IMF’nin göstergeleriyle ortaya çıkabilecek en iyi senaryo, vasat bir ekonomi olur. O da aşamadığı kırılganlıkları nedeniyle dış şoklara açık bir yapı demektir.
Uluslararası Para Fonu (IMF), yılda iki defa açıkladığı Küresel Ekonomik Görünümü raporunun ilkini salı günü açıkladı. Rapor ana hatlarıyla küresel ekonomide yeni bir dönemin başlamakta olduğunu söylüyor. Ve bu yeni dönemde belirsizlikler artacak, küresel ticaret ivme kaybedecek; dünya ekonomisi daha yavaş büyüyecek, enflasyon daha yüksek olacak.
IMF ekonomistleri ve uzmanları tarafından birçok veri ve modelleme tekniği kullanılarak oluşturulan rapora göre IMF'ye üye 200 dolayındaki ülkeden 127'sinde büyüme oranları, daha önceki tahminlerden daha düşük gerçekleşecek.
IMF'ye göre Türkiye
Türkiye için çizilen tablo da dünya genelinden çok farklı değil. Türkiye, kendi sorunlarına ek olarak, Trump'ın başlattığı tarife savaşlarından da olumsuz etkilenecek.
Bu tabloya sadece Türkiye olarak bakmak mümkün ama doğrusu Türkiye'nin performansını diğer ülkelerle karşılaştırmak olur. Bu tahminler Türkiye’nin küresel sıralamalardaki konumunu da gözler önüne seriyor. Buna göre büyüme performansında bu yıl dünyada 45'inci ve gelecek yıl ise 37'inci sırada yer alacağız. Enflasyonda ise bu yıl Venezuela, Sudan ve İran'ın ardından 4'üncü, gelecek yıl ise Venezuela, Sudan, İran ve Nijerya'nın ardından beşinci sırada yer alacağız.
Eğer gerçekten "Türkiye Yüzyılı" gibi bir iddiamız varsa, bu performans ile başa oynayacağımız ve böylesi bir hedefin çok uzağında kalacağımız ortada. Bu göstergelerle ortaya çıkabilecek en iyi senaryo, vasat bir ekonomi olur. O da aşamadığı kırılganlıkları nedeniyle dış şoklara açık bir yapı demektir. Yani Türkiye, "kırılgan beşli" arasında anılmaya devam eder.
Yapısal reform şart
IMF'nin tavsiyesi belli: Ülkeler, dayanıklılığı arttırmak ve büyüme ivmesini yeniden yakalamak için yapısal sorunlara odaklanmalılar. Bu sorunların neler olduğunu da çok iyi biliyoruz, yıllardır tartışıyoruz.
Tabii ki IMF'nin tahminlerine şüpheyle yaklaşan pek çok kişi vardır. Geçmişteki IMF tahminlerinin gerçekleşmeden çok uzak kaldığı, ciddi sapmalar yaşadığı yıllar olmuştur. Ancak bizim bu tahminleri beğenmememiz, güvenilmez bulmamız raporun önemini ve etkisini değiştirmiyor.
Çünkü ekonomistlerden karar vericilere, para yöneticilerinden akademisyenlere, hükümetlerden şirketlere kadar çok geniş bir kesim, bu raporu ve içinde yer alan tahminleri izler ve kendi çalışmalarında veri olarak kullanırlar. Yatırımcılar bir ülkeye yatırım kararı alırken bu rapora ve IMF’nin o ülkeye dair tahminlerine bakarlar. Çünkü IMF Küresel Ekonomik Görünüm raporu sadece bir değerlendirme değil, aynı zamanda hem ekonomik aktörler hem de kamu için kritik bir referans noktasıdır.