odağına alıyor. “L’Oréal Türkiye 50+ Tekno Kadın Guru Programı” ile bin 200 kadına dijital becerilerini geliştirme, yapay zeka uygulamalarını kullanma ve çalışma hayatlarında etkin roller üstlenmelerini destekleyecek ücretsiz çevrimiçi eğitim programı sunuyor. Program kapsamında kadınlar, iş ve özel hayatlarında kullanabilecekleri yapay zeka uygulamalarından, işlerini sosyal medyada görünür kılabilecek etkili içerik üretme stratejilerine, finansal okuryazarlıktan, teknolojiyi hayatlarına katarken dijital dünyada nasıl güvende olabileceklerine kadar çok farklı başlıklarda eğitimler alacaklar.
Online katılım
Kadınların bilim ve teknoloji alanlarında güçlenmesini destekleyen SistersLab - Bilim ve Teknolojide Kadın Derneği ile hayata geçirilen ve 4 ay sürecek olan programa Türkiye’nin dört bir yanından 50 yaş ve üzeri kadınlar online olarak katılabilecek. Program, yaş alan kadın iş gücünün teknolojik gelişmelere uyum sağlamasını ve iş hayatına katılımlarını güçlendirmeyi hedefl erken, L’Oréal Türkiye’de kadınların yapay zeka ve dijital içerik üretim eğitimlerini üstlenerek Tekno-Güzellik yaklaşımıyla programa destek olacak. Kırsal ve afet bölgelerinde yaşayan kadınların başvurularının önceliklendirileceği programda, kadınların teknolojiye uyum sağlayarak işten kopmamaları ve daha güçlü bir gelecek inşa etmeleri hedefl eniyor. Kooperatifl erde, kamuda ve özel sektörde çalışan kadınların yanı sıra ev içinde gelir getirici faaliyetlerde bulunan kadınlara da yol gösterici olmayı amaçlayan “L’Oréal Türkiye 50+ Tekno Kadın Guru Programı” sonunda, katılımcılar katılım belgesi almaya hak kazanacak.
Kadınların parlayan gücü
L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen program ile ilgili şunları söylüyor: “L’Oréal Türkiye olarak, kadınların her yaşta parlayan gücüne ve ışığına inanıyoruz. Toplumsal düzeyde güçlenmelerine katkı sağlayacak süreçte, kapsayıcı bakış açımızla kadınlara destek sağlayacak birbirinden farklı program ve projelere imza atıyoruz. Teknoloji; artık yalnızca genç kuşaklara hitap eden bir alan değil, aksine her yaşta öğrenmenin ve üretmenin kapılarını aralayan bir olgu. Bu program, yalnızca dijital beceriler kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda teknoloji dünyasında kadınların özellikle de yaş alan kadınların daha görünür olmasına katkı sağlıyor.
AKUT’ta liyakat, cinsiyetin önünde
Türkiye’nin ilk arama kurtarma sivil toplum kuruluşu AKUT Arama Kurtarma Derneği, kadın- erkek ayırt etmeden tüm gönüllüleriyle 29 yıldır insanların hayatına dokunmaya devam ediyor. Bugün 3 binden fazla aktif gönüllüsü bulunan ve görev dağılımını deneyim, eğitim ve yetkinlik kriterlerine göre belirleyen AKUT Arama Kurtarma Derneği’nde üyelerin yüzde 32’si kadın gönüllülerden oluşuyor. Teknik ve operasyonel yönü güçlü yapısını kadın-erkek ayrımı yapmadan kurgulayan dernek, bunu da yetkinlik ve deneyime göre belirliyor. Bu noktada derneğin yüzde 32’sini oluşturan kadın gönüllüler; masa başında, sahada, operasyonda, eğitim alanında, seminerden operasyona, ulaşımdan lojistiğe tüm bölüm ve birimlerde aktif olarak görev alıyor.
Deneyim, eğitim ve yetkinlik...
Kadın olmanın dezavantaj olmadığı bir kurum yapısına sahip olmanın gurur duydukları değerlerden biri olduğunu söyleyen AKUT Arama Kurtarma Derneği Başkanı Zeynep Yosun Akverdi, “Arama kurtarma faaliyetleri cinsiyet ayrımcılığının uygulanamayacağı bir alan. Dolayısıyla bir arama kurtarmacının yetilerini cinsiyeti değil, aldığı eğitimler ve edindiği deneyim belirlemeli. Çünkü kriz yönetiminde cinsiyetlerimizden çok kişiliklerimiz, donanımlarımız bize avantaj ya da dezavantaj olarak yansıyor. Biz de bu kapsamda AKUT Arama Kurtarma Derneği’nde gerek sahada gerekse dernek bünyesinde eğitim, deneyim, liyakata dayalı bir yönetim sistemi belirleyerek hareket ediyoruz. Arama kurtarma, doğası gereği mücadele isteyen bir alan. O yüzden her daim bir mücadele ve çalışma içinde olmak, zorluklarla karşılaşmak ve AKUT’un misyonuna ulaşabilmesi için bu zorlukların üstesinden gelmek için çabalamak, işimizin bir parçası. Sadece cinsiyet alanında değil, herhangi bir eşitsizliğin oluşmaması için, tüm süreçlerin herkes için eşit, adil, sürdürülebilir olabilmesi adına denetlenmesi, elbette derneğimizin ilk kadın Yönetim Kurulu Başkanı olarak benim de önemsediğim bir konu. Dernek içerisinde kadın erkek ayrımından ziyade deneyim, eğitim ve yetkinliği değerlendirerek görev dağılımı yapıyoruz. Arama kurtarma alanında faaliyet gösteren pek çok kamu kurumu ve STK’da da bizim gibi pek çok kadın arama kurtarmacı olduğunu da görüyoruz ve bu bizi çok mutlu ediyor.
Tutku ve amaç birleştiğinde, başarıya götürecek olasılıklar sonsuz
Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) GE Aerospace Kurumsal İlişkiler Direktörü Özge Çırıka, “Küçükken yıldızlara bakıp hayal kurardım; o zamanlar astronot olmak istiyordum. Ancak yıllar içinde ilgi alanlarımın fizikten çok sosyal bilimlere yöneldiğini fark ettim. Gökyüzüne duyduğum merak ise hiç kaybolmadı” diyor. Çırıka, GE Aerospace Kurumsal İlişkiler Direktörlüğü ve Am- Cham Türkiye’deki görevlerinin yanı sıra GE Aerospace Kadın Ağı’nın Orta Doğu, Türkiye ve BDT bölgesi eş liderliğini yürütüyor. Bu ağ, atölye çalışmaları ve mentörluk programları aracılığıyla öğrencileri, özellikle genç kadınları, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanlarını keşfetmeye teşvik ediyor. Çırıka, “İşimin en sevdiğim yönü, tekrar eden standart görevlerin olmaması. Hiçbir gün bir öncekinin aynısı değil. Stratejik düşünmek, büyük resmi görmek, fırsatları anlamak ve şirket için bir oyun planı geliştirmek görevlerim arasında. GE Aerospace’in ilk Türkiye ve BDT Kurumsal İlişkiler Direktörü olmanın getirdiği zorluklardan keyif alıyorum. Sıfırdan bir şeyler yaratabilmek, yeni prosedürler ve sistemler kurabilmek gerçekten heyecan verici ve motive edici” yorumlarını yapıyor. Liderlik hakkında yorumları ise şöyle:
“İyi liderler adil, rasyonel, objektif ve açık fikirli olmalı. Kendilerini hem güçlü yönleri hem de gelişim alanları açısından iyi tanımalı, özgün ve tutarlı davranmalı. Liderlik yapılan ekibin güvenini kazanmak kritik bir unsur. Lider olarak alçakgönüllülük sergilemeli ve çalışanlarınızı güçlendirmekten korkmamalısınız. İnsanların içindeki en iyiyi ortaya çıkarmalı, onların becerilerini geliştirmeli ve motive edici bir iş ortamı yaratmalısınız. Öncelikli olarak ‘eyleme yönelik bir yaklaşıma sahip olmak’ gerektiğine inanıyorum. Ne kadar otomatikleşmiş sistemler kurulursa kurulsun, iş hayatında insan unsurunu asla göz ardı etmemeliyiz. İnsanlar yaratıcı fikirler ve çözümler ortaya koyabilirken, hatalar da yapabilirler. Bir lider olarak her iki olasılığı da göz önünde bulundurmalısınız. Pozitif psikolojiye dayalı bir yaklaşımın, insanları baskı altına almaktan ya da gereksiz iş yüküne sokmaktan daha verimli sonuçlar getireceğine inanıyorum. Yüksek duygusal zekâ, sakin bir yapı ve esnek bir zihniyet, başarılı liderlerin en belirgin özellikleri arasında yer alıyor. Çünkü liderlerin ekiplerine güven vermeleri, sakin kalmaları ve onlarla birlikte hareket etmeleri, çözüm odaklı davranmaları gerekiyor. Kariyer yolculuğum hala devam ediyor, ancak öğrendiğim en önemli ders şu: Tutku ve amaç birleştiğinde, sizi başarıya götürecek olasılıklar sonsuzdur.”