İstanbul’un karmaşasından uzakta, huzurlu bir atmosferde sıra dışı bir gastronomi deneyimi arayanlar için Fauna, gizli bir hazine. 2003’te Moda’da beş masalı küçük bir lokanta olarak açılmış; 2014’ten beri Ataşehir’de 22 sandalyeli ve açık mutfaklı kendi tanıtımlarıyla “iyi şeyler yapma isteği olan bir mahalle lokantası.” Ancak, deneyimlendiğinde Fauna, sadece bir mahalle lokantası değil; özgünlüğü, lezzete olan tutkulu işletmecileri ve sürdürülebilir gastronomi anlayışıyla İstanbul’un yeme-içme sahnesinde fark yaratan bir mekân.
Fauna’ya adımınızı attığınız anda, sıcacık ve samimi bir atmosfer sizi kucaklıyor. Yüksek tavanı ve geniş pencereleri, mekâna ferah ve aydınlık bir hava katıyor. Ancak Fauna’yı asıl farklı kılan, mutfak felsefesi ve benimsediği değerler.
Bu lezzet mabedinin arkasındaki isim, vizyoner şef İbrahim Tuna “Fauna’nın zamanı ve sabrı olanlar için var olduğunu düşünür ve söylerim hep. İki nedeni var: Birincisi pişirilen her şeyi ben yapma gayretindeyim, dolayısıyla üretimimiz kısıtlı; ikincisi her şey müşterinin siparişiyle yapılıyor ya da pişiriliyor, bu da zaman alıyor. Benim için doğrusu bu ve böyle devam ediyoruz” diyor.
Fauna’nın menüsünde mevsimine göre hazırlanan çorbalar, organik mevsim sebzeleriyle hazırlanan salatalar, yalnız irmik ve organik yumurta kullanılarak yapılan makarna ve ravioliler, ön siparişle hazırlanan Karakaya kuzulu yemekler, kuzu göz yağlı, sade yağlı ve paçalı subörekleri bulunuyor. Tatlılar ise yine mevsimine göre çıkan ürünlerle hazırlanıyor.
“Başladığımız günden beri daha iyiyi aramak temel prensibimiz oldu ve bu arayış asla bitmeyecek” diyerek Fauna’nın ruhunu özetliyor İbrahim Şef. Mevsimselliğe saygı, yerel üreticileri destekleme ve atıksız mutfak gibi çağdaş gastronomi trendlerini benimseyen felsefesi, Fauna’nın her tabağında kendini gösteriyor.
“Yaparken öğrenmek, ne yaptığınız üzerinde düşünmek önemli ve bu süreçte hep bir yol alıyorsunuz” diyerek Fauna’daki sürekli gelişime vurgu yapan İbrahim Bey, “hâlâ ocağın başındayım, hâlâ hamurumu ben açıyorum, ben pişiriyorum” diyor.
İbrahim Tuna, ” Emrah (Coşkun) Şef ile birlikte güçlü bir uyum yakaladık, pandemiden sonra aramıza katıldı” diyerek mutfaktaki ahengin altını çiziyor. Emrah Şef’in özverisi sayesinde, İbrahim Bey ocağın başında olmadığında bile işler aksamadan ilerliyor. “Şimdi burada oturup sizinle sohbet edebilmemin nedeni o, mutfakta o pişiriyor” diyerek Emrah Bey’e duyduğu güveni dile getiriyor. Fauna’da herkes, aynı tutkulu hedef doğrultusunda çalışıyor: Misafirlere unutulmaz bir deneyim sunmak.
Fauna’yı kurarak hayalini gerçeğe dönüştüren İbrahim Tuna, 2000’lerin başında ilk yılların zorluklarını da samimiyetle paylaşıyor:
“Tek başıma çalışıyordum. 3-4 masa vardı” diyerek mütevazı başlangıcı anlatıyor. Fauna, zamanla sadık bir müdavim kitlesi oluşturuyor. Yıllar içinde ekibini genişleten İbrahim Şef, Fauna’yı bugünkü saygın konumuna taşımayı başarıyor.
Yerel üreticilerle kurdukları yakın ilişkiler sayesinde, en taze ve en kaliteli malzemeleri mutfağa taşıyorlar. Her çarşamba Göztepe Özgürlük Parkı’ndaki organik pazardan alışveriş yapılıyor…
“Fauna’da iyi malzeme kullanma isteğindeyiz. İyi malzeme bizim için öncelikle kimyasal kalıntı taşımayan ürünlerdir. Olabildiğince organik tarım ve üretim yapan üreticilerle çalışma gayretindeyiz. Zaman içerisinde organik ürün kullanım oranımız giderek arttı, bu açıdan mutluyuz” diye anlatıyor bugüne kadarki süreci İbrahim Tuna.
Fauna’da reklam anlayışları, yapmacıklıktan uzak, doğal ve samimi bir iletişim üzerine kurulu. İbrahim Bey, “Bizim bütün iletişimimiz, konuklarımız üzerinden” diyerek, misafirlerle kurulan doğal ve samimi iletişimin gücüne dikkat çekiyor. Fauna, sosyal medya ve dijital pazarlama araçlarını aktif olarak kullanmak yerine, kulaktan kulağa yayılan tavsiyeler ve güçlü müdavim topluluğu sayesinde bilinirliğini artırıyor.
Fauna’nın gelecekte de özgün lezzetler sunmaya ve daha iyiyi aramaya devam edeceğini söyleyen İbrahim Tuna, “Biz hiçbir zaman bir ay öncesinin, bir yıl öncesinin gerisine adım atmadık. 20 senede bir kez olsun geriye gitmedik. Hep daha iyi,” sözleriyle kaliteye ve gelişime olan sarsılmaz bağlılıklarını vurguluyor. Fauna’da sürdürülebilir gastronomi ilkelerini benimsenerek, gelecek nesillere ilham veren bir model olmak hedefleniyor.
Gastronomi alanında kariyer yapmak isteyen gençlere de ilham veren İbrahim Bey “sektörde kolay pes etmeyin, kendi hayallerinizin peşinden koşun ve gerçekten sevdiğiniz işi yapın” diyerek özgün bir kimlik yaratmanın ve tutkunun peşinden gitmenin önemini vurguluyor.
Fauna, İstanbul gastronomi sahnesinde kendine özgü bir yer edinmiş, İbrahim Tuna’nın tutkusu, Emrah Bey’in yeteneği ve özverili ekibiyle hayat bulan bir mekân. Burada, sadece lezzetli yemekler tatmakla kalmayacak, aynı zamanda gastronomiye, emeğe ve doğaya dair derinlikli bir bakış açısı üzerine düşünme fırsatı bulacaksınız.