İSTANBUL Yeminli Mali Müşavirler Odası (İYMMO) Yönetim Kurulu Başkanı Müfit Erkarakaş mesaj gönderdi:
- 2025 yılı ikinci çeyrek beklenti anketimiz tamamlandı…
Müfit Erkarakaş, İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Nazım Ekren, Prof. Elçin Aykaç Alp, Dr. Mefule Fındıkçı Erdoğan’ın imzalarıyla hazırlanan anket ve raporu da mesajına ekledi:
- Ekonomi Beklenti Endeksi
İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası
Başlıca Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunmuş Prof. Nazım Ekren ile İYMMO Başkanı Müfit Erkarakaş, “Ekonomi Beklenti Endeksi”yle ilgili şu noktanın altını çizmişti:
- İYMMO, 1500 üyesiyle İstanbul’daki büyük, orta ölçekli ve küçük toplam 25 bin şirketin, işletmenin her şeyini yakından izliyor, ekonomik açıdan nabzını tutuyor.
- Anketle toplam 12 sektör bazında büyüme ve eğilim yoklaması yapılıyor. “İYMMO Ekonomik Beklenti Endeksi”, Türkiye ekonomisinin geleceği hakkında fikir veren önemli bir veri kaynağı oldu.
2025 yılı ikinci çeyrek beklentileri İYMMO endeksine şöyle yansıdı:
- 2025 yılı ikinci çeyrek dönemine ilişkin yapılan ankete verilen cevaplar ışığında hesaplanan bileşik endeks 49.8 olarak gerçekleşti.
- Endeksin 50 değerinin altında seyretmesi, yılın ilk çeyreğinde gözlemlenen “makul ekonomik faaliyet düzeyinin devam edeceği” beklentisinin yerini “temkinli ve zayıf” bir görünüme bıraktığını gösteriyor.
Bu noktada Prof. Nazım Ekren’in bizzat anlattığı 2025 yılı ilk çeyrek beklenti endeksine döndüm:
- 2025 yılı 1. çeyrek dönemine ilişkin yapılan ankete verilen cevaplar ışığında hesaplanan bileşik endeks 52.4 olarak gerçekleşti. Bu veri, bir önceki döneme göre düşüş olsa da “makul bir ekonomik faaliyet” düzeyinin süreceğini gösteriyor.
2025 yılı ikinci çeyrek beklenti endeksinin girişinde şu saptama yer aldı:
- İYMMO üyelerine göre 2025 yılının ikinci çeyreğinde ekonomik aktiviteye ilişkin beklentilerin eğilimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre düşüş gösterdi.
Beklenti endeksi şirket ölçeklerine göre de değişiklik gösterdi. Ciro düzeyi üzerinden yapılan değerlendirmede sonuç şöyle çıktı:
- Küçük ölçekli firmalar: 42.9
- Orta ölçekli firmalar: 49.9
- Büyük ölçekli firmalar: 51.3
2025 yılı çalışan sayısına göre beklentiler de şöyle ortaya konuldu:
- Küçük ölçekli firmalar: 49.8
- Orta ölçekli firmalar: 50.6
- Büyük ölçekli firmalar: 48.9
Prof. Ekren başkanlığındaki akademisyen ekip, burada şu yorumu yaptı:
- İlk çeyrekteki “ihtiyatlı iyimserlik”, ikinci çeyrekte yerini “genel temkinliliğe” bıraktı.
Beklentileri 4 sektörün 50’nin altına çektiği görüldü:
- 2025 yılı ikinci çeyrek sonuçlarına göre “tekstil, otomotiv, inşaat ve imalat/sanayi” sektörü hariç tüm sektör beklentilerinin 50 baz puanın oluştuğu, geleceğe yönelik “ihtiyatlı bir iyimserliğin” hakim olduğu anlaşılıyor.
2025 yılı ikinci çeyrekte en iyi beklentilere sahip üç sektör şöyle sıralandı:
- Sağlık, gıda/tarım ve turizm…
Sağlık: Pandemi sonrası artan stratejik önemi ve hizmet talebindeki süreklilik sayesinde sağlık sektörü yüksek ve istikrarlı beklentiler üretti.
Gıda/tarım: Küresel gıda güvenliği endişeleri ve arz zinciri sayesinde dirençli yapısını korudu.
Turizm: Bu sektördeki toparlanma hem iç talepteki canlanma hem de uluslararası hareketliliğin artışıyla açıklanabilir.
Prof. Ekren, Prof. Alp ve Dr. Erdoğan, 2023 sonrası dönemde sektörlerin beklentilerinde gözle görülür bir kırılganlığın dikkati çektiğini vurgulayıp, nedenlerini irdeledi:
- Bu kırılganlık, küresel ekonomik dalgalanmalar, enflasyonist baskılar, faiz oranlarındaki artışlar ve jeopolitik görünüm etkisiyle firmaların daha temkinli bir yaklaşım benimsemesinden kaynaklanıyor.
Tekstil sektörü üzerinde ayrıca duruldu:
- Tekstil sektörü bu, bu dönemde diğer sektörlerden daha olumsuz bir seyir izleyerek düşük beklenti endeksleriyle kırılganlığı ortaya koydu.
- Sektördeki bu gerileme, artan üretim maliyetleri, düşük dış talep, rekabet baskısı ve yatırım iştahındaki azalmayla ilişkilendirilebilir.
Özetle, İstanbul’daki 25 bin şirketi kılcal damarlarına kadar gören, bilen, nabzını tutan İYMMO üyelerinin bu yılın ikinci çeyreğine ilişkin beklentileri, “temkinli ve zayıf”a dönmüş bulunuyor…
Endeksi yakından izleyip, bu nabzı tutmakta, 50 baz puanın üzerine çıkmasını sağlayacak önlemleri almakta yarar var…
‘Öngörülebilirlik’ ve ‘güven’i yeniden sağlamak gerekiyor
İSTANBUL Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın (İYMMO) “2025 yılı ikinci çeyrek beklenti endeksi”ni hazırlayan Prof. Nazım Ekren başkanlığındaki akademisyen ekip, toplulaştırılmış sorunları değerlendirip, en önemlilerini sıraladı:
- Ulusal ve küresel ekonomik görünüm
- Enflasyon
- Döviz kuru
- Maliyet artışı
İYMMO üyelerinin İstanbul’daki 25 bin şirketin nabzından aktardığı en belirgin ihtiyaç beklenti endeksine şöyle yansıdı:
- Ekonomik öngörülebilirliğin yeniden tesisi ve güvenin sağlanması.
Yapısal reform talepleri de şöyle ortaya konuldu:
- Vergi mevzuatında sadeleşme
- Teşvik sistemlerinin daha net ve adil hale getirilmesi
- Hukuk sisteminde reform
- Kurallara dayalı ekonomi yönetimi
Şu noktanın altı çizildi:
- Ayrıca dış ticarette alternatif pazar stratejileri geliştirilerek, küresel görünümün etkisine karşı dayanıklılık artırılmalıdır.
Yatırım ortamıyla ilgili şu mesaj verildi:
- Orta vadeli ve güven veren bir ekonomik program çerçevesinde, yatırım ortamının iyileştirilmesi tüm sektörler için öncelikli hale geldi.
Enflasyonla mücadele konusu şöyle irdelendi:
- Fiyat istikrarının sağlanması ve üretimi baskılamayan bir enflasyonla mücadele politikası gerekiyor. Enflasyonu düşürmeye yönelik politikalar tüketimi kısmak yerine, üretim ve verimliliği artırmaya odaklanmalı.
Kur yüzünden ‘zararına ihracat’ yapılıyor, bu böyle sürdürülemez
İSTANBUL Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın (İYMMO) “2025 yılı ikinci çeyrek beklenti endeksi”nde, enerji, işçilik ve girdi maliyetlerine dönük yapısal çözümlerin özellikle sanayi ve tarım gibi üretim odaklı sektörler açısından aciliyet taşıdığı ifade edildi.
İhracatçıların yaşadığı sıkıntı ve beklentileri, endekse şöyle yansıdı:
- İhracatçı firmalar, döviz kurunun enflasyon karşısında düşük kalması nedeniyle maliyetleri karşılayamıyor ve fiyatlandırma yapamıyor.
- İhracatçılar, “Kur baskısı bizi zararına ihracata zorluyor ve bu durum sürdürülemez” diyor.
İhracatçılar çözüm önerisini şöyle aktardı:
- Rekabetçi ve öngörülebilir bir döviz kuru politikası benimsenmeli.
- Kur-enflasyon dengesi sağlanmalı.
- Döviz kazandırıcı faaliyetlere özel teşvikler verilmeli.
- Döviz kurları serbest piyasa şartlarında daha sağlıklı bir düzeyde şekillenmeli.
- Eximbank destekleri genişletilmeli ve kur riskine karşı koruma mekanizmaları güçlendirilmeli.
"Lezzet Durakları her şehrin kültürel kimliğini yansıtıyor"
TOYOTA Türkiye CEO’su ve Komite Başkanı Ali Haydar Bozkurt’un davetiyle “Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı” için gittiğim Adana’da “Türkiye Kültür Yolu Festivali”nde önemli görev üstlenen Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl’le sohbet fırsatı buldum.
Ramazan Bingöl, önce görevini tanımladı:
- “Türkiye Kültür Yolu Festivalleri”nin gastronomi tarafını ben yönetiyorum. Gastronominin kalbinin“Türkiye Kültür Yolu Festivalleri”nde atması için çalışıyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliği ile şehirlerde “Lezzet Durakları” belirlediklerini kaydetti:
- “Lezzet Durakları”, bulundukları kentin gastronomi kültürüne yön veren önemli temsilciler olarak öne çıkıyor.
- “Lezzet Durağı” uygulaması, her şehrin kültürel kimliğini yansıtan, özgün tatların sunulduğu restoranları belirleyerek onları birer “prestij noktası” haline getiriyor.
- Festival kapsamında öne çıkarılan geleneksel lezzetler, lokanta menülerine dahil edilerek geleceğin sofralarında da yaşamaya devam edecek kalıcı bir kültürel mirasa dönüşüyor.