Hafta başında Aralık ayı istihdam verilerini aldık. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranının %0,1 düştüğü ve % 8,5 oranında gerçekleştiği açıklandı.
Normal koşullarda mevsimsel faktörlerin de etkisiyle kış aylarında işsizlik oranında artış bekleriz. Enflasyonla mücadele etmeye çalıştığımız bir ortamda ekonominin yavaşlaması ve işsizliğin artması beklenen bir durumdur. Yılın son çeyreğinde tam tersi bir durum olduğunu görüyoruz. Sanayi üretimi, perakende satışlar, işsizlik, enflasyon verileri birbiri ile tutarlı geldi. Aralık ayı verileri iç talepte, üretimde ve istihdamda daha da güçlenme sinyali verdi. Ekonominin bu sıcaklığına bağlı olarak enflasyon gücünü korumaya devam etti.
Aralık ayı istihdam verileri Türkiye’de 35,7 milyon iş gücü olduğunu, bunun 32,7 milyonunun istihdam edildiğini ve yaklaşık 3 milyonun işsiz olduğunu gösteriyor. Son bir ayda işgücüne dahil olmayanlar 130 bin artışla 30,4 milyona yükselirken, işsiz sayısı 39 bin kişi azalmış görünüyor. İş gücündeki 94 bin kişilik azalma ile beraber işsizlik oranı %8,5 olarak gerçekleşti. İşsizlik rakamlarındaki mevcut verinin ağırlıklı olarak işgücüne katılım sayılarındaki değişimle ilintili olduğunu, aslında çalışmak isteyen nüfus yüksek olmasına rağmen iş bulma süresinin uzamasıyla iş gücü dışında kalanların arttığını, bu durumun da işsizlik oranlarındaki artışı engellediğini görüyoruz.
Atıl iş gücü oranı son aylarda ynı seviyede kalıyor
Bu veri son dönemin değil geçtiğimiz birkaç yılın eğilimi olarak da karşımıza çıkıyor. 2022 sonundan bu yana işsizlik oranı %10’lardan %8,5’lere düşerken, kısmi çalışanlar ve iş gücü dışında olmasına rağmen iş bulursam çalışırım diyenleri ekleyerek hesapladığımız atıl iş gücü oranı %21’lerden %28,2’ye çıkmış durumda. Bu yüksek oran son aylarda aynı seviyede kalmaya devam ediyor.
Ekonomimizde iş gücünün atıl kalmasının bir başka yansımasını uluslararası karşılaştırmalarda da görme imkanımız var. OECD’nin ocak ayında yayınladığı İş Gücü Piyasası durum raporu OECD ülkelerinde 15-64 yaş arası grupta istihdam oranının %70’lerde olduğunu gösteriyor. Bu oran Hollanda, İsviçre, İzlanda gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde %80’lerin üzerinde bulunurken OECD ülkelerinde en düşük oran ülkemizde bulunuyor. Türkiye’de 15-64 yaş grubunda istihdam oranı %55 görünüyor. Kolombiya, Meksika, Şili gibi ülkelerde bu oran %60-70 arasında bulunuyor.
Kadın istihdamında OECD ülkeleri arasında en düşük orandayız
Cinsiyet gruplarına göre istihdama baktığımızda erkeklerde istihdam oranı OECD ülkelerinde %81,
kadınlarda %67 seviyelerinde. Ülkemizde ise erkeklerin istihdamı OECD ortalamasına yakın %79 seviyesinde iken, kadınlarda oran %42 ile en düşük seviyede bulunuyor.
Benzer bir eğilimi işgücüne katılım oranlarında da izliyoruz. OECD ülkelerinde 15-64 yaş grubunda işgücüne katılım oranı %75 civarında seyrederken ülkemizde bu oran %60 seviyesinde bulunuyor. Tahmin edilebileceği gibi işgücüne katılım oranlarında erkek kadın farkı da maksimum düzeyde gerçekleşiyor.
Ülkemizde işsizlik oranı düşmesine ve son verilerde %8,5 gerçekleşmesine rağmen bu rakamın OECD ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu söylememiz gerekiyor. Son verilere göre OECD ülkelerinde işsizlik oranı %4,8 olarak gerçekleşmiş durumda. OECD ülkeleri içerisinde en yüksek işsizlik oranı % 8,5 seviyesiyle Türkiye ve Kolombiya’da bulunuyor.
Ülkemiz işsizlik rakamı her ne kadar düşme eğiliminde olsa bile oldukça yüksek seviyede gerçekleşiyor. %28’in üzerinde olan atıl iş gücü oranı ve 15-44 yaş grubunda %55 istihdam oranı ile OECD’nin en düşük oranına sahip ülkesi olmamız, kaynaklarımızı iyi kullanamadığımızı ve çok ihtiyacımız olan verimlilik artışı için şartları yeterince sağlayamadığımızı gösteriyor.