EKONOMİ’nin dünkü sayısında 8 Mart Kadın Emeği Günü geniş bir şekilde ele alınarak, ”Değişeceğiz, dönüşeceğiz, iyileşeceğiz” başlığıyla sunulmuştu. Bu haberleri okurken kadın emeğinin ne durumda olduğunu düşünüp son on yıldaki durumlarına baktım. Kadın emeğinin eksikliğinin 10 yıldan bu yana devam ettiğini görerek üzüldüm.
2013 yılında 15 yaş üstü nüfusun işgücüne katılım oranı yüzde 50.2 iken, erkeklerin işgücüne katılımı yüzde70.8, kadınların katılım oranı ise yüzde 30.2 ile erkeklerin yarısından daha düşük olmuş. 2013 Mart ayında erkeklerde kayıt dışı çalışma yüzde30.4 iken, bu oran kadınlarda yüzde 51.6 olarak gerçekleşmiş, her üç çalışan erkekten biri, kadınlarda ise her iki kişiden biri kayıt dışı çalıştırılmış.
Doğal olarak bunun sonucunda kadınlar daha düşük ücret almışlar, daha kolay işten çıkarılmışlar. İş güvenceleri de erkeklerden çok daha düşük olmuş.
2022 yılının son çeyreğinde kadın ve erkek 15 yaş üstü nüfusumuz 32 milyon 184 bin ile 32 milyon 841 bin ile birbirine çok yakın. Ancak, erkeklerin 23 milyon 139 bini yani yüzde 71.9’u işgücüne katılıyor. Kadınların işgücüne katılmaları ise 11 milyon 904 bin ile yüzde 36 seviyesinde kalıyor.
1934 yılında parlamentoya girme hakkını ilk elde eden ülkemiz kadınlarının parlamentodaki oranı son seçimde yüzde 17.1 oldu ve 188 ülke arasında 129. sırada yer aldık.
Kadınlarımız görevlenme imkanı buldukları eğitim, medya, finans sektörü gibi alanlarda hem başarılı olarak yönetici seviyesine yükseliyorlar, hem de erkeklerle yarışarak öne çıkıyorlar.
İş yaşamındaki bu tablo, eksik kadın emeğinin erkekler seviyesine çıkarılmasının gerekliliğini ortaya koyarken, kadın emeğinin yükseltilmesi ve onların katma değeri ile ülkemiz büyümesinin ve refahının artmasına neden olacağını gösteriyor. Tek kanatla uçmaya çalışmamak için kadınlarımızı eğiterek ve iş yaşamına katarak ülkemizi kalkındırmalı, büyümesini ve refahını artırılmasını planlamalıyız.
Tek kanatla uçulmaz…
Bizi uçuracak İkinci kanadın kadınlarımız olduğunu unutmayalım…
GÜNÜN SÖZÜ:
Analardır adam eden adamı…